Ankara Strateji Enstitüsü Başkanı Profesör
Mehmet Özcan,
KCK operasyonlarını ve
örgütün yeni stratejisini değerlendirdi. Örgütün gizli
hedeflerini açıkladı.
HEDEF BM BARIŞ GÜCÜNÜ BÖLGEYE GETİRMEK
KCK'ya yönelik operasyonlar
Öcalan'ın avukatlarına kadar uzandı. Hukuku,
savunma hakkını dahi kan dökmek için suistimal eden Öcalan'ın Kandil'le kurduğu "iletim hattı" kesildi. Ankara Strateji Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Özcan, KCK yapılanması ile başlayan ve
Çukurca'da kendisini gösteren
terör örgütünün yeni stratejisini deşifre etti. Özcan, "Örgütün Çukurca saldırısından beri temel
politika olarak 2 hedefi var, şiddeti tırmandırarak bir
Kürt-Türk savaşı çıkarmak, ikincisi de bu savaşın çıkmasıyla beraber Avrupa'daki KNK ve 18
PKK derneğinin açıklamalarında görüldüğü üzere
Türkiye'ye ve
bölgeye BM Barış Gücü'nün gelmesini sağlamak. Bu aşama itibariyle önce fiili bir sınır çizip, daha sonra bu sınırın devlet tarafından da kabul edilmesi oyunu üzerine tezgâhlanan bir gizli ajandaları bulunmaktadır. Devlet son dönemde terörle mücadeledeki kararlı tutumuyla bu oyuna şimdilik gelmeyeceğini net olarak ortaya koymuştur. Umarız bundan sonraki aşamalarda da Türkiye'de fiili sınırların çizilmesine izin vermez" diyor. Özcan ile KCK'yı konuştuk.
EN BÜYÜK MATRUŞKA KCK'DIR
Ankara Strateji Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Özcan'dan KCK'yı deşifre etti. KCK, BDP, DTK, PKK, HPG ve TAK'ın bir matruşkanın parçası olduğunu söyleyen Özcan; "Bu matruşkanın en büyüğü KCK'dır" dedi
* KCK nedir?
KCK, 2007 yılında bir
sözleşmesi de imzalanan
terör örgütünün yeni adıdır. Hem bir terör örgütü olarak hem de bir devlet yapılanması olarak ortaya çıktı. Bunu KCK sözleşmesinden çıkarıyoruz. "Demokratik
eylem" başlığı altında bile gösteri, toplantı, yürüyüş gibi barışçıl eylemlerin yanında yasal direnme ve
ayaklanma da yer almaktadır. KCK sözleşmesi totaliter, militer ve Kürt
halkını hiçe sayan yapısı ile Kürtler'e barış getirmekten öte daha fazla kan,
gözyaşı getirecek bir sözleşmedir.
MECLİSLER KURULMUŞ
* Nasıl bir
paralel devlet yapılanması öngörülüyor?
Bu sözleşmede yasama, yürütme, yargı gibi kuvvetler ayrılığından başka, devlet fonksiyonları olarak
yurttaşlık,
vergi, savunma, yüksek
seçim kurulu, mahkemeler şeklinde ancak devletlerde olabilecek fonksiyonların anayasal şekilde düzenlendiğini görüyoruz. Ayrıca bu paralel devletin hukuk sistemleri de belirlenmiş. Siyasi alan, ideolojik alan,
ekonomik alan gibi alanlar oluşturularak, devlet ve örgüt fonksiyonlarını biraraya getiren il
legal ve paralel bir devlet yapılanması oluşturulmuş.
* Bu devletin nerede kurulması öngörülmüş?
4 ülkeden müteşekkil bu konfedaral devlette
İran,
Irak,
Suriye ve Türkiye'den parçalar var. Her ülkede parça yapılanması altında meclisler kurulmuş, mesela Türkiye'de "Türkiye Meclisi" oluşturulmuş. Bu yapının altında bölge eyalet,
kent meclisleri, onun altında
kasaba, kasabanın altında mahalle,
sokak ve köy düzenlemeleri yer alıyor.
* PKK KCK içinde nasıl konumlandırılıyor?
PKK, 36. maddeye göre klasik parti olmayan, iktidarı hedeflemeyen, ideolojik, ahlaki ve örgütsel bir oluşum. KCK sisteminin ideolojik gücü.
BDP' NİN KARABASANI
* Bu durumda PKK bir parti olarak tanımlanmıyor , BDP bir parti olarak tanımlanıyor mu?
