OHAL ve tampon bölge yok, terör koordinatörlüğü gündemde
Ankara'da terörle mücadelede izlenecek
yol haritası için toplantı üzerine toplantı yapılıyor. Yarın geniş kapsamlı ve net kararların alınmasının beklendiği yeni bir toplantı var.
Perşembe günü yapılan toplantıda askerlerin istekleri masaya yatırıldı.
OHAL'i çağrıştıracak birtakım talepler var. Ama Baş
bakan'ın duruşu net; "OHAL kesinlikle yok, Tampon Bölge uygulanabilir değil." Özgürlüklerden geri adım atmadan terörle mücadeleye tam
destek verme kararlılığında. Askerin talepleri için
Maliye ve
Adalet Bakanlığı kurmayları yoğun çalışma içinde. Yarınki toplantıya kapsamlı dosyalarla gelecekler. Bu arada
sivil kanattan terörle etkin mücadele için yeni bir yapı
önerisi geldi.
Emniyet Özel
Harekat, Jandarma
Özel Kuvvetler,
Genelkurmay Özel Kuvvetleri'ni koordine edecek bir yapı düşünülüyor. Bölgesel
özel harekat üsleri şeklinde konuşlanacak ve özel yetkili bir isme bağlanacak. Öneri henüz
tartışma safhasında. Ama yarınki toplantıdan bu yönde bir sonuç çıkarsa
sürpriz olmamalı. İşin bir de sahaya bakan yönü var. Terörün en yoğun olduğu bir bölgedeki savcının değerlendirmesi; "Yeni düzenlemeye gerek yok. Mevcut yasalar yeterli. Zaten bölgede hem polis hem askerle uyumlu bir çalışma yürütülüyor."
Bir başkası ise " Kırsaldaki hiçbir askerden bana şu yetkiyi vermiyorsunuz diye bir tepki almadım. Kanunlar yeterli. Uygulamada sorun yok. İstismara yol açacak bazı düzenlemeler sıkıntıya bile yol açabilir" görüşünde.
Diyarbakır saldırısı sonrasında telsizden alınan
arama yetkisi de örnek olarak gösteriliyor. Ortak fikir eksikliğin kanunlardan kaynaklanmadığı yönünde.
Bizi bu
emniyet müdüründen kurtarın!
Malum, eski
İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü
Adil Serdar Saçan şu anda
Ergenekon Operasyonu kapsamında
tutuklu. Hakkında çok şey yazılıp çizilebilir. Sıra dışı bir isim olduğu kesin. Meğer görevde olduğu dönem de DGM savcılarını
isyan ettirmiş. Öyle ki dönemin başsavcısı 'gizli' bir yazı ile İçişleri Bakanlığı'na başvurup ' bizi bu müdürden kurtarın' demiş.
Şubat 2000 tarihli yazıda neler var neler. İşte düşündürücü bazı örnekler; "Gece yarısı aşırı alkollü gelip nezarethanedeki sanıkları savunmalarını almak bahanesiyle
taciz etmiştir. Makam masasının üzerine koyduğu sandalyeye oturarak aşırı alkollü bir şekilde sanıklara söylemler vermektedir. Avukatları kovup, hırpalamaktadır, müştekileri gözlem altına almış, kötü muamele etmiş ev ve iş yerlerinde usulsüz aramalar yapmıştır. Kendisi teslim olan sanığı kovmuştur."
Savcı gerekçeleri sıralayıp Saçan'ın
tayinini talep etmiş. İlginç olanı aynı dönemde, vali
Erol Çakır da Saçan'dan kurtulmaya çalışmış. Çakır'ın imzasını taşıyan
Aralık 2001 tarihli başka bir 'tayin' talebinde ise inanılmaz iddialar var. Çakar mealen 'artık bıktık, bizi kurtarın' demiş.
Vali Çakır'a göre Saçan organize suç örgütleri ile yakın temasta. Problemli kişiliğe sahip olduğu için hem meslektaşları hem yargı ile kavgalı. Şikayetlerin ve davaların ardı arkası kesilmedi ve Saçan
Mart 2003'te başka bir birime tayin edildi. Sonrasında da meslekten
ihraç edildi. Yıllar süren hukuki mücadele sonucu mesleğe döndüğü gün de Ergenekon kapsamında tutuklandı. Ergenekon'un ortaya dökülen bilgi ve belgeleri son 20 yılın kara kutusu gibi. Dönüp tekrar tekrar okumakta fayda var.
Adem
Yavuz ARSLAN - BUGÜN