Dönemin
Jandarma Genel Komutanı Şener
Eruygur,
darbenin türkücüsünü bile bulmuş. Sanatçı
Tolga Çandar'ın sesini 12
Eylül dönemindeki Hasan Mutlucan'a benzeten Eruygur, yanındaki Örnek Paşa'ya şunları fısıldamış: "Bu sanatkârın adresini alalım, lazım olabilir." Zaman'ın sorularını cevaplayan Çandar, anılardaki kendisiyle ilgili bölümün espri olduğunu belirtti.
Aynı şakanın yüzüne karşı da yapıldığını kaydeden
sanatçı, bu duruma tepkili: "Darbecilerin türkücüsü olmak benim için kâbus olurdu.
Allah korusun. Ben
sivil, parlamenter sistemden yanayım. Militarist çözümlerin parçası olmam düşünülemez."
Ankara'daki Türk Silahlı
Kuvvetleri Rehabilitasyon Merkezi'nde gazilerle birlikte birtakım programlar yaptıklarını anlatan Tolga Çandar, o günlerde kendisini dinleyen
generallerin, "Hadi iyisin darbe olursa işsiz kalmazsın" diye takıldığını anlattı.
Çandar, 1970'li yıllarda bir süre Silahlı Kuvvetler'de görev yapmış. En büyük tutkularından birinin
havacılık olduğunu belirten Çandar, 1977 yılında
ODTÜ dokuz ay sürecek olan boykot sürecine girince, okulun geleceği konusundaki belirsizlik ortamında Hava
Harp Okulu sınavlarına girmiş. Sınavları başarıyla geçen Çandar,
İzmir Cumaovası meydanında (bugünkü Adnan
Menderes Havaalanı) T-41 uçağı ile eğitim uçuşlarına katılmış. Ancak uçuşları tamamlamadan, sekizinci sorti sonunda kamptan ayrılıp ODTÜ'ye geri dönmüş.
Ege türkülerinin sevilen sesi Çandar, askerî rejimlere karşı olduğunu söyleyerek, "Gerçekten Silahlı Kuvvetler içinden bir grup darbe yapmaya kalkar ve beni de o sabah darbe türkücüsü olarak kullanırlarsa benim için kâbus olur bu. Allah korusun.
Türkiye bunu iki defa denedi.
İkisinde de bedel ödeyip acı çekti. Bu tür konuların şakası bile kötü.
Askerî rejimlerin bugünün toplumlarına, hele bizim gibi 80 küsur yıllık cumhuriyet tarihi yaşamış Türkiye'ye fayda sağlamadığını düşünüyorum. Aziz Nesin her darbenin kötü olmadığını savunurdu ve onunla tartışırdık. Ben sivil çözümlerden yanayım. Parlamenter sistemden yanayım. Dolayısıyla parlamenter sistemden yana olan bir adamın da militarist çözümleri desteklemesi veya onun bir parçası olması düşünülemez."
Kendisiyle ilgili bölüme Özden'in espri dediğini hatırlatan Çandar, bu espriyi generallerin, yüzüne karşı da yaptığına dikkat çekti: "Ben bu espriyi daha önce de duymuştum. Ankara'da Silahlı Kuvvetler Rehabilitasyon Merkezi var. Orada
OHAL gazileri vardı. Çocuklar mayına basmış, ayağını kolunu kaybetmiş.
Protez bacaklı bu çocuklarımıza bir arkadaşımız zeybek öğretti.
Ben çalıyordum, onlar oynuyordu. Orada çaldım, onlar zeybek oynadılar. Üst düzey generallere de gösteri yaptık. Zannedersem bir keresinde 156 general birlikte izlemişti bizi.
Genelkurmay Başkanımız
Orgeneral Hilmi Özkök de vardı aralarında. İstanbul'da bir gösteri sonrasında Harbiye Orduevi'nde
akşam yemeği yiyorduk. Bana 'Hadi hadi kendine yeni bir iş buldun. Yarın öbür gün yine
12 Eylül gibi darbe olursa darbe türkücüsü olarak seni
tayin ettiler.' dediler. Herkes gülüştü buna. Tabii herkesin espri anlayışı farklı. Askerlerinki de bu."
'Bu sanatkârın adresini alalım, lazım olabilir'
Örnek'in günlüğü olduğu iddia edilen yazıda Tolga Çandar ile ilgili 27
Aralık 2003 tarihli bölümde şu ifadeler yer alıyor: "Gündüz OHAL gazilerinin TSK Rehabilitasyon Merkezi'nde açmış oldukları sergiye katıldık. Duygu ve hüzün dolu bir gün geçirdik. Sergiyi gezdikten sonra gaziler sinema salonunda bir konser verdiler... Bir ara Ege Bölgesi'nden türküler çalınıyordu. Sahnede, TRT'den saz ve türküleri ile Tolga isimli bir sanatkâr gazilere refakat ediyordu. Sanatkârın sesi aynı Hasan Mutlucan'ın (12 Eylül darbesinde TRT'de kahramanlık türküleri söyleyen türkücü) sesi gibiydi. Jandarma Genel Komutanı Orgeneral
Şener Eruygur kulağıma eğildi ve 'Bu sanatkârın adresini alalım, lazım olabilir.' dedi. Güzel bir espriydi."
