Deklarasyonda,
Türkiye'nin
Afrika'nın stratejik ortaklarından biri olarak ilan edilmesinden, Türkiye'nin Afrika'ya
açılım politikasından, 2005 yılının Türkiye'de ''Afrika Yılı'' ilan edilmesinden ve Afrika'nın dünyanın diğer bölgeleriyle stratejik
ortaklıklar kurma politikasından duyulan memnuniyet dile getirildi.
Afrika ülkeleriyle Türkiye arasında BM çerçevesinde mevcut
işbirliğinin de memnuniyetle karşılandığı
deklarasyonda, bu işbirliğinin her iki tarafın yararına olacak şekilde daha da gelişeceği ümidine yer verildi.
Deklarasyonda, Afrika ve Türkiye'nin, uluslararası hukuka saygı,
demokrasi,
insan hakları ve hukukuna riayet, silahsızlanma, terörizmin önlenmesi ve terörizmle mücadele,
küçük silahların
yasa dışı ticaretiyle mücadele, nükleer ve diğer kitle
imha silahlarının yayılmasının önlenmesi, sosyal
adalet,
açlık ve fakirliğin ortadan kaldırılması ilkelerine bağlı kalarak barış, güvenlik ve işbirliğini geliştirmek yönünde kararlı oldukların belirtildi.
Afrika Birliğinin kıtadaki çatışmaların önlenmesi, yönetimi ve çözüme kavuşturulması konularındaki rolünün önemine atıfta bulunulan deklarasyonda, Afrika Birliği bünyesinde Barış ve
Güvenlik Konseyi ile Afrika Hazır Gücünün kurulmasından duyulan memnuniyet dile getirildi.
Deklarasyonda, Afrikalılar tarafından geliştirilmiş kapsamlı bir
kalkınma programı ve Afrika Birliğinin kalkınmaya ilişkin başvuru kaynağı olan ''Afrika Kalkınması İçin Yeni Ortaklık'' (NEPAD) girişiminin kabulünden memnuniyet duyulduğu ifade edildi.
21.yüzyılın başlangıcında, dünyada ciddi istikrarsızlık kaynağı olan faktörlerin hala mevcut olduğuna işaret edilen deklarasyonda,
Kuzey ile
Güney arasında büyük bir fark bulunduğu ve bu durumun barış ve kalkınma üzerinde olumsuz etkiler yarattığı kaydedildi.
BM tarafından tanımlandığı şekliyle Binyıl Kalkınma Hedefleri'ne 2015 yılına kadar ulaşılmasının ve Afrika'da bu hedeflere varılması için mali kaynaklara erişimin önemine değinilen deklarasyonda, sürdürülebilir
ekonomik, sosyal ve çevresel kalkınma arayışında, enerji, iklim değişikliği ve çölleşmeye karşı mücadelenin ve HIV/
AIDS,
verem, sıtma ve diğer bulaşıcı hastalıklarla savaşın gerekliliğine vurgu yapıldı.
Deklarasyonda, Afrika ülkelerinin küreselleşmeye uyumda özel güçlüklerle karşılaşmakta olduklarından duyulan kaygı dile getirilerek, küreselleşme sürecinin tüm ülkeler için pozitif bir güç olmasını sağlanması zorunluluğu not edildi.
Deklarasyonda,
Mayıs 2001'de Belçika'da düzenlenen BM En Az Gelişmiş Ülkeler 4'üncü Konferansı sırasında Brüksel'de kabul edilen ''2001-2010 İçin En Az Gelişmiş Ülkeler Eylem Programı''na ve Almatı-Kazakistan'da 2003 yılında kabul edilen ''Denize Kıyısı Olmayan, Transit Gelişmekte Olan Ülkelere Dair Almatı Eylem Planı''na olan bağlılık yinelendi.
BM
Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) XII'nın
hazırlık sürecinin bir parçası olarak
Mart 2008'de Türkiye tarafından ev sahipliği yapılan üst düzey görevliler toplantısı sonucunda alınan
tavsiye kararlarının
Nisan 2008'de Akra'da (
Gana) düzenlenen UNCTAD XII kapsamındaki Afrika konulu üst düzey bölüm toplantısına yaptığı katkının not edildiği deklarasyonda, Afrika Birliğinin, uluslararası sistemde önemli bir nüfus odağı ve aynı zamanda uluslararası toplumun önde gelen bir aktörü haline geldiğine dikkat çekildi.
