İşte çöken apartmanın raporu

Uzmanlar bile şaşırdı: Beton demeye bin şahit ister.

İşte çöken apartmanın raporu

İstanbul Zeytinburnu'nda geçen hafta çöken Huzur Apartmanı'ndan alınan numuneler, deprem bölgesindeki tehlikeyi gözler önüne serdi. İstanbul Zeytinburnu'nda çöken binanın numuneleri, Yapı Laboratuvarları Derneği tarafından incelendi. Uzmanlar, kullanılan betonu hangi sıfına dahil edecekleri konusunda zorluk çekti. Kolon ve duvarları inceleyen Yapı Laboratuvarları Derneği, kullanılan betona sınıf bulmakta güçlük çekti. Binadaki malzemelerin hiçbir standarda uymadığı tespit edildi. 2 kişiye mezar olan apartmanla ilgili rapor hazırlayan uzmanlar, betonun 'minimum dayanıklılık değerlerinin üçte birini bile karşılamadığını' vurguladı. İnşaatta kullanılan deniz kumu ve çakıl karışımı da, demirlerin erimesine yol açmış. Zaman'ın sorularını cevaplayan Dernek Başkanı Murat Doğan, "Böyle bir binanın yapılmasına nasıl izin verildiğini anlamak mümkün değil. 20 yıldır ciddi bir inceleme ve denetime uğramaması olayın vahametini ortaya koyuyor." dedi. Birinci derece deprem bölgesinde yer alan İstanbul'da, Huzur Apartmanı gibi yıkılmaya hazır binlerce bina bulunduğunun altını çizdi. Huzur Apartmanı'nın yıkılması, büyük bir deprem beklentisinin konuşulduğu İstanbul'da korkuların yeniden canlanmasına sebep oldu. Olayın depreme hazırlık çalışmaları kapsamında pilot bölge seçilen Zeytinburnu ilçesinde meydana gelmesi, durumun ciddiyetini ortaya koyuyordu. Dernek, 6 adet karot adı verilen numunenin teknik ve gözlemsel incelemesinin ardından ayrıntılı rapor hazırladı. Kullanılan kum, betona elverişsiz Raporda çöken binanın beton dayanımıyla ilgili yer alan veriler Türkiye'de yapı kalitesiyle ilgili tehlikeyi ortaya koydu. 1987 yılında 1. derece deprem bölgesinde inşa edilen apartmanın yapımı için kullanılan deniz kumu ve çakıl karışımının beton yapmaya kesinlikle elverişli olmadığı belirlendi. Rapora göre basınç dayanım testine tabi tutulan numunelerde en düşük karot değeri 6,68 N/mm² (Newton/milimetrekare) en yüksek karot değeri 10,77 N/mm², genel ortalama ise 9,25 N/mm² olarak tespit edildi. Tespit, binada kullanılan betonun 1980'li yıllardaki yönetmeliklerde yer verilen ortalama dayanım standardı 20 N/mm²'nin yarısını bile karşılayamadığını ortaya çıkardı. Raporda binanın yapıldığı yıllarda standartlarda yer alan en düşük beton sınıfı C14'ün 2000 yılında yapılan revizyon sonucu Türk Standartları Enstitüsü'nce yürürlükten kaldırılarak minimum sınıf olarak C16'nın belirlendiğine ve 1. ve 2. deprem bölgelerinde ise C20 kullanılmasının zorunlu hale getirildiğine yer verildi. Dernek Başkanı Murat Doğan, binadan alınan örneklerin bugüne kadar inceledikleri binlerce numuneye göre oldukça dayanıksız olduğunu söyledi. Beton dayanımının 6 ya da 7 N/mm² değerlerinde olmasının binanın kendiliğinden yıkılmasını tetikleyici en önemli etken olduğuna dikkat çeken Doğan, "Binada bazı yerlerde beton dayanım değeri 6'lardaydı. 20 yıldır ciddi bir inceleme ve denetim yapılmaması olayın vahametini ortaya koyuyor." şeklinde konuştu. Binaların rehabilitasyonu için en büyük engelin bürokrasi olduğuna işaret eden Doğan, "Çok başlılık maalesef depreme karşı hazırlıkta mesafe almamızı engelliyor. Bu sorunun çözümü için tüm sorumluluğu elinde bulunduran ve hızlı çalışabilecek bir kurumun bir an önce kurulması gerekiyor." dedi. Dernek Başkanı Doğan, hazırladığı raporu Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile ilgili belediyelere de gönderecek Zaman
<< Önceki Haber İşte çöken apartmanın raporu Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER