BUGÜN'ün ortaya çıkardığı Milli
Güvenlik dersine giren
subayların
fişleme skandalıyla ilgili Bakan Çubukçu inceleme başlattı. Bu derslere artık branş öğretmeni girmesi için
hazırlık yapılıyor.
9.
Kolordu Komutanlığı'nın bulunduğu
Erzurum'daki okullarda Milli Güvenlik derslerine giren subayların "Kontrol Formu" adı altında tuttuğu fişleme
belgeleri için
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) devreye girdi. BUGÜN'ün dün manşetten “Her lisede bir
ajan öğretmen” başlığıyla manşetten duyurduğu Erzurum'da Milli Güvenlik derslerine giren subayların yaptığı fişleme skandalıyla ilgili
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'nun talimatıyla inceleme başlatıldı. Çubukçu, BUGÜN'e yaptığı açıklamada Erzurum İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne 'inceleme başlatın' talimatı verdiğini söyledi.
Ajan öğretmene okul yasağı
Konuyla ilgili önemli bir adım daha atan
Milli Eğitim Bakanlığı, Milli Güvenlik derslerine rütbeli askerlerin girmesini engellemeye hazırlanıyor. Milli Eğitim Bakanı Çubukçu, rütbeli askerlerin derslere girmesini yanlış bulduğunu açıkladı.
Eğitim-Bir-Sen'in önerisi
Kızılcahamam'da yapılan 18. Milli Eğitim Şûra'sında Milli Güvenlik dersine pedagojik
formasyonu olmayan rütbeli askerlerin girmemesine yönelik karar alındı. Eğitim-Bir-Sen'in önerisi üzerine 18. Milli Eğitim Şûrası kararlarına rütbeli askerlerin bu derslere girmemesi gerektiğine yönelik kararda eklendi. MEB de bu kararı en kısa sürede hayata geçirmeyi planlıyor. Meclis'te
Plan-Bütçe Komisyonu'nda Milli Eğitim Bakanlığı
bütçesi görüşülürken
CHP milletvekilleri Şûrada alınan bu kararı eleştirdi. Bakan Nimet Çubukçu ise "Şûrada alınan kararlar
tavsiye kararları, ama eğitim alanında en yüksek istişare kurulu. Tartışmaya açık ama demokratik bir ortamda oluştuğunu kabul etmek gerekiyor. Kendime yol gösterici olarak alacağım kararlar oldu. Bunlar artık tartışılması gereken konular.
Türkiye bugün bunları aşabilecek konumdadır. Milli Güvenlik derslerine üniformalı askerlerin girmesini hâlâ aynı yöntemle devam ediyor olmasını doğru bulmuyorum" dedi. Milli Eğitim Bakanlığı'nın Milli Güvenlik derslerine rütbeli askerlerin yerine Sosyal Bilgiler branş öğretmenlerinin girmesini planladığı öğrenildi. Bakanlık, öğrencilerin üniformalı askerler ile muhatap olmasını istemediği belirtiliyor.
Öğrencilerin maddi durumu bile fişlenmiş
Erzurum'daki birçok lisede Milli Güvenlik dersine giren subayların okul, öğretmen ve öğrencilerle ilgili fişleme raporlarına yenileri eklendi.
Malatya Battalgazi İmam Hatip Lisesi öğrenci ve öğretmenleri için yapılan formlarda “Öğrencilerin maddi durumu” diye madde bulunuyor.
Milli Güvenlik derslerine giren subayların yaptığı fişleme skandallarının ardı arkası kesilmiyor. Malatya Battalgazi
İmam Hatip Lisesi öğrencileri ile öğretmenleri için ayrı ayrı oluşturulan formlarda
akıllara durgunluk verecek maddeler bulunuyor. Malatya Battalgazi
İmam Hatip Lisesi'nde Milli Güvenlik derslerine giren subayların özel hazırlanan formları kullanarak öğrenci ve öğretmenleri fişledikleri belirlendi. 'Milli Güvenlik Bilgisi Dersi (MGBD) olan okullarda MGDB öğretmeni görevlendirme ve okul kılık
kıyafet yönetmeliğinin
uygulama durumu çizelgesi" adıyla hazırlanan belge ile okula başörtülü gelen öğrencilerin tespitinin amaçlandığı belirlendi. Derslere giren subaylara, fişleme için '
kontrol formu' bile verildiği belirlendi. Çok ayrıntılı hazırlanmış kontrol formundaki maddeler dikkat çekti. Sadece başörtülü öğrencilerin değil öğretmenlerin de fişlendiği anlaşılan belgede asıl görevi ders anlatmak olan bir subayın dersten çok istihbarat toplamakla meşgul olduğu tespit edildi.
