Farklı bölgelerdeki 24 göl tamamen kurudu, 60'ının
su seviyesi 1 metrenin altına indi. Akarsuların gürül gürül aktığı günler özleniyor.
Hava sıcaklığının normalin üstünde seyretmesi sebebiyle
Türkiye kurak bir yıl yaşıyor. Birçok bölgede barajlar, göller ve nehirler kurumaya, yeraltı suları çekilmeye başladı.
Akşehir, Eber,
Beyşehir, Meke, Hotamış, Suğla, Seyfe, Eşmekaya, Sultan ve Tuz gölleri kurudu. Akarsularda da durum farklı değil. En büyük 26 nehirden 4'ü adeta
haritadan silindi. 20 tanesinin debilerinde ciddi düşüş var. Derelerin böyük b
ölümü de can çekişiyor. Bunlara bağlı olarak özellikle büyükşehirlerde
susuzluk tehlikesi artarken, barajlarda enerji
üretiminin yarı yarıya azalması elektrik kesintilerini gündeme getirdi.
Su sıkıntısının bu seneye has olmadığını belirten Doğal Hayatı Koruma Vakfı Müdürü
Buket Bahar Dıvrak, Türkiye'deki sulak alanların son 40 yılda yüzde 50 azaldığını vurguluyor. Kuraklığın sebepleri konusunda ise farklı görüşler var. Bazı bilim adamları küresel
ısınma üzerinde dururken, ormanların yok edilmesi,
doğal dengenin bozulması, atmosfere salınan partiküler maddeler,
fosil yakıtların aşırı kullanımı ve
sera gazlarındaki artışı kuraklığa gerekçe gösterenler de az değil.
Kuraklığın etkileri ise kendini çok farklı şekillerde gösteriyor.
Bilim adamlarına göre, sıcaklık, kuraklık ve çölleşme ile tuzlanma ve
erozyon gibi olaylar hızlanacak.
İklim kuşaklarının kuzeye kayması sonucu Türkiye, daha sıcak ve kurak iklim koşullarının etkisinde kalacak. İçme ve kullanma suyunda büyük sıkıntılar yaşanacak.
Tarımsal üretim potansiyeli değişebilecek. Tarımsal üretim sistemleri, zararlılardaki ve hastalıklarda artış yaşanacak. Aşırı sıcaktan kaynaklanan hastalık ve ölüm oranları artacak. Ormanlarda toplu
ağaç kurumaları, zararlı böcek salgınları ve
yangınlar artacak. Mevcut su kaynakları sorununa yeni sorunlar eklenecek. ABD
Ulusal Havacılık ve
Uzay Dairesi'nin (
NASA) yaptığı araştırmaya göre, erozyonun şiddetlenerek devam etmesi ve etkili tedbirler alınmaması halinde Türkiye'nin büyük bir bölümü 2040 yılında çöl olacak.
Konya Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Yard. Doç. Dr. M. Tahir Nalbantçılar, "
Yurtdışı ve yurtiçinde yapılan araştırmalara göre, küresel ısınma yüzünden yaşanacak kuraklık ilk önce Konya ve çevresinde görülecek. Konya Kapalı Havzası'nda bulunan yeraltı ve üstündeki sular hızla tükeniyor. Yeraltı su seviyesi son 20 yılda 22 ile 40 metre arasında düştü. Son yılda ise düşüş 3 metre oldu." şeklinde konuşuyor.
Türkiye'de şu anki tablo da söz konusu öngörüleri doğruluyor. Her gün bir yerlerden yangın haberleri gelirken, çok sayıda göl ve akarsunun da kuruduğu aktarılıyor. Amik Gölü'nün 75 bin metrekarelik alana yayılan suyu, 1968'de açılan dört drenaj kanalı ile 6 yıl süren çalışmalarla Asi Nehri'ne boşaltıldı. Amik Gölü'nün kurutulması ile birlikte Hatay'ın iklimi değişti. Bölgede yağışlar düzensizleşti, sellere yol açtı. İstanbul'da su gereksinimini karşılamak için 1972'de kurulan Alibeyköy Barajı 28 metre su yüksekliğine sahipti. Şimdilerde çocukların oyun alanı olan Alibeyköy Barajı'nda sular tamamen çekildi. Azgın suyu yüzünden yanına yaklaşılmaya korkulan Aras Nehri'nin yatağı kurudu ve bazı yerlerinde adacıklar oluştu. Şu an Aras Nehri'nden çamur akıyor.
Gediz Nehri de tehlike sınırında
Yüzölçümü 166 kilometrekare olan
Manyas Gölü'nün suları, 2 kilometreye yakın geri çekildi. Su derinliği gölün büyük bölümünde 30 ile 40 santime kadar düştü. Ege'nin en önemli su kaynaklarından biri Gediz. İki yıldır yeterli miktarda yağış alamayan Gediz'de su miktarı büyük oranda azaldı. Barajı, kuraklığın devam etmesi halinde gelecek yıl için tehlike sinyalleri veriyor. Kahramanmaraş'ın Gavur Gölü, tamamen kurudu. Konya Havzası'nda iki ovayı ve Tuz Gölü'nü besleyen, adına 2 bin 800 yıl önce tarım anıtı dikilen İvriz Çayı da tamamen kuruyanlar listesinde yer alıyor.
Manavgat Şelalesi'ne, ırmak üzerindeki iki barajın seviyesinin düşmesinden dolayı su verilemiyor.
Haritayı büyük görmek için tıklayın
ZAMAN