Genel başlık, sert
mesaj ağırlıklıydı.
Hani adama sormuşlar, ‘'Adın ne?'' diye, ‘'Mülayim'' demiş.
‘'Sert olsan ne yazar'' demişler.
Mesele aynen o.
Şimdi durum şu.
Sokaklar biraz karıştı, eczacılar, itfaiyeciler,
Tekel ve
demiryolu işçileri yollarda.
Hükümet zor durumda havası hakim.
Gitti, gidiyor yani.
Olabilir de.
Her
ülkede hükümetler
metal yorgunluğuna uğrar, yıpranır.
Son kullanma tarihinin dolup dolmadığına karar verecek olan sandıkta oy kullanacak halktır.
Aynı şekilde, demokratik bir sistemde askerin rolü, anayasa çerçevesinde çizilmiştir.
Demokratik bir ülkede genelkurmay başkanının görevi ikide bir basının karşısına çıkıp ‘'
Güneş müftüsü'' gibi her konuda
fetva vermek değildir.
Demokratik bir ülkede demokratik bir basının görevi de, bir kamu görevlisinin çok anlam içermeyen konuşmalarını
manşete taşımak değildir.
Şimdi hükümete ömür biçtiler,tabanını zayıflatmak için bitleri kanlandı.
Org.neral Başbuğ'un fırkateyn dedikleri gemi konuşmasıyla onu manşete taşıyan medya grubu arasında bir
dayanışma açıkça görülüyor.
Hürriyet,
Milliyet ve Vatan'ın askerin suçlandığı hiçbir konuya
cevap vermeyen bu konuşmayı manşete taşıması bu
işbirliğinin açık göstergesi.
Kafes'i, 33 askerin ölümünü, amiralleri,
Şemdinli'yi, Ergenekon'u sorgulamayan, hatta sahip çıkan bu grup Başbuğ'un konuşmasına sahip çıkıyor.
Başbuğ askerler silahları niye yeraltına gömdü anlatmıyor, teğmenler komutanlarına niye suikast girişiminde bulundu hiç değinmiyor.
Darbe planları, azınlıklara yönelik suikast girişimlerinden de sözetmiyor.
Peki, Başbuğ ne diyor?
‘'Niye bu gemide konuştum anlarsınız?'' diyor, hayır anlamadık.
Müneccimmiyiz, ne anlatmak istiyorsanız açıkça söyleyin.
Zihninizi mi okuyacağız?
O kadar konuşuyorsanız, ne demek istediğinizi açıkça söyleyin.
Ama okurlara seçenekler sunabiliriz.
İşte size 4 şıklı bir soru.
a)
Türkiye bir
deniz ülkesidir.
b)
Deniz Kuvvetleri önemlidir.
c) Emekli olunca
tekne alıp balığa çıkacağım.
d) Kafes'e sahip çıkıyorum.
Bir sorusu daha var, onda da ‘'Neden
Trabzon, anlarsınız'' diyor.
Onu da anlamadık.
İşte 4 şıklı bir soru daha.
a) Lazları sevdiğim için.
b) Trabzonspor'a
Fenerbahçe maçı öncesi moral vermek için.
c) Deniz kenarı olduğu için.
d) Ogün Samast'ın memleketi olduğu için.
Bu sorulara ilişkin cevaplarınızı 3 gün içinde genelkurmay.org.tr köşesine yollayın.
Doğru bilenler arasında çekilecek kurada 3 ulusalcı birer
boru, pardon
lav silahı, ruhsatlı bir kaleşnikof veya bir kağıt parçası yazma hakkına sahip olacak.
Durum aynen böyle.
33 askerin yani 33 gencecik evladımızın karanlık bir biçimde öldürülmesi olayını
ihmal diye geçiştirebilen bir asker olabilir mi?
Bunu sorgulayanlardan
hesap soran bir asker olabilir mi?
İhmali olanların hesap vermediği demokratik bir ülke ordusu olabilir mi? (Herkes
beraat etmiş, Şemdinli gibi.)
Bu gerçeği sorgulamak yerine, sorgulayanları susturmaya çalışan bir askere sahip çıkan demokratik bir medya olabilir mi?
Bu bir
ortaklık.
Bir kısmı yüzde 60, bir kısmı yüzde 30 hisseye sahip.
Genel kurulun seçtiği yönetimden memnun değiller ve yerinden etmek için işbirliği yapıyorlar.
Geçmiş deneyimlerine bakarsak, pek şansları yok.
Ama asıl acı olan Doğan Grubu'nun
3 gazetesinin askeri manşetle çıktığı gün,
Ertuğrul Özkök'ün CNNTürk'e çıkıp ‘'Aydın Bey çok demokrattır'' demesi.
Doğru, o zaman ben de din alimiyim.
Yerseniz.
ERGUN BABAHAN-STAR