İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut
Cengiz Engin bugün, merakla beklenen “
Ergenekon”
iddianamesi hakkında ‘
teknik’ bilgiler verecek.
‘Teknik’ diyorum çünkü bu, “iddianamenin açıklanması” anlamına gelmiyor. İddianame ancak
yetkili
mahkeme tarafından kabul edildikten sonra ‘açık’ hale gelebilir.
Başsavcı Engin’in bugünkü açıklamasının hukuken en önemli tarafı, “iddianamenin tamamlandığını, mahkemeye tevdi edildiğini” açıklaması olacak. Bundan başka
sanık sayısı, genel olarak yüklenen suçlar gibi konularda bilgi verecek.
Kamuoyunda büyük yankılar yaratan
davalarda böyle yapılıyor. Daha evvel de
El-Kaide' class='textetiket' title='El Kaide haberleri'>El Kaide,
Üzeyir Garih ve
Hrant Dink cinayetleri gibi olaylarda iddianamenin tamamlanıp mahkemeye verildiğini Başsavcı açıklamıştı.
Bu defa da aynı şekilde bir açıklama yapılacak.
Dolayısıyla, “Mahkemece resmen kabul edilmesinden önce iddianame açıklanıyor!” diye
itiraz edenler yanılıyorlar.
‘
Darbe Günlükleri’ yok
Nokta dergisinin yayımladığı “Darbe Günlükleri” kamuoyundaki
darbe iddialarının, tartışmalarının merkezinde yer alıyor ama “Ergenekon iddianamesi”nde yer almıyor!
Ben bu “Darbe Günlükleri”nin gerçek olduğunu düşünüyorum. Sadece olaylarla örtüştüğü için değil.
Org. Hilmi Özkök’ün ve Org. Hurşit
Tolon’un “Günlüklerde benimle ilgili kısımlar doğru” anlamındaki açıklamaları da “Darbe Günlükleri”ni ciddiye almak gerektiğini gösteriyor. Bütünlüklü bir metin içinde böyle doğrulanmış unsurların bulunması, metnin tamamı hakkında da ‘doğru’ kanaatini güçlendirir tabii.
Fakat bugün mahkemeye verilecek olan Ergenekon iddianamesinde bu “darbe günlükleri”nden
bahis yok!
Günlüklerde okuduğumuz
Genelkurmay’daki tartışmalar, atamalar, çeşitli toplantılar hakkında bu iddianamede tek kelime yok! Onun içindir ki, “Günlükler”de adı geçen
komutanların, başta “Günlükler”in sahibi
emekli Oramiral
Özden Örnek’in ifadelerine bile başvurulmadı.
Peki bu iddianamenin konusu ne?
Bu iddianamenin konusu “
Ümraniye’de bulunan bombalar”la ortaya çıkan süreçteki eylemlerdir, İstanbul ağırlıklı olaylardır. Peki
Ankara’daki bazı isimler niye gözaltına alındı, evlerinde aramalar yapıldı, bazıları tutuklandı? Niye
Danıştay cinayeti gibi bazı olaylar iddianamede yer aldı?
İstanbul’daki yapılanma ve eylemlerle hukuken “irtibatlı” sayıldığı için...
İddianamenin bu içeriği “yetki” konusundaki tartışmaları da aydınlatıyor.
Yetki
sivil savcının
Evvela, “Darbe Günlükleri”nde anlatılan olaylar, yani bazı komutan atamaları, darbe amaçlı gözüken toplantılar ve çalışmalar bu iddianamede yer almadığı için, yüklenen suçlar da “askeri” nitelikli değil!
Onun Ergenekon soruşturmasını askeri savcının yürütmemiş olmasının sebebi budur.
İddianamede yer alan İstanbul ağırlıklı olaylar tamamen ‘sivil’lere yüklenen eylemlerdir. Tutuklu komutanların da emeklilikten sonraki dönemlerini kapsıyor. Onun için dava İstanbul’da açıldığı gibi, adli savcının yetkisi ve görevi içindedir. Sanıyorum artık “yetki” ve “görev” tartışması sona erecektir, bundan sonra söz “iddia”nın ve “
savunma”nındır.
Ama her halde “Ankara’da askeri savcının yetkisine giren konular”ın, yani “Günlükler”deki iddiaların soruşturmasız kalıp kalmayacağı yoğun tartışmalara konu olacaktır.
Bu davadan kazanımla çıkan
Türkiye olmalıdır, yani hukuk ve
demokrasi...
TAHA AKYOL/MİLLİYET