Sayıştay raporunda, düzensiz ve kaçak yapılaşmanın olduğu
kentlerde altyapı planlaması ve koordinasyonundan bahsetmenin mümkün olmadığı belirtilerek,
büyükşehir belediyelerinin çoğunda yüzde 50'yi aşan oranlarda kaçak yapılaşma bulunduğu bildirildi.
Raporda, ''
Kaçak yapı oranları,
İstanbul'da yüzde 70, Ankara'da yüzde 30-40,
İzmir'de yüzde 60 olarak ifade edilmektedir. Üstelik bu oranlar, kesin veriler olmayıp
yetkililerin tahminlerini yansıtmaktadır'' denildi.
Büyükşehir belediyelerinin ''mükerrer ve
batık maliyetleri''nde en önemli alanı
asfalt ve
kaldırım çalışmalarının oluşturduğu da belirtilen raporda, belediyeler yaklaşık her 5 yılda bir mevcut asfalt yolların tamamını yenileyecek kadar asfalt çalışması yaptığına dikkat çekildi.
Sayıştay Başkanlığı, ''Büyükşehir Belediyelerinde Altyapı Faaliyetlerinin Koordinasyonu'' konulu performans raporu hazırladı.
Çalışma çerçevesinde, büyükşehir belediyeleri,
büyükşehir belediyesi sınırlarında bulunan diğer belediyeler ile büyükşehir sınırları dahilinde yoğun çalışması ve yaygın tesisi bulunan su-kanalizasyon, gaz, elektrik ve telekomünikasyon hizmetleri veren kurum ve kuruluşların 2004-2006 yıllarındaki faaliyetleri incelendi.
İncelemede, ''büyükşehir belediyelerinde altyapı faaliyetlerinin koordinasyonunu sağlayan uygun bir yapı kurulmuş mu?'' ve ''büyükşehir belediyelerinde altyapı faaliyetleri maliyet etkinliğini sağlayacak şekilde koordine ediliyor mu?'' sorularına
cevap arandı.
-ÖNCE YAPI SONRA ALTYAPI GELİYOR-
Hazırlanan raporda, imar planlarının, kentin düzgün ve planlı bir şekilde büyümesine, gelişmesine ve düzenlenmesine yön verdiği belirtilerek, düzensiz ve kaçak yapılaşmanın olduğu kentlerde altyapı planlaması ve koordinasyonundan da bahsetmenin mümkün olmadığı kaydedildi.
Büyükşehir belediyelerinin çoğunda yüzde 50'yi aşan oranlarda kaçak yapılaşma bulunduğu ifade edilen raporda, ''Kaçak yapı oranları, İstanbul'da yüzde 70, Ankara'da yüzde 30-40, İzmir'de yüzde 60 olarak ifade edilmektedir. Üstelik bu oranlar, kesin veriler olmayıp yetkililerin tahminlerini yansıtmaktadır'' denildi.
Büyükşehir belediyelerinde ilk önce plana aykırı veya plansız yapılaşma olduğu, bu alanlara altyapı hizmetlerinin daha sonra götürüldüğü belirtilen raporda, kentin nasıl ve hangi yönde gelişmesi gerektiğini ortaya koyması beklenen imar planlarının, çoğu yerde fiili duruma ayak uydurmak zorunda kaldığı kaydedildi. Raporda, ''Bu da kaçınılmaz olarak, altyapı kurumlarının yatırımlarını kısa dönemli ihtiyaçlara yönlendirmesine, tesislerini farklı zamanlarda ve birbirinden bağımsız kurmalarına yol açmaktadır'' görüşüne yer verildi.
-5-6 KATLI BİNA YERİNE GÖKDELENLER YAPILIYOR-
Birçok büyükşehir belediyesinde gecekondu alanları için sonradan hazırlanan imar planları ile mevcut durum arasında uyumsuzluklar oluştuğu ifade edilen raporda, şunlar kaydedildi:
''Halihazır haritalarda mesken olarak görünen yerler, imar planlarında yol, haritalarda yol olarak görünen yerler, imar planlarında mesken alanı olarak yer alabilmektedir. Bu durum, altyapı tesislerinin güvenli ve standartlara uygun bir şekilde kurulmasını olanaksızlaştırmaktadır. Kısa sürede yenilenmesini ve/veya deplasesini zorunlu hale getirmektedir.''
Raporda,
İmar planlarında çok sık değişikliğe gidilmesinin, planlama çalışmalarını anlamsız hale getireceği ve planların bağlayıcılığını azaltacağı kaydedilerek, büyükşehir belediyelerinde ''azımsanmayacak sayıda imar değişikliği yapıldığı'' vurgulandı.
1999 depreminden sonra neredeyse yeniden kurulan Sakarya'da bile, her yıl yapılan ortalama imar değişikliği sayısı 125'i bulduğu belirtilen raporda, özellikle konut alanının ticari alana çevrilmesi, yeşil alanın konut alanına dönüştürülmesi gibi parsel bazında fonksiyon değişikliği ile kullanım alanı ve kat yüksekliği gibi konularda alınan değişiklik kararlarının, altyapı ihtiyacında önemli artış getirdiği vurgulandı. İstanbul ve İzmir gibi metropoller ile
Mersin,
Antalya gibi turizm merkezleri, bu tip değişimin büyük boyutlu yaşandığı kaydedilen raporda, İstanbul-Şişli'de 5-6 katlı binaların yerine gökdelenler, iş merkezleri yapılması duruma örnek gösterildi.