Günlük değil sadece not tutmuştum
Emekli Oramiral
Özden Örnek, kendisine ait olduğu öne sürülen günlüğün 'uydurma' olduğunu savundu. CNN Türk'ün haberine göre, Örnek, "1957 ile 1981 yılları arasında tutmuş olduğum hatıratım var. Fakat günlüğüm yok. O tarihten sonra ve
komutanlığım süresince hiçbir zaman günlük tutmadım." dedi. Haberde yer alan bilgilere göre
emekli Oramiral, normal karargâh faaliyetleri kapsamında notlar tutmuş. Örnek'in, "Bu şekilde tutmuş olduğum faaliyet programları ve notlardan yola çıkılarak bazı senaryolar uydurulmuş. Komutanlığım süresince hiçbir zaman günlük tutmadım. Basında çıkan haberler tamamen uydurmadır." dediği aktarıldı.
Paşa'nın günlüğünden iki darbe çıktı
Nokta Dergisi'nin önceki gün yayınlanan sayısında 2004 yılında bazı komutanlar tarafından 'Ay Işığı' ve 'Yakamoz' kod adı verilen darbe hazırlıkları yapıldığı iddia ediliyor. En ince detaylarına kadar hazırlanan darbe planlarında üst düzey yetkililer ve önemli kurumlar birer kod isimle anılıyor. Mesela Cumhurbaşkanı A.Necdet Sezer için 'Yörük',
Başbakan R.
Tayyip Erdoğan için '
Gemi Aslanı' kodu kullanılıyor. Şimdiki
Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'a o dönemde 'Abide' kodu verilmiş. Darbe planlarında üniversiteler, rektörler, milletvekillerine yönelik çalışmalar aktarılıyor. Darbe sonrasında hangi yöneticilerin ve komutanların
tasfiye edileceği sıralanıyor.
Ataklı:
Uzan'ın askerlik durumunu aktardım
Can Ataklı, Özden Örnek Paşa'nın günlüğüne not düştüğü görüşmeyi doğruladı. Örnek Paşa'nın notları arasında Ataklı'nın kendisinden randevu talep ederek ziyarete geldiği yer alıyordu. Görüşmenin genel bir ziyaret olduğunu savunan Ataklı, Uzan'ın askerlik durumu konusunda Örnek Paşa'dan herhangi bir talepte bulunmadığını, sadece bilgi verdiğini aktardı. O dönemde haciz ve
tedbir kararları nedeniyle zor günler yaşayan Uzan Grubu'yla ilgili bir dosyayla görüşmeye gittiğini söyleyen Ataklı, "Bizim başımıza ne geldi, ne gelebilir, bunları da konuştuk. Bir daha da bir temasımız olmadı." dedi. Ataklı, yaklaşık iki saatlik görüşmenin sadece 10 dakikalık bölümünde Uzan'ın askerlik durumuna değindiklerini ifade ederek şunları söyledi: "Bir talepte bulunmak haddim değil. Karşımdaki bir kuvvet komutanı. O konuyu da kendisine aktardım. Dedim ki, bir durum var, haksızlık yapılıyor. Sadece bilmeniz adına bunu takdim etmek istiyorum." Ataklı, kendisine "Bizim bir etkimiz olamaz." diye karşılık veren Örnek Paşa'ya "Ben sadece paylaşmak istedim." dediğini dile getirdi.
ATO Başkanı
Aygün: Örnek'i ziyaret etmedim
Ankara
Ticaret Odası (ATO) Başkanı
Sinan Aygün ise Can Ataklı'nın aksine emekli Oramiral Özden Örnek'e ait olduğu iddia edilen günlükteki kendisiyle ilgili ifadeleri yalanladı. Senede iki kez
ekonomik gelişmeler ve sosyal olaylar hakkında bilgi verdiği iddia edilen Aygün, "Ben askerle görüşüyorum; ancak kokteyllerde, açılışlarda ve yemeklerde." dedi. "Ben MİT değil, istihbarat değilim." diyen Aygün, komutan seçilişleri ve 30
Ağustos öncesi nezaket ziyareti yaptığını söyledi. İddia edildiği şekliyle herhangi bir ziyaretin gerçekleşmediğini aktaran Aygün, "Benim ziyaretlerimin gizlisi saklısı yok.
Meclis faaliyet raporunda da yer alır. Türkiye'de darbelerin bu ülkeye neler getirdiği belli. 28
Şubat bu iktidarı doğurdu. Sonuçta ne olursa olsun demokrasiden şaşmayacaksın." şeklinde konuştu.