Halkalı'da askeri servise düzenlenen saldırıda üniversiteye
hazırlık kursuna giderken şehit düşen liseli Buse'nin ölümü tüm ülkeyi derinden sarstı.
Saldırı OHAL tartışmalarının fitilini de yaktı ve
terör tehditine karşı Türkiye'nin batısının güvenceye alınıp alınamayacağı yıllar sonra tekrar tartışma konusu oldu. Güneydoğu'da OHAL'in ilanı İstanbul'daki Buseler'in hayatını kurtarabilir miydi? Dönemi yaşayan politikacılar ve OHAL'i kadın kimliğiyle yaşamak zorunda kalanların bu soruya tek bir cevabı var:
Hayır!
BURADA YAŞAMAYAN OHAL'İ BİLEMEZ
OHAL dönemi bölgede yaşamanın bir ‘travma' olduğunu söyleyen Van
Kadın Derneği Başkanı Zozan Özgökçe, OHAL'de evdeki kadınların ‘
aile üyelerine yönelik istihbarat vermeye', dışarda sosyal faliyetteki kadınlarınsa
gözaltı ve tutuklamalara, işkenceye maruz kaldığını söylüyor. Özgökçe, yeniden OHAL'i neden istemediğini şöyle anlatıyor: OHAL demek, üstü açık ceazevi demek, hayatın durması, kendinizi potansiyel suçlu hissetmeniz demek. Ben o günlere geri dönmek istemiyorum. Önerenler burada yaşamadığından OHAL'in ne olduğunu bilemez.
PANZER DURDU VE O CÜMLE KURULDU
Ben İlkokulu
Diyarbakırda okudum, orta ve liseyi Sakarya'da, üniversiteyi de Kıbrıs'ta. Diyarbakır'dan Sakarya'ya geçince adeta şok oldum. Yolda yürürken sana ‘Nereden geliyorsun nereye gidiyorsun' diye sorulmuyordu. 1995'te Van'a gittik. Yolda yürürken birden panzer yanımda durdu ve kimlik sordu. ‘Eğer buralarda birşey olursa sizi bulacağız' dediler. Bir arkadaşım, güneşin doğuşunda caminin fotoğrafını çekerken, askeri yerleri çekip plan yapıyorsun diyerek gözaltına alındı.
KADINLARA AJANLIK TEKLİFİ
OHAL altında kadın olarak yaşamak çok daha zor. OHAL demek, kadın için aile içi şiddet gibi birincil sorununu ertelemek demek. Özellikle kadınlar, polis ve
jandarma tarafından, insanları konuşturmak ve istihbarat almak için çok
baskı görüyor ve kullanılıyordu. Kadınlara bekaretle tehdit ediliyordu.
Güneydoğu'da yeni OHAL tüm Türkiye'yi tehdit eder
OHAL önerilerinin
akıl dışı olduğunu belirten
Fikri Sağlar, “Herhalde bunu önerenler bu ülkede yaşamıyor. Yeni OHAL tüm Türkiye'yi tehdit eder” dedi
• OHAL dönemi bakanlarından ve
TBMM İnsan Hakları Komisyonu üyesi olan Fikri Sağlar, OHAL'in devletin şiddeti yasal hala getirmesi olduğunu ve hiç bir çözüm getirmediği halde yeniden OHAL
yönetimine geçilmesinin ‘akıl dışı bir şey' olduğunu söylüyor.
BUGÜN YAŞANANLARIN NEDENİ
OHAL'de ortaya konulanın sadece ve sadece, devletin cebir ve şiddedini daha yoğunluklu ve meşru hale getirilmesi olduğunu belirten Sağlar, “OHAL o nedenle bir çözüm değildir. Bir tarafta
demokrasiyi ve evrensel hukuku askıya alıyorsunuz ve diğer bölgedeki insanları güvencede tutacağınızı sanıyorsunuz. Çağımızda gelinen noktada, OHAL dönemindeki ve şimdiki yaşantıyı gördüklerinde düşecekleri psikiloji ve otiriteye başkaldırışı bugün içinde yaşadığımız koşulların nedeni. Heralde bu öneride bulununlar Türkiyede yaşamıyor. OHAL, sadece o bölgeyi değil, tüm Türkiye'nin barışını tehdit eder” dedi. OHAL'de oluşan yapıların, oluşturdukları rantı ve varolan güçlerin kullanılmasını OHAL sınırının dışına çıkardığını belirten Sağlar, “OHAL sınırları içinde bir tek uyuşturucu imahalathanesi bulunmamıştır. OHAL dışında çıkarılmıştır çünkü meşru devlet kurumları OHAL dışında çalışmıştır. OHAL'de silahı elinde bulunduran tüm taraflar, silahı kendi çıkarları için kullanmıştır. Türkiye'nin hiç birşey elde edemeği bu yönetim biçimini tekrar kullanması kadar akıl dışı bir şey olamaz” dedi.
ÇOK YANLIŞ YAPTIK SONUÇ ALAMADIK
OHAL döneminde bölgeyi yakından takip eden dönemin
Milli Savunma ve
Adalet Bakanı Oltan Sungurlu, OHAL'in bir çözüm olmayacağını belirterek, “Bir çok yanlış yaptık, şimdi ne yapalım diyoruz. Demokrasi çerçevesinde çözüm almalıyız. 25 yılda OHAL'le sonuç alamadık. Sıkı yönetim ve baskı al baskı rejimlerinde, istemesende hukuk dışında önüne geçemiyorsunuz.
PKK'ya karşı, karşı
propaganda yapmak gerekiyor. Diyarbakır
Cezaevi söylemi de PKK'nın propagandasıdır” diye konuştu.
BAŞLARSA DEMOKRATİK AÇILIM BİTER
CHP'nin son dönem
Kürt sorunlarıyla ilgili raporlar hazırlayan isimlerinden PM üyesi ve geçen dönem Diyarbakır
Milletvekili olarak görev yapan
Mesut Değer de OHAL'e dönüşün felaket olacağını düşünenlerden. Değer, “26 yılda ölü ve yaralı sayısı 63 bin. 15 yıllık OHAL döneminde ise 54 bin. OHAL çözüm değil, çözümsüzlüktür. OHAL başlarsa ‘demokratik
açılım' süreci tamamen biter” diye konuştu. Değer, “Çözüm konusunda Cumhurbaşkanımızın öncülük etmesi çok doğru. Konu
siyaset üstüdür ve
iktidar bile olsa bir partinin olaya öncülük etmesi, konuyu siyasallaştırıyor” dedi.
ÇÖZÜM İÇİN FIRSAT KAÇMIŞ DEĞİL
Eski MİT
Müsteşar Yardımcısı
Cevat Öneş, son dönemlerde artan PKK saldırılarını
demokratikleşme adımlarına bağladı. İç dinamiklerin demokratik
açılımı zorunlu kıldığını vurgulayan Öneş,
terör örgütü ve onu destekleyen iç ve dış unsurların bu adımlardan rahatsız olduğuna dikkat çekti. Demokratik açılımda geri adım atılmaması gerektiğine işaret eden Öneş, OHAL taleplerine de karşı çıktığını belirterek, “Çözüm adına fırsat kaçmış değil” dedi.