-İNŞAAT RUHSATI VAR, KULLANMA İZİN BELGESİ YOK-
İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı 32 belediyenin inşaat ruhsatı ve yapı kullanma izinlerine ilişkin veriler incelendiğinde, hemen hemen bütün belediyelerde, çok sayıda inşaat ruhsatı verilmesine rağmen, neredeyse hiç yapı kullanma izin belgesi verilmediğinin görüldüğü belirtilen raporda, Arnavutköy'de 665 inşaat ruhsatı verilmesine karşın, 1 yapı kullanma izin belgesi tahsis edildiği kaydedildi ve ''Bu durum, imara aykırı yapılaşmanın boyutlarını ortaya koymaktadır'' denildi.
-EN BÜYÜK ''BATIK MALİYET'' ASFALT VE KALDIRIM HARCAMALARI-
Raporun ''mükerrer ve batık maliyetler'' başlıklı bölümünde, büyükşehir belediyelerinin asfalt harcamalarına dikkat çekildi.
Mükerrer ve batık maliyetlerin oluştuğu en önemli alanın ''asfalt ve kaldırım harcamaları'' olduğu vurgulanan raporda, bu harcamaların, büyükşehir belediyeleri ve denetlenen diğer belediyelerin
bütçe ve yatırım harcamalarının yüzde 30-40'ını oluşturduğu kaydedildi.
Rapora göre, 2004-2006 yıllarında büyükşehir belediyeleri ve denetlenen diğer belediyeler yaklaşık 1 milyar 428 milyon YTL asfalt, yaklaşık 420 milyon YTL kaldırım çalışmaları için harcama yaptı.
Belediyeler yaklaşık her 5 yılda bir mevcut asfalt yolların tamamını yenileyecek kadar, asfalt çalışması gerçekleştiriyor. Sıcak bitümlü asfaltın
ekonomik ömrü ortalama 15 yıl olduğu dikkate alındığında, yolların ekonomik ömrü tamamlanmadan yenilenmiş olduğu anlaşılıyor.
-ASFALT HARCAMALARI ARTIYOR-
Rapora göre, büyükşehir belediyelerinin ''asfalt ve kaldırım harcamalarının'' yaklaşık dörtte 3'ünü, asfalt harcamaları meydana getiriyor. 2006 yılındaki büyükşehir belediyeleri ve denetlenen diğer belediyelerde asfalt harcaması, 2004 yılına göre yüzde 198, 2005 yılına göre ise yüzde 71 oranında artış gösteriyor. 3 yıllık artış oranları incelendiğinde,
Adana,
Bursa ve
Konya dışındaki tüm illerde yüzde 100'ün üzerinde artış olduğu görülüyor. Antalya,
Samsun, Mersin,
Gaziantep ve Sakarya'da artış oranı yüzde 300'ün üzerine çıkıyor.
Kocaeli Büyükşehir belediyesinde ise artış oranı yüzde 6115'i buluyor.
-DİĞER TESPİTLER-
Raporda yer alan diğer bazı tespit ve öneriler şöyle:
- 2004-2006 yıllarında, ulusal politikalarda olduğu gibi büyükşehir belediyelerinin hiçbirinde, altyapı çalışmalarının etkin bir şekilde koordine edilmesine yönelik açık ve net amaçlar ile somut hedefler belirlenmemiş, önceliklendirme yapılmamıştır. Çalışmalar, bütüncül bir plan çerçevesinde değil, münferit işlerin günlük koordinasyonu şeklinde yürütülmüştür.
- Türkiye'de, büyükşehir belediyeleri imar planları, kentlerin gelişimine ve büyümesine bağlı, zamanında, gereksinimleri karşılayacak, kentin doğru ve sağlıklı planlanmasına yön verecek şekilde hazırlanmadığı gibi kentlerin gelişiminin hazırlanan planlara uygunluğu da sağlanamamıştır. Sonuç olarak, hazırlanan planlar çok kısa sürede işlevsiz hale gelmiş, çok sayıda imar değişiklikleri yapılmıştır.
- Halihazır durumla imar planları arasındaki uyumsuzluk altyapı tesislerinin güvenli ve standartlara uygun bir şekilde kurulmasını olanaksızlaştırmakta; ekonomik ömrü dolmadan, kısa sürede yenilenmesini ve/veya yerinin değiştirilmesini gerektirmektedir.
-''ÇÖZÜM VE MODEL GELİŞTİRİLMEMİŞ''-
- Büyükşehir belediyelerinin hiç birinde imar özelliklerine göre, altyapının ekonomik şekilde kurulması ve yenilenmesine ilişkin herhangi bir çözüm ve
model geliştirilmemiş, altyapıyı bir bütün olarak ele alıp irdeleyen bir çalışma yapılmamıştır.