39. maddede partiler düzenlenmiş, buradaki partilerden kastedilen legal siyasal partiler. İşte KCK'nın yasal ile yasal olmayan kısımlarını karıştırdığı nokta da burada başlıyor. BDP eğer bu
siyasi partiler arasındaysa -ki
Aysel Tuğluk'un ifadelerinden bu anlaşılmaktadır- bu iç içe geçmişlik BDP'yi ve BDP'li
siyasetçileri zor durumda bırakıyor. Aysel Tuğluk bir ifadesinde "Öcalan, KCK, PKK, DTK birlikteliğinden bahsetmek herkesin bildiği bir sırrı ifşa etmekten başka bir anlama gelmeyecektir. Öcalan ne kadar BDP'nin içindeyse, BDP de bir o kadar DTK'nın hatta KCK'nın içindedir" diyor. Dolayısıyla KCK, BDP, DTK, PKK, HPG hatta TAK hepsi beraber bir matruşkadır. Bu matruşkanın en dışında, en büyük matruşka olarak KCK yer alıyor.
* Siyasetçiler karar mekanizması içinde yer bile almıyor, sadece alınan kararları uygulamakla mı görevli?
KCK oluşturmuş olduğu bu yapılanmalarla Osman
Baydemir örneğinde olduğu gibi legal siyasetçileri sorgulamakta ve onlara talimatlar vermekte, mesela BDP'yi istediği gibi şekillendirmekte. Her siyasetçinin yanına Stalin Rusyası'nda olduğu gibi bir kişi veriliyor. Halen Suriye'de de uygulanan
komiser sistemi ile siyasetçilere güvenmediğini gösterip, üzerinde
baskı uyguluyor. Bu boyutuyla KCK, legal siyasetin, yani BDP'nin üzerinde dolaşan karabasan gibi. KCK karabasanı BDP üzerinden çekilmediği sürece BDP'nin özgürce iradesini ortaya koyabilmesi ve siyaset yapabilmesi mümkün değil.
VATANDAŞ OLMA HAKKI YOK
* KCK sistemi ile bir paralel devlet öngörülüyor da, bu devletin vatandaşları kim? Bu devletin vatandaşlarının kendi iradeleri var mı, yoksa iradelerini KCK'ya mı devrediyorlar?
"Sistemin yurttaşlığı" başlığı altında düzenlenen 5. maddede "
Kürdistan'da doğup yaşayan veya KCK sistemine bağlı herkes yurttaştır" ifadesi yer almaktadır. KCK ilke ve amaçlarına karşı
ihanet suçu işleyen kişi yine sözde Yüksek Adalet Divanı'nın kararı ve Kongra-Gel'in onayıyla yurttaşlıktan çıkarılıyor.
*Yani kendi iradeleriyle vatandaş olma ya da vatandaşlıktan çıkma hakkı yok.
Bakın, 10. maddede "temel görevler" başlığı altında yurttaşların görevleri düzenlenmiş. Örneğin, yurt dışında yaşayan ve çalışan KCK yurttaşlarının ülkeye dönme, ülkedeki temel hak ve görevlere katılma sorumluluğu getirilmiş. Avrupa'da veya Türkiye dışında yaşayan yüz binlerce Kürt'ün bulundukları ülkeyi terkederek, dönmeleri isteniyor.
HERKESE DAĞDA ZORUNLU ASKERLİK
* Bir de askerlik zorunluluğu var.
Evet, KCK sistemindeki yurttaşların görevlerinin en başında askerlik sayılıyor ve bu görevde bir
cinsiyet ayrımı da yapılmıyor, erkek-kadın tüm KCK yurttaşlarının bu görevi yapma yükümlülüğü bulunuyor. KCK'nın şiddet içeren, şiddet kullanan, savaş halini meşru gören sözleşme yapısı incelendiğinde, askerliğin kadın - erkek ayırtetmeksizin dağda eline
silah almayı gerektirdiği açık. Ayrıca, her KCK yurttaşı mükellefiyeti gereği vergilerini ödemekle yükümlü. Örgüte vergi adı altında toplanan haraçları vermeyen
iş yeri sahipleri dağa kaldırılıyor, iş yerleri molotoflanıyor, araçları yakılıyor.
Öcalan'ı Barzani'nin üstünde görüyorlar
* DTK'nın konumu nasıl?
