Kurtulmuş,
Saadet Partisi'nin
Anayasa değişikliği sürecinde çok net davranarak başından beri yeni bir Anayasa'nın gerekliğinin altını çizdiğini anlatarak şu ifadeleri kullandı: “12
Eylül Anayasa'sı değişmeli. Saadet Partisi olarak yeni bir Anayasa konusundaki görüşlerimizi yazılı olarak derlenmiş halde hükümete ve kamuoyuna çok önceden açıkladık. Anayasa değişiklik paketi bizim önerilerimizin çok gerisinde olmasına rağmen
demokratikleşme ve özgürlükler anlamında atılan olumlu bir adım olduğu için
referandumda ‘
evet' denmesinden yanayız. Partimize karşı olan bazı kesimler bu ‘evet' tutumundan dolayı rahatsız oldular"
“Yeni Anayasa'yı milletle yapana kadar evet”
Numan Kurtulmuş, referandumda oylanacak değişiklik paketinin yetersizliğine dikkat çekerek, “demokratikleşme adına gidecek kilometrelerce yolumuz var bu da o yolun ilk 10-20 adımı, o yüzden bu olumlu adıma sırt çevirip geri dönmek yerine o adımı atmak gerek” dedi.
Kurtulmuş, saadet Partisi olarak bu değişikliğe ‘Şimdilik Evet' diyeceklerini belirterek
12 Eylül'de ‘evet' diyeceğiz fakat 13 Eylül'den itibaren milletin katılımıyla yeni bir anayasa yapılması için çalışacağız. Bu süreçte ‘yetmez ama evet' dedik, gittiğimiz il gezilerinde de anlatıyoruz neden ‘şimdilik evet' dediğimizi. Biz millete şunu diyoruz, ‘yeni Anayasa'yı milletle yapana kadar evet' diyeceğiz.” şeklinde konuştu.
Kurtulmuş, Saadet Partisi'nin referandumla ilgili olarak hazırladığı ve neden ‘evet' dendiği konusunda milleti bilgilendiren kitapçıklarında dağıtıldığını söyledi.
“Siyasi üsluba ve kamplaşmaya dikkat”
Saadet Partisi Lideri Kurtulmuş, referandumla ilgili meydanlarda yapılan konuşmalarda hem hükümetin hem de muhalefetin üslubunun yanlış olduğuna dikkat çekerek. Siyasetçilerin üslubuna dikkat etmesi gerektiğini ve ülkede bir kamplaşma ortamının oluşturulmaması gerektiğini belirtti.
Kurtulmuş şöyle konuştu; “Referandum sürecinde meydanlarda hükümet ve muhalefet
seçim süreci gibi birbirini eleştiriyor. Yapıcı, halkı
Anayasa değişikliği konusunda bilgilendirici sözler yerine meydanlarda başörtüsü-çarşaf tartışılıyor. Sanki bir seçim öncesi dönem gibi kamplaşma yaratılıyor. Buradan Başbakan'a da söyleyeyim, Başbakan'ın mitingleri ‘evet' oylarını düşürüyor. Meydanlarda HSYK'da yapılan değişiklikleri, özgürleşme adına atılan adımları anlatacağı yerde Kılıçdaroğlu'yla birlikte başörtüsü-çarşaf tartışıyor. Bu saatten sonra eğer referandumda yüzde 49.9
evet oyu çıksa dahi bu hükümeti başarısız bir noktada gösterecektir. Bunu hükümet kendisi bu hale getirmiştir. Biz de illere gidip refandum çalışması yapıyoruz ama millete değişikliğin içeriğini ve yeni bir Anayasa ihtiyacını anlatıyoruz”
“Körler sağırlar diyalogu”
Numan Kurtulmuş, Anayasa değişiklik paketinin gündeme gelmesinden bu yana sürecin birçok eksiklikler ile ilerlediğini hatırlatarak, “
Hükümet bizim çoğunluğumuz var diyerek bu sürece girdi. Katılımcı bir süreç oluşturulmadı.