Her bilgi
kayıt altında
Öğretmenler için özel olarak hazırlanan 'Millî Güvenlik dersi öğretmenleri için kontrol formu'nda şu bilgiler kayda geçirilmiş: "Türbanlı derse giren öğretmenin olup olmadığı. Kız öğrencilerin beden eğitimi dersine girip girmediği. Anma ve
kutlama yıldönümleri için gerekli törenlerin yapılıp yapılmadığı.
Okulun finansmanında İslami sermayenin etkisinin olup olmadığı. Öğretmenler arasında başta irtica olmak üzere yıkıcı bölücü faaliyetleri destekleyen, bu yayın yapan
gazete ve dergileri okuyan
personel varlığı, sayısı ve isimleri. Okul kütüphanesinde irticai yayın olup olmadığı. Okula devam eden öğrencilerin maddi durumu."
Müdürü de fişlemişler
Malatya Battalgazi İmam Hatip Lisesi Milli Güvenlik Bilgisi öğretmenin verdiği bilgiler ışığında okul başlangıcında kaç öğrencinin başörtülü olduğu ve bunların okula nasıl kayıt yaptırdığı da araştırıldı. Bundan sorumlu olarak görülen okul müdürü de fişlendi. Malatya İl Jandarma Komutanı Kurmay
Albay Ali Ayöz imzalı yazıda okul müdürü için şu ifadeler kullanılmış: "2001-2002 eğitim ve
öğretim yılında Malatya
Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde kılık kıyafet yönetmeliğine uymayan 22 öğrencinin bizzat müdür B.B. tarafından okula yerleştirildiği ve müdürün dini motifli
terör örgütlerinden 'Malatyalılar' olarak bilinen gruba yakınlığı ile bilindiği, dini cemaatler arasında fikir danışılan konumda olduğu."
Takip hâlâ sürüyor
Yazıda, müdür hakkında valiliğe yazı yazıldığı ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nce
kınama cezası verildiği kaydedildi. B.B'nin halen göreve devam ettiği vurgulanırken takibin sürdüğü ve gelişmelerden bilgi verileceği ifade edildi. İl Jandarma Komutanlığı'nın, okulda yapılan tüm fişleme çalışmalarını gereğinin yapılması için Jandarma Genel Komutanlığı'na, bilgi vermek amacıyla da Malatya'daki 2.
Ordu Komutanlığı ile Jandarma Bölge Komutanlığı'na da gönderdiği ortaya çıktı.
Subayların skandal fişlemesine eğitimciler sert tepki gösterdi
Milli Güvenlik Bilgisi dersine giren subayların 'istihbarat zorunluluğu' ile okullarda fişleme yapmasına tepki yağdı. "Öğretmen fişleme yapmaz geleceğe hazırlar" diyen eğitimciler
pedagojik formasyon sahibi
sivil eğitimcilerle bu sorunun aşılabileceğine dikkat çekti. BUGÜN'ün fişleme belgelerine dayanarak 'Her Lisede Bir Ajan Öğretmen' manşetiyle duyurduğu skandal olaya karşı tepkiler şöyle:
DERSİ MESLEK ÖĞRETMENLERİ ANLATMALI
Milli Eğitim eski Bakanı Mehmet Sağlam:
Milli Güvenlik dersini bir subay anlatıyorsa ve kendisine bir talimat verilmişse bunu yerine getirecektir. Belki de onun için şurada bu dersin meslek öğretmenlerine verilmesi yönünde bir karar çıktı. Milli Eğitim Bakanlığı oraya artık kendi öğretmenleri
tayin etmelidir ve mesele de o şekilde bitmelidir. Artık
bakanlık kendi öğretmenine hakim olacaktır. Hangi nitelikteki öğretmenler hangi dersleri vereceği konusundaki şura kararını da uygularsa mesele kalmayacaktır.
MİLLETİ DEĞERLERİNDEN SOĞUTUYORLAR
* Eğitim Bir Sen Genel Başkanı Ahmet
Gündoğdu: 28
Şubat döneminde Milli Güvenlik dersine giren askerler, büyük çoğunlukla bu görevi ifa etti ve çok zarar verdiler. Şimdi de not aldırmışlardır. Bunun önüne geçmek için Milli Eğitim
Şura'sında bu dersin branş öğretmenlerinin okutması yönünde bir karar aldırdık.
Askerler zaten öğretmen olsa bu fişlemeyi yapmaz. Çünkü öğretmen, fişleme yapmaz geleceğe hazırlar. Öğretmen askeri,
İstiklal Marşı'nı, ülkeyi, bayrağı sevdirir. Ama bunlar girdiği derslerde yaptıkları fişlemelerle milleti bu değerlerden soğutmaya çalışıyor. Askerler kendilerini okulun komutanı hissediyor. Bunların pedagojik formasyonu yok,
öğretmenlik bilgisine sahip değiller. Durumdan vazife çıkartarak
legal olmayan bir görev tanımı var.
