Çelik’in konuşmasından bazı detaylar şöyle:

“Burada genel özetleme yapacağım. Heyetler raporları daha detaylı raporları sizlerle paylaşabilirler,

Bu rapor da neler var. Bu raporda tespitler var. Problem nedir, ne değildir. Bulundukları bölgede tespit edilen problemlerle ilgili teşhisler var. Her bölge heyeti tedavi önerileri sunuyor. Vatandaş ne olması gerektiğini ve ne olmaması gerektiği söylüyor. İnsanları korkuları var, endişeleri var , hayalleri var. Alevilik meselesine, Cem evi projesine kadar tespit edilmiş.

Bundan sonraki süreçte neler yapılacak? Bu raporlar bugün masaya yatırıldı. Başbakan ve ilgili bakanlar bunları en ince detaylarına kadar inceleyecek. Ve nihai bir rapor oluşturulacak. Rafine bir rapor hazırlanıp, kamuoyuyla paylaşılacak.

Türkiye neyse, akil insanlar da o kompozisyonu oluşturuyordu. Sağdan, soldan, farklı dinlerden, görüşlerden oluşan insanlar var bu heyette. Bu çalışmayı yapan 63 kişiye iktidarımız adına teşekkürlerimi sunuyorum.

Genellikle medyanın akil insanlar heyetinin toplantılarında, küçük grupların protestolarını ön plana çıkararak, geneli ihmal ettikleri söylendi. Hemen hemen hepsi bu görüşte. Yapılan bütün iş bir kenara bırakılıyor sadece protesto kısmı haberleştiriliyor. Medyanın bu tavrı takındığını söylediler.

Bu süreçte mağdur gruplar var, şehit yakınları ve gaziler var. Süreci genel olarak destekliyorlar, özet olarak “Biz yandık, başkaları yanmasın” diyorlar. Süreci desteklemeyenler, hükümet karşıtı ya da sürece ideolojik olarak yaklaşanlar. Süreci kayıtsız şartsız destekleyenler var, kayıtsız şartsız karşı çıkanlar var. Karşı çıkanlar azınlık. İnsanlar endişelerini de dile getiriyorlar. 

Bu süreci değiştirmemiz gerekiyor, ocaklara ateş düşmemesi, annelerin gözyaşlarının akmaması için bu sürecin devam etmesi gerektiğini söylediler. Sadece Hükümetin değil, muhalefetin de bu sürece destek vermesi gerektiğini ifade ettiler. 

Herkes yıkabilir fakat herkes yapamaz. Süleymaniye’yi yapmak için Mimar Sinan, Sultan Ahmet’i yapmak için Sedefkar Mehmet Ağa olmak gerekir ancak yıkmak için kötü niyetli olmak yeter. Gemi battığı zaman birlikte helak oluruz. 

Medyanın medya olarak, hükümetin hükümet olarak, muhalefetin muhalefet olarak, STK’ların STK olarak sorumlulukları var.  Son derece güzel bir toplantı oldu. Onlar da görüşlerini sizlere ifade edecekler. 

Çelik açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da cevapladı. 

Bir gazetecinin BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın “Süreç gitti geldi” şeklindeki ifadelerini hatırlatması üzerine Çelik, “Bizim açımızdan ‘süreç gitti geldi’ diye bir şey yok. Sayın Demirtaş, böyle söylemişse, ona sormak lazım. Akil insanlar bunu bir Kürt meselesi olarak görmüyor, kendisini mağdur olarak hisseden herkese karşı bir demokratikleşme süreci olarak görüyorlar” şeklinde cevapladı. 

Toplantıda Gezi Parkı’nın konuşulup konuşulmadığına ilişkin bir soruya da Çelik, “Gezi Parkı’nın adı bile geçmedi. Çünkü konu Gezi Parkı ile ilgili bir konu değil, çözüm süreci ile ilgili bir konu” dedi. 

Bir gazeteci de yapılan bir araştırmayı hatırlatarak, “Bazı bölgelerde sürece desteğin az çıktığı görüldü, bu bölgelerde desteğin artırılmasına yönelik bir öneri oldu mu?” şeklindeki sorusuna ise Çelik, süreçle ilgili bilgilendirmenin ardından bu endişelerin ortadan kalktığı cevabını verdi. Çelik, sürece toplumsal destek oranının yüzde 70’ler seviyesinde olduğu da ifade etti. 

Bir gazetecinin Cizre’deki görüntüleri hatırlatması üzerine, Çelik şu açıklamayı yaptı:

"Zaten akil insanlarda gerek BDP kanadından gerekse Kandil cephesinden yapılan açıklamaların Kürt olmayan, özellikle Batı kesiminde ciddi kaygılar uyandırdığını ifade ettiler. Anayasa çalışmalarının, Başkanlık sistemiyle ilgili tartışmaların, eyalet sisteminin konuşulmasının, çözüm süreciyle aynı döneme rastlamasının kafaları karıştırdığını söylediler. Ancak Cizre’deki görüntüler bir hukuk devletinde söz konusu bile olamaz. Böyle bir arıza varsa kesinlikle bu konu müsamaha edebileceğimiz bir konu değildir."

PKK’nın çekilme süreciyle ilgili konuların konuşulup konuşulmadığı sorununa da Hüseyin Çelik, “Arkadaşları bu akil insanların konusu değil. Devlet nezdinde takip edilmesi gereken konudur. Devlet katında ve hükümet katında bu değerlendirmeler zaten yapılmaktadır.” Cevabını verdi.