Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, ''Cumhuriyetimizin 100. yılına yaklaşırken,
ülkemiz
sivil bir uzlaşma anayasasını hak etmektedir'' dedi.
Erdoğan, 60.
Hükümet Programını,
TBMM Genel Kurulunda okudu. Başbakan Erdoğan, sözlerine, ''Bu anlamlı günde başta Cumhuriyetimizin kurucusu
Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bugüne kadar ülkemize, milletimize
hizmeti geçen bütün devlet ve
siyaset adamlarına teşekkürü borç biliyorum'' diyerek başladı.
Seçimlerin yüzde 84 düzeyinde bir
katılım oranıyla, huzur ve güven içinde geçmesinden, sonuçların doğru ve hızlı biçimde açıklanmasından duyduğu memnuniyeti ifade eden Erdoğan, ''Bunun için Hükümet olarak büyük çaba sarfettik, tüm ilgili kurumlarımız büyük bir başarı örneği sergilediler, kendilerini
tebrik ediyorum, teşekkür ediyorum'' dedi.
Seçimlerin yaz ortasında ve
tatil mevsiminde yapılmasına rağmen yüksek bir katılımla gerçekleşmesi ve milli iradenin güçlü bir biçimde Mecliste temsil edilmesinin,
demokrasinin katılımcılık ve temsil niteliklerinin daha da güçlendiğinin açık bir göstergesi olduğuna işaret eden Erdoğan,
seçim sonuçlarının, aynı zamanda, milletin siyaset kurumuna duyduğu güvenin en yüksek düzeye çıktığının da somut bir göstergesi olduğunu kaydetti.
AK Parti olarak ülke gerçekleriyle tutarlı, inandırıcı ve güven verici
politikalarla milletin huzuruna çıkmayı en önemli ilke olarak benimsediklerini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
''Milletimizin siyaset kurumuna güveninin ancak böyle sağlanacağına inandık, inanıyoruz. Kuşkusuz siyasetimizin öznesi milletimizdir. Büyük reformlarla
Türkiye'yi zenginleştiren, ülkemizin itibarına itibar kazandıran siyasetimiz, yeni dönemde daha güçlü bir Türkiye için milletten aldığı gücü yine milletimizin hizmetine sunacaktır. Ülkemize kazandırdığımız başarılarla dolu beş yıllık
iktidarımızın tecrübesiyle yeni hükümetimiz önümüzdeki dönemi de Türkiye'ye kazandırma kararlılığındadır.''
YENİ HEDEFLER...
Devamlılığı esas alan yeni Hükümet Programının pek çok yeni unsuru ve yeni hedefleri içerdiğini belirten Erdoğan, 58. ve 59. Hükümet Programlarının, ülkeyi yıllardır bekleyen sorunlarına gerçekçi çözümler içerdiğini kaydetti.
Bu çözümlerin büyük bir b
ölümünü hayata geçirdiklerini, bir çok önemli reformun Hükümet ve Meclisin yoğun çalışmaları sonucu başarıyla gerçekleştiğine dikkati çeken Erdoğan, ekonomiden sosyal politikalara, sağlıktan eğitime, temel hak ve özgürlüklerden yargı sistemine, yerel yönetimlerden çevreye, toplu konuttan ulaşıma, sosyal güvenlik sisteminden yoksulluğun azaltılması ve gelir dağılımının iyileştirilmesine kadar çok geniş bir alanda önemli mesafeler alındığını anlattı.
''Herkesin geleceğe güvenle baktığı, demokrasimizin güçlendiği, Cumhuriyetimizin tüm kazanımlarının kökleştiği ve ülkemizin itibarının arttığı bir dönem yaşanmıştır'' diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''AK Parti iktidarı, ülkemizde
refahın artmasına ve istikrarın güçlenmesine önemli katkısı olan AB'ye katılım sürecini başlatarak Türkiye'yi uzun vadede çok daha öngörülebilir bir ülke haline getirmiştir. AB hedefi, ülkemizin demokrasi, temel hak ve özgürlükler, hukukun üstünlüğü gibi konularda evrensel standartlara yaklaşmasına yardımcı olmaktadır. Ayrıca, kurumsal yapılanmalar ve sektörel politikalar gibi pek çok konuda Türkiye'nin önümüzdeki dönemde neler yapacağını da şekillendirecektir.''
