Gül'e yakın kaynaklar, hükümet ile Gezi'den Anayasa Mahkemesi'ne yönelik tutuma kadar birçok noktada fikirsel ayrılık yaşadığını belirtiyor. Kavganın fitili ise 2010'da görev süresi tartışmasıyla ateşlendi.
Gül çiftinin tepkisinin geri planında, özellikle Twitter üzerinden ekibiyle ilgili yorumlar yapan bazıları Başbakan Tayyip Erdoğan’ın danışmanlarıyla yakın ilişki içinde olan “troller” ve Köşk’ten sonrası için “milletvekili olsun, dışişleri bakanı olsun” gibi öneriler sıralayan köşe yazarları ve partililerin bulunduğu ifade ediliyor.
Fikret Kozok’un Cumhuriyet’teki haberine göre, Gül çiftinin yakın ekibine “Evladımız gibi gördüğümüz insanlara yapılan hakaretlerle aslında biz hedefleniyoruz” dediği öğrenildi. Edinilen bilgilere göre Abdullah Gül’ün ve Hayrünnisa Gül’ün bu denli net tepki koyacaklarını yıllardır kendileriyle birlikte çalışan ekip bile beklemiyordu. Ancak çiftin özellikle son 1 haftada oldukça tepkili olduğu belirtiliyor. Edinilen bilgilere göre, Gül’ün rahatsızlıkları 2010’da yapılan, görev süresiyle ilgili değişikliğe kadar uzanıyor. Yapılan değişiklikle Cumhurbaşkanı’nın görev süresi, “5+5” şeklinde düzenlenmişti.
CHP’nin başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi Gül’ün görev süresinin 7 yıl olduğuna karar vermiş aynı zamanda 2. kez aday olabileceğini bildirmişti. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, mahkemenin kararını eleştirirken, “Görev süresine ilişkin 7 yıl kararı doğru. Ancak ikinci kez seçilme kararı Anayasa’ya aykırı” demişti.
Tüm bunların ötesinde Gül, son dönemde AKP’nin “kafasındaki ilkelerden uzaklaştığını” görmeye başladı. Bu çerçevede Gezi direnişi, tutuklu milletvekilleri, basın özgürlüğü, Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın tutuklanmaları, Başkanlık sistemi gibi kamuoyunun gündemini meşgul eden bir dizi önemli konuda partinin söylemleriyle ayrılıklar ortaya çıktı.
Kriz tavan yaptı
Gül’ün resepsiyonda iki kez tekrarladığı “saygısızlıklar”, kendisinin Cumhurbaşkanlığı muhabirlerine verdiği resepsiyonun ardından doruğa ulaştı. Bu çerçevede AKP’nin kongre tarihini Çankaya Köşkü’ndeki devir-teslim töreninden bir gün önceye alarak, kendisinin bir anlamda önünü kesmesi Gül’ü çok rahatsız etti.
Ayrıca son bir haftalık dönemde Gül çiftinin yakın ekibinden Koruma Müdürü Osman Çangal ile Basın Başdanışmanı Ahmet Sever, Kurumsal İletişim Başkanı Kemal İlter ve Basın Müdürü Süleyman Kurt’a yönelik hakaret mesajlarının dalga dalga yayılmasına doğrudan şahit olan Hayrünnisa Gül, bu durumu eşine iletti. Gül de, “Yıllardır evladımız gibi gördüğümüz insanlara yönelik bu saldırılarda aslında hedef biziz” dedi.
Koltuk önerilerine tepki
Gül’ü bu süreçte özellikle köşe yazarları ve partililer açısından rahatsız eden ikinci nokta ise kendisine yönelik “koltuk önerileri” oldu. Gül, AKP’nin genç ekibine “Bizim cenaha yeni girenler” ifadesini kullanırken Gül’ün bu açıklamasıyla işaret ettiği isimlerden AKP’li Şamil Tayyar oldu. Tayyar’ın Gül’ün açıklamasının hemen ardından Twitter’dan “aklı esir alan hırs” demesi, Gül’ü çileden çıkardı. Gül’ün tepki duyduğu bir diğer isim ise, bu süreçte Gül’e üstü kapalı mesajlar gönderen Başbakan Erdoğan’ın siyasi Başdanışmanı Yalçın Akdoğan oldu.