Parlamentoda Anayasa tartışmalarından aklımızda kalan tek şey kavgalar ve küfürleşmeler oldu. Bunun yanında
CHP değişiklik paketini Anayasa Mahkemesine götürdü. Ben Kılıçdaroğlu'na daha önce de söyledim; Genel Başkan olur olmaz o başvuruyu geri çekmeliydi” dedi.
“Millet bu ülkenin kira kontratına değil tapusuna sahip olmalıdır”
Türkiye'de Anayasa tartışmalarının temelinde iki sorunun ve bunların cevabının olduğunu söyleyen Kurtulmuş, bu sorulardan ilkinin ‘Bu ülkenin sahibi kim ?' sorusu olduğunu belirtti.
Kurtulmuş, bu ülkenin asıl sahibinin millet olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu: “ Bu millet kendi Anayasa'sını yapmalıdır. Millet bu ülkenin kira kontratını değil tapusunu üzerine almalıdır. Saadet Partisi olarak bu konuda bir Anayasa
Meclisi seçilmesi gerektiğini ve milletin seçtiği ellerle milletin katılımıyla yeni bir anayasa yapılmasını söylüyoruz.”
Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, ikinci sorunun da ‘Türkiye'deki siyasal
sistemin yapısı nedir?' olduğunu belirtti ve şöyle devam etti: “ Bir siyasetçi olarak bunu üzülerek söylüyorum. Türkiye'de parlamento olmasa dahi işleri yürütecek bir
bürokrasi mevcut. Tanzimattan bu yana yapılanmış bu sistem bürokratik oligarşidir. Millet 4 yılda bir düzenlenen seçimlerle yöneticileri seçiyor ama daha sonrasında hiçbir kurumu
denetleme yetkisine sahip değil. Milletin hiçbir söz hakkı yok. Bu nasıl demokrasidir. İşlerin büyük kısmını bu bürokratik oligarşi yapıyor.”
“2 sorunun cevabı yeni bir Anayasa ile başlar”
Kurtulmuş, Anayasa tartışmalarına dair temeldeki bu iki sorunun cevabının nasıl olması gerektiği şu ifadelerle aktardı: “ ‘Bu ülkenin sahibi kim?' dediğimizde ‘Türkiye'nin sahibi 72 milyonun tamamıdır'. ‘Bu ülkedeki siyasal sistemin yapısı nedir?' dediğimizde ‘tam demokrasidir' diyebilmek için bu cevapları verebilmek için Türkiye'nin yeni bir Anayasa'ya ihtiyacı vardır. Bu cevapları vermek için Türkiye'nin güçlü bir reform sürecine yani bir Anayasa hazırlayarak başlaması gerekmektedir”.
“Referandum sonucu”
Saadet Partisi Lideri'ne referandumdan nasıl bir sonucun çıkması muhtemel şeklinde bir soru yöneltildi. Kurtulmuş, büyük farkla ‘evet' ya da ‘hayır' çıkacağının görülmediğini yüzde 55 civarlarında bir ‘evet' oyunun çıkabileceğini söyleyerek, “Evet çıkarsa hükümet büyük reformlar konusunda artık mazeret uyduramaz” dedi.
AKP'nin yüksek bir oyla seçildiğini hatırlatan Kurtulmuş, “Bu milletin AKP'ye verdiği bir kredidir. Bu krediyi bu güne kadar çok iyi kullanmadı fakat referandumda evet çıkarsa artık Türkiye'de köklü reformlara girişmek gerekmektedir. Seçim Yasası, Meclis İç Tüzüğü'nün de
Demokratikleşmesi gerekmekte. Yeni bir Anayasa sürecine girilmesi gerekmektedir. Hükümeti bu kanuda 13 Eylül''den itibaren sıkıştırmaya, zorlamaya devam edeceğiz” dedi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Kurtulmuş, referandumdan ‘hayır' çıkması halinde ise
küçük de olsa ileriye doğru atılacak bir demokratikleşme adımının geriye doğru gideceğini söyledi.