''SIÇRAMA DÖNEMİ PROGRAMI...''
Erdoğan, 22 Temmuz seçimi öncesinde ''iktidar olma sorumluluğu içinde, dürüst, popülizmden uzak, gerçekçi vaatler içeren geniş kapsamlı'' bir Seçim Beyannamesi hazırladıklarını ve kamuoyuna sunduklarını anlattı.
Hükümet Programının, Seçim Beyannamesinde yer alan geniş kapsamlı taahhütleri esas aldığına işaret eden Erdoğan, geride bıraktıkları icraat döneminin, ''ekonomide istikrarlı
büyüme,
kalkınma ve yapısal dönüşüm dönemi'' olduğunu söyledi.
Başbakan Erdoğan, ''Türkiye'ye, insanımızın hayat kalitesini etkileyen her alanda önemli mesafeler aldırdık,
ekonomik kalkınma sürecinde kritik bir eşiğe getirdik. Türkiye artık kalkışa hazır hale gelmiştir. Bu programda öngördüğümüz dönem sonu hedefleriyle, Türkiye'yi bu kritik eşikten geçirmeyi başaracağımıza inanıyorum. Açıklayacağım program, istikrar zemininde ilerleyen ekonomik ve sosyal gelişme sürecimizde bir 'sıçrama dönemi' programıdır. Bu bakımdan temel hedefimiz, Türkiye'yi take-off'a, 'kalkış'a geçirerek, daha güvenli bir hıza ve yüksekliğe taşımaktır'' diye konuştu.
YENİ ANAYASA...
Türkiye Cumhuriyeti'nin, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunu hatırlatan Erdoğan, ''
Anayasamızın değişmez hükümleri ile belirlenmiş olan bu nitelikler bir bütündür ve Cumhuriyetimizin temel değerleridir'' dedi.
AK Parti'nin, Anayasada tarifini bulan ve birbirini tamamlayan bu temel değerlerin bütünlüğünün savunucusu ve bu bütünlük üzerinde yükselen Türkiye'nin güvencesi olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
''Cumhuriyetimizin 100. yılına yaklaşırken, ülkemiz sivil bir uzlaşma anayasasını hak etmektedir. Yeni anayasa, Cumhuriyetimizin değiştirilemez temel nitelikleri olan demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ilkelerini tam olarak hayata geçirmeli, bireylerin haklarını en etkili şekilde korumalı, temel hak ve özgürlükleri İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin ve
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) getirdiği ilke ve standartlarda güvence altına almalıdır. Yeni anayasa, olabilecek en geniş
toplumsal uzlaşmayla hazırlanmalıdır.''
TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLER...
Erdoğan, demokrasinin ve hukuk devletinin nihai amacının, bütün temel hak ve özgürlükleri güvence altına almak, insanların korku ve endişeden uzak olarak güven içinde
yaşamalarını sağlamak olarak tanımladı.
Temel hak ve özgürlükler konusunda Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde belirtilen esasların uygulanacağını, özellikle
Kopenhag Siyasi Kriterlerine tam uyum sağlanacağını belirten Erdoğan, ''sıfır tolerans'' anlayışı ile işkence, kayıp, gözaltında ölüm,
faili meçhul cinayet gibi demokratik hukuk devletinde kabul edilemez
insan hakları ihlallerinin üzerine, şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da büyük bir kararlılıkla gidileceğini bildirdi.
Erdoğan, Hükümetin, demokrasinin daha da kökleşmesi için sivil toplumun güçlenmesini ve etkili bir kamuoyu denetimini gerekli gördüğünü, çoğulcu ve katılımcı demokratik siyasal sürecin sivil toplum örgütlerine daha fazla açılmasına ve siyasal karar alma süreçlerinde ilgili toplum kesimlerinin görüş ve önerilerini almaya devam edeceğini belirtti.
Hükümetin medyanın bağımsızlığına önem verdiğini, bireylerin doğru habere ulaşma hakkının, güçlü bir demokratik kültürün oluşması için birinci şart olduğunu kaydeden Erdoğan, şeffaf bir yönetimin, ancak bağımsız, tarafsız ve sorumlu bir medya ile mümkün olabileceğini, bu nedenle de medyanın çoğulcu, şeffaf ve rekabetçi bir yapıda gelişmesi için gerekli adımların atılacağını söyledi.
Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, önümüzdeki dönemde de
adalet ve yargı reformuyla ilgili çalışmalarını kararlılıkla sürdüreceklerini belirterek, ''İhtilafları çıkmadan önlemek amacıyla 'koruyucu hukuk' uygulamaları daha da geliştirilecektir'' dedi.
Erdoğan, 60. Hükümetin programını TBMM'ye sunarken yaptığı konuşmada, bağımsız ve tarafsız yargının, adaleti sağlamanın ön şartı olduğunu söyledi.Yıllarca sorunlarla, yetersizliklerle ve cezaevi isyanlarıyla kamuoyunun gündemine gelen yargı teşkilatının, AK Parti iktidarında AB'ye uyumu sağlanan temel
kanunlarla, bilgi ve
iletişim teknolojilerinin etkin kullanımıyla,
teknik donanımlarıyla birlikte yükselen
modern adliye binalarıyla, evrensel standartlara uygun hale getirilen ceza ve
infaz kurumlarıyla önemli mesafeler katettiğini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
''Önümüzdeki dönemde de adalet ve yargı reformuyla ilgili çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz. İhtilafları çıkmadan önlemek amacıyla 'koruyucu hukuk' uygulamaları daha da geliştirilecektir.
Uyuşmazlıkların hızlı, basit, az giderle ve etkin bir şekilde çözülmesini sağlamak ve böylece yargı organlarının iş yükünü azaltmak amacıyla, özellikle hukuki uyuşmazlıklarda alternatif çözüm yollarını öngören yasal düzenlemeler yapılacaktır.
AB standartlarına ulaşmak için gerekli mevzuat çalışmalarıyla adli ve idari kapasitenin güçlendirilmesi yolunda çalışmalara devam edilecektir.
Mahkemelerin
elektronik arşiv imkanlarından daha verimli bir şekilde yararlanması sağlanarak, gerekli bilgi ve belgeler ile emsal kararlara zamanında erişim daha etkili hale getirilecek, yargı organları arasında kurulan bilgi ağı geliştirilecektir.''
KAMU YÖNETİMİNDE ŞEFFAFLIK
Kamu yönetiminin temel amacının, halkın hayatını kolaylaştırmak, huzur, güvenlik ve refah içinde yaşam kalitesini geliştirmek olduğunun altını çizen Başbakan Erdoğan, ''Kamu yönetiminin kuruluş ve işleyişinde idarenin bütünlüğü esastır; merkezi ve
yerel yönetimler birbirini tamamlayarak güçlendirir. Kamu hizmetlerinde beyana güven, basitleştirme ve mükerrer bilgi istememe esastır'' dedi.
AK Parti iktidarında, şeffaf yönetime doğru çok önemli açılımlar yapılmış, Bilgi Edinme Kanunu çıkarılmıştır. Kanun sayesind
e devlete ait birçok bilgiye vatandaşlar kolayca ulaşabilmekte ve kamuoyu denetimi yapabilmektedir.
Geçtiğimiz dönemde yönetimde dağınıklığı gidermek, aşırı merkezileşmeyi önlemek ve vatandaşlarımıza daha iyi hizmet sunabilmek için önemli düzenlemeler ve uygulamalar gerçekleştirilmiştir.
Bu çerçevede, geçen dönem hazırlıklarını tamamlamış olduğumuz İl Özel İdareleri ve Belediye Gelirleri Kanun Tasarısı bu dönemde çıkarılarak, yerel yönetimlerimiz mali yönden de güçlendirilecek,
Köy Kanunu da yenilenecektir.''
YOLSUZLUKLARLA MÜCADELE
Yolsuzluğun, vatandaş ile devlet arasındaki güven ilişkisini yaralayan, kamu kaynaklarının haksızca
gasp edilmesiyle Türkiye'ye yıllarca ağır maliyetler ödeten temel bir sorun olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Hükümetimiz döneminde, yolsuzlukların önlenmesi ve hesabının sorulması yönünde çok ciddi tedbirler alınmıştır. Yolsuzluklar karşısında hükümetimiz tavizsiz tutumunu sürdürecektir.
Vatandaşlık hizmetlerinin en hızlı şekilde görülebilmesinde, büyük zaman ve enerji kaybına yol açan bürokratik işlemlerin en aza indirilmesinde teknolojik gelişmeler büyük imkanlar sunmaktadır.
