İşte pes dedirten kararın gerekçesi

Ankara 15. İdare Mahkemesi'nin, Cumhurbaşkanlığı işleminin yürütmesinin durdurulması kararının gerekçesi belli oldu.

İşte <b>pes dedirten</b> kararın gerekçesi

Dokuz Eylül Ünvesitesi Rektör adayı belirleme seçiminde ilk sırada yer alan Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedef Gidener, Rektörlüğü Prof. Dr. Mehmet Füzün'ün atanmasına ilişkin 6 Ağustos 2008 günlü Resmi Gezete'de yayımlanan 5 Ağustos 2008 gün ve 2008/32 sayılı işlemin (Cumhurbaşkanlığı), Füzün'ün, ''kısmi statüde görev yapan bir öğretim üyesi olması nedeniyle Rektör olarak seçilmesinin mümkün olmadığı, işlemin usul ve esastan açıkça hukuka aykırı olduğunu'' ileri sürerek, iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle dava açtı. Ankara 15. İdare Mahkemesi, söz konusu işlemin yürütmesini 1'e karşı 2 üyenin oyuyla durdurdu. Rektör adayları seçimi ve atamaya ilişkin ilgili kanun hükümlerine yer verilen kararda, bu hükümlerden, atama işleminde Cumhurbaşkanına daha geniş bir takdir yetkisinin tanındığı, ancak söz konusu takdir hakkı kapsamında yapılan atama işleminin öncesine ilişkin olarak tesis olunan ön işlemlerdeki usul ve hukuka aykırılıkların idari yargı yerlerince yargısal denetime tabi olacağı sonucuna varıldığı vurgulandı. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nda, ''kısmi statüde görev yapan profesör ve doçentlerin rektör, dekan, enstitü, yüksekokul müdürü ve bölüm başkanı olamayacakları ve bunların yardımcılıklarına seçilemeyeceklerinin'' öngörüldüğü hatırlatılan kararda, kamu hizmetlerinin, devamlı şekilde görev yapan memurlar ve diğer kamu görevlileri tarafından yerine getirilmesi gerektiğinin açık olduğu kaydedildi. Kısmi statüde görev yapan öğretim üyelerine devamlı statüye geçme olanağı sağlandığı ifade edilen kararda, kısmi statüde çalışanların, rektörlük tarafından olumlu görüş bildirilmediği sürece Yükseköğretim Kurulu tarafından devamlı statüye geçirilmesi yönünde bir işlem tesis edilebilmesinin mümkün bulunmadığı kaydedildi. Cumhurbaşkanlığının 5 Ağustos 2008 tarihli işlemi ile Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğüne atanan Prof. Dr. Füzün'ün, Rektörlüğe atandığı tarih itibariyle kısmı statüde görev yaptığı belirtilen kararda, ''Rektörlüğe atandıktan sonra daimi statüye geçme konusundaki 6 Ağustos tarihli başvurusu üzerine, Anabilim dalında boş kadro bulunması ve üniversite tarafından olumlu veya olumsuz görüş verilmesi hususları gözetilmeksizin Dokuz Eylül Üniversitesinin üst yazı niteliğindeki 6 Ağustos 2008 günlü yazısı esas alınmak suretiyle Yükseköğretim Yürütme Kurulu'nun 3 Eylül 2008 günlü toplantısında alınan kararla Füzün'ün geriye yönelik olarak 6 Ağustos 2008'den itibaren kısmi statüden daimi statüye geçirildiğinin görülmektedir'' denildi. Mahkemenin kararında, Yükseköğretim Kurulunca atama yeterliliğine sahip üç adaydan birini seçerek rektör olarak atama konusunda Cumhurbaşkanının geniş takdir yetkisi bulunduğu belirtildi. Kararda, şu tespitler yapıldı: ''Cumhurbaşkanının, geniş takdir yetkisi bulunmakla birlikte, zincir işlemler sonucu belirlenerek kendisine sunulan üç rektör adayından birini atama hususunda bağlı olduğu, üç adayın belirlenmesi aşamasındaki hukuka aykırılığın Cumhurbaşkanının nihai atama işlemini de sakatlayacağı ve bu anlamda hazırlayıcı zincir işlemler esnasında Kanun'un belirlediği usul ve esaslara uyulmadan tespit edilen adaylar arasından Cumhurbaşkanınca seçilerek yapılan atama işlemini de hukuka aykırı kılacağı kuşkusuzdur. Bu durumda, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 36. maddesinde kısmi statüde görev yapan profesör ve doçentlerin rektör, dekan, enstitü, yüksekokul müdürü ve bölüm başkanı olamayacakları ve bunların yardımcılıklarına seçilemeyecekleri hükmü karşısında, Dokuz Eylül Üniversitesi rektörlük görevine atandığı tarih itibariyle kısmi statüde görev yaptığı hususunda tartışma bulunmayan Prof. Dr. Mehmet Füzün'un Dokuz Eylül Üniversitesi rektörlük görevine atanmasına ilişkin işlemde mevzuata uyarlık görülmemiştir.'' Kararda, açıklanan nedenlerle; hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin; uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden yürütmesinin durdurulmasına oy çokluğuyla karar verildiği belirtildi. Karara katılmayan bir üye, yürütmenin durdurulması için koşulların oluşmadığını ileri sürdü. Cumhurbaşkanlığının, Ankara 15. İdare Mahkemesi'nin bu kararına itiraz hakkı bulunuyor. İtirazı, Ankara Bölge İdare Mahkemesi görüşecek. Ankara 15. İdare Mahkemesi, daha sonra davayı esastan karara bağlayacak. AA
<< Önceki Haber İşte pes dedirten kararın gerekçesi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER