Sivil bir anayasa yapılmadan mutlu olamayacağız..
Türbanı üniversitede serbest bırakan anayasa değişikliği ile birlikte gündeme gelen tartışmalar yakın zamana kadar AK Parti'ye
destek veren akademisyenler ve aydınlar arasında bir kırılmaya neden oldu. Bir grup akademisyen
türbanının serbest kalması yönünde
bildiri hazırlarken, kendilerine "alternatif
özgürlükçü" adını veren akademisyenler, "301. madde değişmeden, 12
Eylül darbesinin ürünü olan YÖK Yasası dururken, özgürlük yaklaşımının türbanla sınırlı kalmasına" bir bildiriyle
itiraz etti.
Akademisyenler arasında bu tartışmalar yaşanırken geçtiğimiz hafta sonu türbanlı kadınlar arasından farklı bir ses yükseldi. Üç türbanlı kadının öncülüğünde
imzaya açılan bildiride 301. maddenin kaldırılması, Kütlerin ve Alevilerin sorunlarının çözülmesi istendi. "Bu sorunlar çözülmeden türbanla üniversiteye girmekten mutlu olmayacağız" diye biten bildiriyi 915 kadın imzaladı.
'İYİMSER OLMAK LAZIM'
Sadece başörtülü kadınların imzasına açılan bildirinin mimarı
Neslihan Akbulut, Hilal
Kaplan ve Havva Yılmaz, amaçlarının Türkiye'de ötekileştirilmiş tüm kesimler arasında bir
köprü kurmak olduğunu söylüyor. Genç başörtülüler; TCK'nın 301. maddesine gönderme olsun diye bildiriyi, 301 kişi tarafından imzalandıktan sonra açıklamayı planlamışlar. Ancak iki günde hiç ummadıkları bir destekle karşılamışlar. "Başbakan'ın 301 konusundaki sözünü tutmasını bekliyoruz, sayısal çoğunlukla hemen yapılabilir" diyorlar.
'RUHBAN OKULU AÇILABİLMELİ'
Bilgi Üniversitesi Fen
Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünü bitirdikten sonra
başörtüsü yasağı yüzünden mastırını İsveç'te yapan AKDER aktivisti Neslihan Akbulut, Müslümanlar için imam yetiştiren okulların bulunduğu bir ülkede gayrimüslimler için de ruhban okulu açılmasını istiyor. Gaylerin şiddete maruz kalmasına karşı çıkıyor ve mağduriyetlerinin giderilmesini istiyor. Akbulut, zaman zaman kendilerine ateist (Tanrının varlığını kabul etmeyenler) agnostik (Tanrının varlığı bilinemez diyenler) ve deist (Tanrıya inanan ama dine inanmayanlar) diyen insanlarla toplantılar düzenleyip tartıştıklarını söylüyor. Akbulut şöyle konuşuyor: "Müslümanlar arasında 'Kürtlere iyi oluyor, Alevileri de görmezden gelelim' diyen birinin bulunacağını düşünmüyorum.
Hrant Dink öldürüldüğünde annem babam Hac'daydı, onları aradım. Onlar da Dink için dua ettiler. Bildiride her kesimin sorunlarına değinmeye çalıştık ama eksik bulanlar var tabii. 'Başı açık kadınların korkularına da yer verseydiniz' diyenler oldu. Böyle bir
yasak yok, ama böyle bir yasak olursa en başta biz karşı çıkarız." Üç
arkadaş bildirinin muhafazakar basında pek ilgi görmemesini ise talihsizlik olarak niteliyor.
'Zorunlu din eğitimi kalkmalı''
Bilgi Üniversitesi mezunu olan
Hilal Kaplan "Seçimlerde AKP'ye oy verdik. Bunun sebebi
sivilleşme talebidir" diyor. Kaplan şöyle konuşuyor: "Herkesin birbirinin sorununa duyarlı olması gerekiyor. Benim agnostik bir kız arkadaşım var, diplomasını aldıktan sonra 'Siz üniversiteye giremiyorsunuz' diye ağladı. Biz birbirimizi anlıyoruz. Laik bir ülkede zorunlu din dersi de kaldırılmalı."
'Cemevleri ibadethane olmalı'
Bildirinin mimarlarından Havva Yılmaz,
cemevlerinin de
ibadethane olmasını öneriyor. "Çünkü" diyor Yılmaz, "Aleviler cemevlerinde kültürel bir etkinlik değil, kendilerine göre dinsel bir ritüel gerçekleştiriyor." ÖSS'ye girmeyi planlayan 21 yaşındaki Yılmaz şöyle konuşuyor: "Bildiriyi yayınlamamızda liberaller ve sol demokratlar ile hükümet arasında görüş ayrılığının ortaya çıkması etkili oldu.
Özgürlüklerin 'ama'sı olmaz. Başı açık kadınlardan ve erkeklerden destek vermek isteyenler oldu, onlar için de ayrıca destek bölümü açtık."
İşte o bildiri
İmzaya açılan bildiride özetle şu görüşlere yer veriliyor:
* "Kürtlerin ve ötekileştirilenlerin kendilerini bu ülkenin asli unsuru hissetmesi için gereken hukuki ve
psikolojik ortam oluşturulmadan,
* 301 davalarını bitirecek
düzenleme yapılmadan,
* Azınlık vakıflarının üzerinde pişkince oturanların rahatı bozulmadan,
* Alevilerin ibadetini kültürel aktivite, ibadet evlerini de kültür merkezi olarak görmekte ısrar etmekten vazgeçilmeden,
* Üniversitelerin bilimsel özgürlüğünün önündeki en büyük engel YÖK kaldırılmadan,
*
12 Eylül darbe anayasasını esamesi okunmayacak şekilde ortadan kaldırıp yeni, sivil bir anayasaya yapılmadan mutlu olamayacağız."
Bildiriye dün itibariyle 915 örtülü kadın imza attı. Bildiride imzası bulunanlar arasında AK Parti'nin kurucu üyelerinden Fatma Bostan Ünsal, AKDER Başkan Yardımcısı Fatma Benli, 1993 yılından beri başörtülü olan eski manken Gülay
Pınarbaşı, Zaman gazetesi ve Aktüel dergisi yazarı Nihal Bengisu
Karaca, Yeni
Şafak gazetesi yazarı Özlem
Albayrak, Vakit gazetesi yazarı Sibel Eraslan, yazar Yıldız Ramazanoğlu ve Cihan
Aktaş gibi tanınmış isimler bulunuyor.
SABAH