Önümüzdeki dönem bütün kurumların hizmetlerinin elektronik ortama taşınması sağlanacaktır.
Diğer taraftan, kısa bir süre içerisinde, 'Tek Kart' projesi milletimizin hizmetine sunulacaktır.
Böylece vatandaşlarımız her kurum için ayrı ayrı
kartlar taşımak yerine, üzerinde bulunduracağı tek bir kartla; hem
vergi ve nüfus-vatandaşlık işlemlerini yapabilecek, hem sağlık ve sosyal güvenlik hizmetlerinden yararlanabilecek, hem de
ehliyet, ruhsat, pasaport ve benzeri işlemlerini yürütebilecektir.''
''DEMOKRASİ VE GÜVENLİK TALEPLERİ...''
Başbakan Erdoğan, ''Milletimizin demokrasi ve güvenlik taleplerini eşzamanlı olarak ve birbirini tamamlar bir şekilde karşılamak, ana hedefimizdir. Gerçek anlamda huzur ve güvenlik, özgürlüğün ve adaletin tam anlamıyla yaşandığı bir toplumda mümkündür'' dedi. Geçen 5 yıllık dönemde güvenliğin gerek yasal altyapısı, gerekse güvenlik güçlerinin etkinleştirilmesi konusunda önemli adımlar atıldığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
''Mobil iletişim teknolojisi kullanılarak, kentlerimizin cadde,
sokak ve meydanları görüntülü güvenlik denetimine alınmıştır.
Proje, 58 il ve 36 ilçeye yaygınlaştırılmıştır.
Önümüzdeki dönemde, artan bir kararlılıkla ve etkinleştirilecek politika ve programlarla, halkımızın huzur ve güvenliğini sağlamaya dönük çabalarımız yoğunlaştırılacaktır.
Genel kolluğun önleyici kolluk yetkileri, yapılacak yasal düzenlemelerle yeniden tanımlanacak, polis ve
jandarma, gerek insan kaynakları gerekse teknoloji, teçhizat ve malzeme bakımından daha da güçlendirilecektir.''
ULUSAL GÜVENLİK...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 60. Hükümetin, milletin birlik ve beraberliğini, Türkiye'nin bölünmez bütünlüğünü ve üniter yapısını güçlendirecek politikaları esas aldığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
''
Ulusal güvenliğimize kast edecek her türlü oluşuma karşı tavizsiz tutumumuz kararlılıkla sürecektir.
Hiçbir şiddet ve
terör odağının nüfuz edemeyeceği en büyük gücün, milletimizin birlik ve beraberlik ruhu olduğunu iyi biliyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti, güvenliğine, hudutlarına ve büyük bir mücadeleyle kazanmış olduğu istiklaline ilelebet sahip çıkma kararlılığındadır.
Ülkemiz son 30 yıldır bölücü terör belasıyla karşı karşıyadır. Bu süreçte, sosyal ve ekonomik sorunlar ile kültürel hassasiyetler sürekli istismar edilmiş ve ülkemiz ağır bedeller ödemiştir. AK Parti iktidarı, Türkiye'nin milli güvenliğini geniş bir açıdan ele almış, güvenliğin askeri, diplomatik, ekonomik, kültürel ve toplumsal boyutlarını bir bütün içinde değerlendirerek, iç ve dış güvenliğimizin sağlanmasında büyük kararlılık göstermiştir.
Bütün vatandaşlarımızın ortak aidiyet duygusunu güçlendirmek ve terörün kaynaklarını kurutmak amacıyla etkin ve kapsamlı politikalar uygulamıştır. Türkiye'nin her bir köşesinde sosyal ve ekonomik kalkınmayı hızlandırmak, hiçbir bölgemizin geride kalmamasını sağlamak amacıyla çalışmalarımız yoğunlaşarak devam edecektir.
İktidarımız döneminde terörizmle mücadele konusunda Türkiye'nin haklı konumunu uluslararası platformlarda etkin bir şekilde savunduk ve savunmaya devam edeceğiz.
Milli güvenliğimizi güçlendirmek, ulusal birliğimizi muhafaza etmek için verdiğimiz mücadeleyi, 60. Hükümet döneminde de her türlü meşru aracı kullanarak devam ettireceğiz.''
AA