İNSAN HAKLARINA AYKIRI
* Türk
Eğitim Sen İstanbul Bölge Başkanı Yardımcısı
Hanefi Bostan: Oraya gelen subayların görevi ders en iyi şekilde vermektir. Kalkıp öğrencinin kılık kıyafeti ile uğraşmaları hiçbir şekilde tasvip edilemez. Eğitimle alakası olmayan bir durum. 28 Şubat sürecinde benzer uygulamalardan bir çok kişi de
mağdur oldu. Bunu askerin yapması doğru değil.
Başörtüsü ile veyahut öğrencilerin, ailelerinin kıyafetleriyle ilgilenmeleri yanlış bir şey. Bunun düzeltilmesi lazım. Demokrasi açısından büyük bir zaaftır. Halen bu uygulamalar yapılıyorsa bu devletin zaafıdır. Asker ile milleti karşı karşıya getirmek yanlıştır. Bununla ülkemize
hizmet edilmez. Bu emri verenler yanlış yapıyor. İnsan haklarına aykırı bir şey. Bir de ordu ile milleti karşı karşıya getirmenin bir anlamı yok. Bu ordu millet için var. Bu tür işler onu ilgilendirmiyor.
EMRİ VEREN SORGULANMALI
Eski Milli Eğitim Bakanı
Vehbi Dinçerler:
Rütbesi ne olursa olsun bir Milli Güvenlik hocası bu işi kendi başına yapamaz. Emir alarak yapmıştır. Dolayısıyla bu fişlemeyi yapanlar üzerinde durmaktan ziyade emri kimin, nereden, nasıl ve hangi yetkiye dayanarak verdiğini araştırmak lazım. Çocuklar üzerinde böyle kapalı, gizli işleri askeriye, mülkiye veya polisin yargı kararı olmadan yürütmesi doğru değil. Bu işi aleniyet kaz
anması, çocukların eğitim sağlığı yönünden oldukça büyük zararlara neden olur. Eğitimin genel ilkelerine de yetişme çağındaki çocukların eğitimine de negatif etkiler yapar. Hiçbir yönüyle kabul edilemez bir işlem. Bu emri verenlerle muhatapların yani
bakanlık ve hükümetin karşılıklı hukuk ve idari yönden bir anlayışa varması gerekir. Bir
teğmen kendi başına yapabilir mi böyle bir şeyi bu işin köküne inmek lazım. Bu eğitime de müdahaledir.
ÖĞRENCİLERDE SORGULAYICI AKIL NASIL GELİŞECEK?
Prof. Dr.
Nevzat Tarhan:
Burada eğitim
politikaları ve sistemin üniter ve militarist olduğunun göstergesi var. Böyle bir durumda öğrencilerde özgüven, girişimcilik ruhu gelişebilir mi? Öğrencilerde sorgulayıcı akıl nasıl gelişecek. Böyle bir durumun öğrencilere zarar vereceğini düşünerek biat kültüründen şikayet edenlerin böyle bir fişlemeyi kabul etmemesi lazım. Bu silahlı kuvvetlerin iç politika ile yoğun şekilde uğraştığının da göstergesidir. Genel
kurmay'da şu anda bin subay çalışıyorsa bunun en az 600'ü iç güvenlikle ilgili görevlerde çalışıyor. Bir savaş çıkarsa hazırlık konusunda çok zayıf. İsrail'e karşı bir
harp oyunu yok. Ama bakıyorsunuz asli görevini bırakıp iç güvenlikle ilgili vazife çıkartıyor. Sivil irade güçlü bir
sorgulama yapmazda aynı şey devam edecek. Milli eğitim ile
milli güvenlik politikasını belirleyenlerin sınırlarını iyi çizmesi lazım.
ÖĞRETMENLER BANA BİLGİ GETİRİYORDU
Emekli
Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi:
Ben 10 yıl boyunca Milli Güvenlik derslerine girdim. O zaman sadece milli değerleri artıracak bilgiler veriliyordu. Ama 28 Şubat döneminde dini hassasiyetleri olanların derslere girmesini dahi engellediler. Okullardan istihbarat elde etmek fevkalede sakıncalıdır. Öğretmenleri de kutuplaştıracak bir tutum ve davranıştır. 12
Eylül'de İstanbul Kız Lisesi'nde Milli Güvenlik derslerine gidiyordum. Her gün ben onlara
yardım edecekmişim gibi öğretmenler bana birbirleri hakkında bilgi getiriyordu. Biz bunu
12 Eylül döneminde dahi hiç kullanmadık. Ama 28 Şubat dönemi tamamen ideolojik ayrışmayı organize eden ve bütün faaliyetini ona dayayan bir müdahaleydi. Bu yanlış ve sakıncalı. Böyle bilgilere silahlı kuvvetlerin neden ihtiyacı var anlamak mümkün değil.
HABER: Serbest ÖZDEN -İrfan Galip DUMLU - Bilal ÇETİN