- Büyükşehirlerimizin tamamında, kent genelini kapsayan bütüncül bir yaklaşımla kırmızı kot belirleme ve
uygulama çalışmaları yapılmamıştır. Bu durum, altyapı hatlarının koordinatlarının mevcut yollara göre sağlıklı bir şekilde belirlenememesine neden olmaktadır.
- Koordinat verilerinin gerçek durumu yansıtmaması sonucu, altyapı kurumlarının ve belediyelerin büyük maliyetlerle oluşturdukları bilgi sistemlerindeki veriler geçerliliğini, güncelliğini ve güvenilirliğini kaybetmektedir. Bu bilgiler esas alınarak, daha sonra yolda ve/veya altyapı tesislerinde yapılan çalışmalarda, kurumların birbirlerinin tesislerine zarar vermelerine, can ve mal kayıplarına yol açan sorunlar ortaya çıkmaktadır.
-ALTYAPI ÇALIŞMALARINDA KOORDİNASYON SORUN-
- Temmuz 2007'ye kadar uygulanan
kentsel dönüşüm projelerinde, altyapı kurumları ve büyükşehir belediyelerinin önceliklerinin farklı olması nedeniyle, yol ve altyapı faaliyetlerinde, ortak program hazırlanmadığı, koordinasyon sağlanamadığı ve kentsel dönüşüm projelerinin bir
araç olarak değerlendirilemediği görülmektedir.
- Temmuz 2007 itibariyle, altyapı kurumlarının çoğunluğunda Altyapı Bilgi Sistemi kurulduğu tespit edilmiştir. ABS'lerden beklenen faydanın sağlanması için sistemin doğru, güncel ve yeterli verilere dayanması gerekmektedir.
- Büyükşehir Belediyeleri Kanununda altyapı faaliyetlerinin koordinasyonu için kamu kurumları, özel kuruluşlar ile
sivil toplum kuruluşlarını içeren kurul şeklinde çalışacak bir organizasyon yapısı (AYKOME) öngörülmüştür. Ancak, yasal düzenlemelerde belirlenen altyapının koordinasyonuna ilişkin organizasyon yapısı, büyükşehir belediyelerinin önemli bir kısmında oluşturulmamıştır.
- AYKOME
Kurulu düzenli toplanmamış, göreli olarak düzenli toplanan büyükşehir belediyelerinde ise altyapı çalışmalarının koordinasyon içinde yürütülmesine yönelik işlevsel kararlar alınamamıştır.
- Altyapı koordinasyonunun planlaması ve bunların uygulamaya geçirilmesine ilişkin yetki, görev ve iş tanımları ayrıntılı bir şekilde belirlenmemiş; uygulamada etkinliği sağlayacak şekilde net iş tanımlarıyla desteklenmemiştir. Büyükşehir belediyelerinin bir bölümünde uygulama yönetmeliği bile hazırlanmamıştır.
- Altyapı kurumları yatırım programlarında yer alan çalışmaların önemli bir kısmını gerçekleştirememekte veya
taslak programda yer vermedikleri pek çok yatırımı yapmaktadırlar. Bu durum, koordinasyon planı hazırlanmasını anlamsız hale getirmektedir.
- Zaten hiçbir büyükşehir belediyesi, bu taslak programları esas alıp, koordinasyonun planı olarak adlandırılabilecek kesin ve ortak programları hazırlamamakta, kazı izni verirken taslak programa uygunluğu aramamaktadır. Sonuç olarak, altyapı çalışmalarının koordinasyon içinde yürütülmesine ilişkin bütün yasal düzenlemeler kağıt üzerinde kalmaktadır.
-''STANDARDA UYGUN GÜVENLİK TEDBİRLERİ ALINMIYOR''-
- Özel ve özelleştirilmiş şirketlerin ortak programdaki durumuna açıklık getirilmemiştir. Oysa, büyükşehir belediyelerinde yaygın altyapı tesisi ve çalışması bulunan 4 altyapı kurumundan, sadece büyükşehir belediyesine bağlı su ve kanalizasyon idareleri kamu kuruluşu niteliğindedir.
- Altyapı çalışmalarında güvenlik standartlarının gerektirdiği tedbirlerin alınmaması, sık sık kamuoyunun gündemine gelen can ve mal kayıplarına yol açmaktadır. Standartlara uygun olarak yapılmayan işler nedeniyle meydana gelen hasarlar, genellikle tazminat davalarına konu olmakta, belediyeler ile altyapı kurumlarına ek bir mali yük getirmektedir.
- Altyapı kurumları ve belediyeler kendi çalışmaları sırasında birbirlerinin hatlarına büyük hasarlar vermektedir.
- Kurumların bir kısmı hatlarına başka kurumların verdiği hasarları
kayıt altına almamakta, bir kısmı hasarların bir bölümünün mahsuplaşma yoluyla kapatmakta ya da kurumlar arasındaki ilişkinin bozulmaması için gündeme getirmemektedir. Bu nedenle, kurumların birbirlerinin hatlarına verdiği hasarın gerçek maliyetleri ve ekonomiye getirdiği yük tam olarak belirlenememektedir.
AA