DTK da Öcalan tarafından
sivil bir inisiyatif olarak düşünülmesine rağmen, KCK'ya yönelik yapılan operasyonlardan sonra Devrimci Halk
Savaşı'nın yapılamayacağı veya zor olacağı endişesiyle yumuşak bir geçiş yapma adına şekil değiştirdi. DTK, eşbaşkanları Öcalan tarafından belirlenen, demokratik özerkliği kamuoyuna duyuran ve bunun üzerinden KCK devlet yapılanmasına giden süreci hızlandırmak için bir kaldıraç vazifesi gören yapılanmadır.
* Öcalan bu sistemin neresinde?
Öcalan sözleşmenin 11. maddesinde "Önderlik" başlığı altında düzenlenmiş, bu madde "KCK'nın kurucusu ve önderi
Abdullah Öcalan" ifadesi ile başlar. Öcalan, KCK'nın felsefik, teorik ve stratejik kuramcısıdır. Her alanda, sadece Türkiye'de değil, 4 devletteki bütün Kürt halkını temsil eden önderlik kurumu olarak görülüyor. Eğer, Kürdistan'da
Kuzey Irak'ın içindeki bir bölüm kastedilmiyorsa ki zaten böyle anlaşılmıyor, bu durumda önderlik makamı Barzani'nin bile üzerinde oluyor. "Kürdistan halkının özgür ve demokratik yaşamına ilişkin temel politikaları gözetir ve temel konulardaki en son karar merciidir. Yürütme konseyi başkanını görevlendirir ve temel konulara ilişkin yürütme konseyi kararlarını onaylar" deniyor. Yani, şu anda yürütme konseyi başkanı olarak görev yapan
Karayılan'ı Öcalan görevlendiriyor.
Siyaset akademileri
tartışma konusu olmuştu, siyaset akademileri bir siyasallaşma belirtisi mi?
Siyaset akademisi, sözleşmenin 14. maddesinde düzenlenen örgütün ideolojik alan merkezleri başlığı altında yer alan bilim, aydınlanma komitesine bağlı ve örgüte ideolojik anlamda yetişmiş kadroları hazırlamaya çalışan bir yapıdır. Eğitim veren ve örgüte ideolojik kadrolar yetiştirmeye çalışan bir yapılanmadır. Siyaset akademilerinin ne olduğunu anlamak için hiç yorum yapmaksızın Öcalan'ın, Karayılan'ın ve örgütün medyasının ifadelerine bakmak yeterlidir. Mesela, Karayılan, "
Bağımsız Kürdistan, Devrimci Halk Savaşı ile kurulabilir. Siyaset akademilerinde yetiştirilen gerillalar bu savaşta etkin bir şekilde yer alacaktır" demiş. Siyaset akademileri, politik anlamda yasal bir yapı olmaktan öte örgütün dağ kadrosu ile içiçe geçmiş, eline silah alacak olan
teröristlerin doktrine edildiği bir ön
hazırlık aşaması.
* Bir nevi
kamp görevi ifa ediyor bu durumda siyaset akademileri.
Evet, adeta bir ideoloji kampı, hatta daha ötesi terör kampı. Siyaset akademisi ile Kandil'de PKK kamplarında verilen dersler aynıdır. Kandil'de verilen ideolojik eğitim hem daha hızlı hareket edebilmek hem de terörist yetiştirme sürecini hızlandırabilme adına siyaset akademilerinde veriliyor.
KOMİTE ÖRGÜTÜN ŞAHDAMARI
*Son operasyonlarda avukatlar tutuklandı. Avukatların bu yapıda üstlendikleri görevi nasıl açıklıyorsunuz?
Son günlerde yapılan operasyonlar "Önderlik komitesi"ne yöneliktir. Nasıl bir misyon üstlendiğini anlayabilmek için suçlandıkları KCK sözleşmesinin "Önderlik Komitesi" başlığını taşıyan maddeye bakmakta fayda var. Burada, komitenin görevi anlatılırken, çalışmalarını KCK Yürütme Konseyi'ne bağlı olarak ilgili tüm komite, koordinasyon ve komisyonlarla da ilişki içinde yürüttükleri belirtiliyor.
* Doğrudan Karayılan'a bağlılar yani.
Bu yapısı itibariyle "önderlik komitesi" tüm komitelerden farklı olarak doğrudan Karayılan'a bağlı ve diğer komitelerle ve komisyonlarla ilişki içine girebilen tek komite. İşte son dönemde yapılan operasyon, Öcalan'ın hukuki sorunlarını bahane ederek Kandil'le iletişimini sağlayan örgütün şahdamarı niteliğindeki bir yapılanmaya yöneliktir.
Seda Şimşek/BUGÜN