Deklarasyonda, istikrarlı ve hızlı bir biçimde büyüyen Afrika ekonomilerinin sunduğu yeni ekonomik fırsatların yanında, geçen 10 yıl boyunca sürdürülen, Afrika ülkeleriyle Türkiye arasındaki işbirliğinin olumlu sonuçları not edilirken, Türkiye-Afrika ortaklığının, somut bir
eylem planına ve
uygulama modalitelerine olumlu bir zemin hazırlayacak, eşitliğe, karşılıklı saygı ve yarara dayalı ortak
diyalog için uygun bir çerçeve oluşturduğuna dair mutabakat dile getirildi.
ORTAKLIĞA REHBERLİK EDECEK İLKELER
Deklarasyonda, Afrika-Türkiye Ortaklığına şu ilkelerin
rehberlik edeceği bildirildi:
1- BM Şartındaki ilkelere, Afrika Birliğinin Kurucu Senedine, Barış İçinde Birlikte Yaşama'nın 5 İlkesine v
e devletler arasındaki ilişkileri yöneten, evrensel olarak tanınmış diğer ilkelere saygının yanında, devletlerin egemenliği ve
toprak bütünlüğüne saygı ve uluslararası yargının suiistimal edilmemesi ilkesine bağlılık,
2- Bütün devletlerin uluslararası meselelere eşit düzeyde
katılım hakkı,
3- Uluslararası uyuşmazlıkların barışçıl yollarda çözümlenmesi ve devletler arasındaki ihtilafların güç kullanımı veya güç kullanımı tehdidi yerine görüşme,
dayanışma veya diğer barışçıl yollarla çözümü ilkesine bağlılık,
4- Uluslararası barış ve güvenliğin korunmasında BM
Güvenlik Konseyinin önde gelen rolü ve Afrika Birliğinin Barış ve Güvenlik Konseyi aracılığıyla Afrika'daki uyuşmazlıkların önlenmesi, yönetimi ve çözümünde hızla büyüyen tamamlayıcı rolün tanınması,
5- İnsan haklarının evrenselliği ve temel özgürlüklere saygının yanı sıra, her devletin kendi ulusal koşullarını göz önünde bulundurarak kendi kalkınma seyrini, kendi sosyal sistemini ve
yaşam tarzını seçme hakkı,
6- Küreselleşme sürecinin potansiyel olarak kuvvetli ve dinamik gücüyle büyümeye, yoksulluğun ortadan kaldırılmasına ve sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunmasını sağlayacak karşılıklı
bağımlılık. Bununla birlikte Türkiye ve Afrika, bazı ülkeler küreselleşme sürecinin nimetlerinden yararlanırken çoğu Afrika ülkesinin küreselleşen dünya ekonomisi için de marjinalleştiğini endişeyle kaydederler,
7- Küreselleşmenin, sürdürülebilir kalkınmayı amaçlayan tüm devletlere, özellikle de Afrikalı devletlere yarar sağlayacak biçimde, açık, adil, önceden kestirilebilir ve kurala bağlı çok taraflı ticari ve mali sistemlere sahip olmasına duyulan ihtiyaç,
8- Afrika Birliğinin alt bölgelerde işbirliğinin ve kıta bütünleşmesinin pekiştirilmesi yönünde Afrika Bölgesel Ekonomik Topluluklarının rollerini güçlendirme yolunda sarf ettiği çabaların takdir edilmesi,
9-
Şubat 2008'de Etiyopya'nın başkenti Addis Ababa'da düzenlenen Afrika Birliği Devlet ve
Hükümet Başkanları 10. Olağan Zirvesi sırasında da telaffuz edildiği gibi, Afrika'nın hızla sanayileşmesini sağlayacak tecrübe paylaşımlarına duyulan ihtiyaç,
10- Terörizmin her çeşit tezahürüne karşı ve bu belayı ortadan kaldırmak amacıyla verilen mücadelede işbirliğini geliştirme zorunluluğu,
11- Türkiye-Afrika Ortaklığının her düzeyde ve alanda pekiştirilerek daha ileriye götürülmesine ve Türkiye ile Afrika ülkeleri arasında eşitlik ve karşılıklı yarar üzerine kurulu uzun vadeli ve istikrarlı bir ortaklık kurulmasına duyulan ihtiyaç.
AA