Bugün Yazarı Profç Dr. Ali Atıf BİR yazdı... Kılıçdaroğlu ve Topbaş’ın yanlışları Baykal'ın İstanbul'a Kemal Kılıçdaroğlu'nu aday göstermesi doğru... Ancak adaylığını öğrenir öğrenmez Kılıçdaroğlu'nun "Elimde dosyalar var, yakında göstereceğim" tavrı yanlış... Niye? Çünkü adama "Daha önce neredeydin, aday olmasan aklına bu dosyalar gelemeyecek miydi?" diye sorarlar. Nasıl sorarlar? İçten, içten... Hatta Kadir Topbaş kendine kamera uzatılınca aynı şeyi dıştan dıştan sordu. Kemal Kılıçdaroğlu'nun herhangi bir CHP adayına göre çok daha fazla oy alma potansiyeli var. Ancak tüm stratejisini "yolsuzluk" üzerine kurarsa, seçim yerel seçimler, adaylık belediye başkanlığı olduğu için "oy oranı patlatma" olasılığını çok azaltır. Kazanmasını sağlayacağı tek şey yeni bir İstanbul kuracağının umudunu vermek... Onu da verebilmesi için uzmanlığa (kaynak güvenilirliğine) ihtiyacı var. Kılıçdaroğlu'nun uzmanlığı ise Sayıştay denetçiliği... Yani Kılıçdaroğlu'nun başka uzmanlara gereksinimi var. Neyse burada durup dururken Kemal Kılıçdaroğlu'na kampanya yapmayalım... Kadir Topbaş tarafına geçecek olursak... Her kamera uzatana Kadir Topbaş "Kılıçdaroğlu muhatabım değil, muhatabım İstanbul halkı" diyor. Ne alaka? Ne kadar yanlış strateji... Kim öğrettiyse... Sanırım Kadir Topbaş "Kılıçdaroğlu Ligimde değil!" demek istiyor. Oysa düpedüz Kılıçdaroğlu Topbaş'ın rakibi, yani liginde bir aday! İzleyen Topbaş'ın Kılıçdaroğlu'nu küçümsediğini düşünüp rahatsız oluyor. Bu durumda da Kılıçdaroğlu prim yapıyor. Bugün olmasa yarın Topbaş Kılıçdaroğlu'nun adaylığını kabul edecek..Ve o zaman da "Bak gördün mü sonunda adamı kabul etmek zorunda kaldı" eleştirisine maruz kaldığı içi yine puan kaybedecek... Oysa Topbaş'ın yapması gereken Kılıçdaroğlu'na başarılar dilemesi, biraz beklemesi daha sonra İstanbul'u bilen uzman yanıyla gündemi oluşturacak malzemeler vermesi... Topbaş'ın Kılıçdaroğlu karşısında kaybetmesi zor ama böyle hatalar yaparsa İstanbul'da karşı oylar Kılıçdaroğlu'nda birleşip her an her şey olabilir. Analizlerimizi devam edecek...