1 Mayıs'ın "Emek ve Dayanışma Günü" adıyla tatil edilmesini öngören kanun tasarısı, TBMM İçişleri Komisyonu'nda kabul edildi. Sırada tasarının TBMM Genel Kurulu'ndan geçmesi var. TBMM İçişleri Komisyonunda, Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkındaki Kanununda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı kabul edildi. Tasarı, kanuna, 1 Mayıs'ın da ''Emek ve Dayanışma Günü'' adıyla tatil günü olarak eklenmesini öngörüyor. Bakan Faruk Çelik: 1 mayıs gerilim günü olmaktan çıkmalıdır Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, 1 Mayıs'ın gerilim günü olmaktan çıkarılması gerektiğini belirterek, "1 Mayıs emek ve dayanışma günü, emeğin dayanışması, çalışma hayatının sorunlarının irdelendiği, demokrasi kültürünün zirveye çıktığı, sevginin, barışın yeşerdiği gün olarak hafızalarda yer etmelidir." dedi. 1 Mayıs'ın tatil günü olarak kabul edilmesine yönelik kanun tasarısı TBMM İçişleri Komisyonu'nda görüşülmeye başlandı. Kanun Tasarısı'nın görüşülmesi esnasında söz alan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, 1 Mayıs'ın gerilim günü olmaktan çıkarılması gerektiğini belirterek, "1 Mayıs emek ve dayanışma günü, emeğin dayanışması, çalışma hayatının sorunlarının irdelendiği, demokrasi kültürünün zirveye çıktığı, sevginin, barışın yeşerdiği gün olarak hafızalarda yer etmelidir."dedi. Bakan Çelik, kanun tasarısının görüşülmesinin çalışma barışının ve demokrasi kültürü açısından son derece önemli olduğunu belirtti. Çelik, sanayi devrimiyle birlikte dünyanın endüstriyel ilişkilerde hızlı bir gelişme gösterdiğini, bu gelişmenin emeğin ve alın terinin sömürülmesini de beraberinde getirdiğini ifade etti. Daha çok kazanmak adına insanların karın tokluğuna günde 15-16 saat çalıştırıldığını ifade eden Çelik, bunun da çalışanların dayanışma zorunluluğunu ve hak arayışlarını hızlandırdığını kaydetti. Çelik, bu hak arayışı içerisinde ölümle sonuçlanan olayların meydana geldiğini, bu tatsız olayların emeğin tüm dünyada dayanışmasını daha da pekiştirdiğine işaret etti. Çelik, 1889 yılında 1 Mayıs'ın uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak ilan edildiğini, tüm dünyada mücadele ve dayanışma günü olarak kutlanmaya başlandığını belirtti. Çelik, Türkiye'de 1 Mayıs'ın ilk kez 1906 yılında kutlandığını ve 1923 İzmir İktisat Kongresi'nde işçilerin bayramı olarak belirlendiğini, yasal bir düzenleme yapılamadığı için 1925 yılında kutlamaların yapılamadığını kaydetti. 1 Mayıs'ın 1935 yılında Bahar Bayramı olarak kabul edildiğini anlatan Çelik, 1925-1975 yılları arasında Türkiye'de 1 Mayıs'ın kutlanamadığını, 1976'da ilk kitlesel kutlamalar yapıldığını, 1997 yılı kutlamalarının ise kana bulandığını kaydetti. 1980 yılında yaşanan darbe sonrasında bu bayramın işçilerin elinden alındığını hatırlatan Çelik, "Aradan geçen 30 yılda Türkiye ve dünyada birçok şey değişti. Çalışma yaşamında çatışmacı anlayış terk edildi. Sosyal devlet, sosyal diyalog ve insan merkezli çalışma politikaları hayata geçirilmeye başlanmıştır. Üretim politikaları noktasında işçi, dönen çarkın dişlisi yerine sahibi olarak görülmeye başlanmıştır. Bu anlayış alın terinin sembolü olan 1 Mayıs'ı ülkemizde korku günleri olmaktan çıkarıp işçi ve emekçinin dayanışma gününe dönüştürmüştür. Her alanda özgürlükleri genişleten hükümetimiz 25 Nisan 2008'de almış olduğu kararla, 1 Mayıs tabu, fobi olmaktan çıkararak, emek ve dayanışma günü ilan edilmiştir" dedi. Dünyada halen 1 Mayıs'ın 148 ülkede tatil olduğunu, 28 ülkede bayram olarak kutlandığını, 15 ülkede işçi bayramı nedeniyle farklı günler bayram ilan edildiğini anlatan Çelik, 1 Mayıs'ın tatil edilmesiyle birlikte, toplam tatil günü sayısının 14 buçuk güne ulaştığına işaret ederek, konuşmasına şöyle devam etti: "1 Mayıs emek ve dayanışma günü, emeğin dayanışması, çalışma hayatının sorunlarının irdelendiği, demokrasi kültürünün zirveye çıktığı, sevginin, barışın yeşerdiği gün olarak hafızalarda yer etmelidir. Gerilim günü olmaktan 1 Mayıs artık çıkmalıdır. Bundan sonra 1 Mayısları herkesin katılımıyla dünyaya örnek olacak olgunlukta kutlamamız, demokrasimize büyük katkılar sağlayacaktır."