Washington’da Hudson Enstitute’da yapılan, Zeyno Baran ile birlikte William Odom tarafından yönetilen, Celal
Talabani ile birlikte Türk
generallerinde katıldığı toplantının yöneticisi olan
emekli general Odom tam “bu işler”in adamı.
Açık ismiyler William Eldridge Odam üç
yıldızlı ve emekli bir general. Özlü
yaşam öyküsü
Türkiye’de herkesi huylandıracak “derin” tecrübelerden geliyor.
Odom Temmuz 1932 doğumlu. Yani 75 yaşında. Başkan Ronald Reagan döneminin NSA başkanı! Bu çok önemli. Yani dünya istihbarat kurumlarının atası sayılan “Milli
Güvenlik Ajansı”nın başkanı olması önemli ama daha önemlisi Reagan döneminde olması önemli.
Çünkü bugün
Bush iktidarıyla birlikte dünyayı kasıp kavuran tüm felaketlerin sorumlusu olarak gösterilen “neo con” ekibin kökü burası. Sadece kökü değil en ufak tomurcukları dahi bu dönemden
miras.
Birinci Bush hükümetinin tüm ekibi de bu tarihten geliyordu ya da onların talebeleriydi. Bitmek üzere olan II. Bush hükümetinin durumu da aynı. Yani Odom’un kökü bu. Yeni neo-conların dedesi!
31 yıllık askeri istihbaratçı!
Zaten NSA başkanlığı da ahbap-
çavuş ilişkisinden gelmiyor. Tam 31 yıllık askeri istihbarat tecrübesi var. Tamamına yakını da “
soğuk savaş, anti-Sovyet ve anti-Komünizm” üzerine imar edilmiş. Daha 1954’de Batı
Almanya’da göreve başlamış.
Yani tam anlamıyla bir buz adam. Ayrıca neo-con dünyada büyük meziyet sayılan ikinci bir kariyere de sahip. Akademik pozisyonları bulunuyor.
Columbia Üniversitesi’nden master derecesi var ve 1969’da asistan
profesör olarak hükümetle çalışmaya başlamış.
Vietnam,
Moskova günlerinden hiç bahsetmiyoruz. Bir yandan askeri bir yandan da akademik ve siyasi kariyerini geliştirmiş. Hocalarını da unutmamaak lazım. Çünkü o da önemli.
Brzezinski’nin talebesi!
1981 yılı zirve dönemi. O yıl tümgeneral oluyor, dünyanın en önemli stratejik beyinlerinden biri sayılan Zbigniew Brzezinski’nin askeri danışmanlığını yapıyor, hem de
Beyaz Saray’da Başkan’ın uluslararası ilişkiler danışmanları kadrosuna katılıyor.
1985-88 arası zaten NSA’in başkanlığını yürüttüğü dilim. Üç yıldız takıyor ve emekliliğinden sonra
milli güvenlik konularında işte adı geçen Hudson Enstitüsü gibi “aktif ve etkin” think-tanklarda görev yapıyor. Yale ve George Town gibi şöhretli üniversitelerde dersler veriyor.
Dünyada nerede küresel
kriz varsa orada bulunmuş. Ayaklı tarih ve
oyuncu. ABD-
Rusya ilişkileri, nükleer
silah krizleri, Vietnam,
Afganistan,
Körfez Savaşları,
Irak, SALT görüşmeleri,
İran rehine krizleri,
uçak kaçırmalar vs. vs. Saymakla bitmiyor. 2005’den bu yana da Irak üzerine çalışıyor.
İşte bugün Türkiye’de tartışılan Hudson Enstitüsü toplantısının mimarı ve yöneticilerinden biri bu adam. Soru şu; “bu adamla el sıkışılır mı?”
iyibilgi