Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneğinin (
TÜSİAD) yeni
yönetim kurulu
seçimi tamamlandı. TÜSİAD 40. genel kurulunda gerçekleştirilen seçimlerde 200 üye oy kullanırken, 2 geçersiz oya karşılık 198 üyenin oyuyla, Ümit
Boyner, Lucien Arkas, Mehmet Ali
Aydınlar,
Cansen Başaran Symes, Tayfun Bayazıt,
Haluk Dinçer, Erman Ilıcak, Ali Kibar,
Volkan Vural ve
Muharrem Yılmaz'dan oluşan yeni yönetim kurulu seçildi.
Genel kurulun divan başkanı Sedat Aloğlu, seçim sonuçlarını duyurduğu konuşmasında, ''Yönetim Kurulu, zaten 2 aylık bir süreç içerisinde oluştu. Bu dönem içerisinde kendi aralarındaki görev bölümlerini de önceden bir anlamda oluşturmuşlardı. Bu görev bölümü ve başkan seçme konusu en kısa şekilde halloldu. Kendi aralarında yaptılar ve bu şekilde önümüzdeki 2 yıl TÜSİAD'a ülkeye,
hizmet verecek olan Yönetim Kurulu belirlenmiş oldu'' ifadelerini kullandı.
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) yeni Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, TÜSİAD'ın bir çıkar grubu olmadığını TÜSİAD'ın Türkiye'nin en önemli baskı grubu olduğunu belirtti.
Ümit Boyner, TÜSİAD 40. Genel Kurulunda, yeni Yönetim Kurulu üyelerinin seçilmesinin ardından yaptığı konuşmasına, yönetim kuruluna seçtikleri için TÜSİAD üyelerine teşekkür ederek başladı.
Boyner, bayrağı devraldıkları ve kendisinin de yönetim kurulu üyesi olduğu, Türkiye'nin hayi fırtınalı döneminde görev alan Arzuhan Doğan Yalçındağ'a da kendilerine gösterdiği liderlik için şükranlarını sundu.
Boyner, ''Arkadaşlarım ve ben önümüzdeki 2 yıl boyunca bu görevi büyük bir onur ve heyecanla yerine getirmeye çalışacağız'' dedi.
TÜSİAD gibi Türkiye için düşünen, üreten, iş imkanları yaratan, pozitif farklılık yaratmaya çalışan ve hem üyeleri hem kamuoyu nezdinde çok büyük beklentiler yaratmış bir derneğin yönetim kurulunda olmanın kendileri için ne ifade ettiğini paylaşmak istediğini söyleyen Boyner, şunları kaydetti:
''TÜSİAD Türkiye'nin en etkili, entelektüel çizgisi sağlam, bağımsız
sivil toplum örgütüdür. TÜSİAD bir çıkar grubu değil, TÜSİAD Türkiye'nin en önemli baskı grubudur. Bu yüzden TÜSİAD iktidarlar ve muhalefet tarafından çok
tavsiye edilmesine rağmen yıllardır sadece kendi işine bakamaz. TÜSİAD rastgele bir
dernek değildir. Neredeyse 40 yılı bulan tarihi içinde Türkiye'nin
gündeminin ne olması gerektiği hakkında önemli çalışmalar yapmış, mücadeleler vermiş bir kurumdur. Çoğu zaman zamanından önce veya ütopik olarak değerlendirilmiş ama TÜSİAD tüm buları göze alarak her zaman doğru bildiğini kamuoyu ile paylaşmıştır. Bu süre zarfında Türkiye'nin önüne koyduğu gündem çok zaman ülkenin
yol haritası haline gelmiştir.''
1990'lı yıllarda hemen herkes statükoyu sarsmamak gerektiğini söylerken bu derneğin farklı önerilerle ortaya çıktığını,
soğuk savaşın bitmesinden sona Türkiye'nin
refah geleceğinin dünya ekonomisi ile entegre olmak ve demokratikleşmeye bağlı olduğunu yüksek sesle söylediğini, bu hedeflere ulaşmak için AB üyelik sürecine büyük önem verilmesi gerektiğini savunduğunu ve bunun her zaman takipçisi olduğunu belirtti.
TÜSİAD'ın 1990'lı yıllarda liberalleşme ve demokratikleşmede mücadelenin en ön saflarında yer aldığını hatırlatmayı bir görev bildiğini söyleyen Boyner, ''Geleceği doğru kurabilmek için tarihi doğru bilmek gerektiğine inandığımdan... Tarihimiz budur, geleceğimiz de böyle olacaktır, olmak zorundadır'' dedi.
-''TÜSİAD SADECE KENDİSİYLE YARIŞIYOR''-
Boyner, bugünden itibaren ileriye bakmak, TÜSİAD'ın yeni bir 10 yılın başındaki misyonunu tasarlamak ve
eylem planını uygulamaya koymak zorunda olduklarını belirtti.
TÜSİAD'ın sadece 2007-2009 döneminde millet meclisi ve bürokrasinin talebi üzerine 200'e yakın görüş oluşturduğunu söyleyen Boyner, bunları gerekli mercilerle ve kamuoyu ile paylaştığını anlattı.
Boyner, ''İşte bu toluluğu aslında kurum yapan bu altyapı, artık TÜSİAD'ı salt bir temsil örgütü olmanın ötesinde fikir üreten bir
fabrika, bir düşünce örgütü düzeyine çıkarmıştır. TÜSİAD üyesi olmak bir
kalkınma ve gelişme sürecine, bir modernleşme projesine
destek olmaktır. TÜSİAD üyesi olmak Türkiye'yi dünyaya en üst düzeyde rekabetçi ve en ileri demokrasiye sahip gücü olarak entegre etmeyi amaçlamaktır. TÜSİAD dinamizmiyle, öncülüğüyle, cesaretiyle sadece kendisiyle yarışıyor'' dedi.