Sivilay Abla'dan İstanbul Barosuna eylem önerisi!
Gülsüm İnek'i kim kurban etsin
Soru: Sevgili Sivilay Abla, istanbul Barosu ne yazdığı belli olmayan kara pankartlarla
Taksim'e yürüdü. Genç Sivillerin açtığı bir pankartla bozguna uğradı. Yazık, onların da eylem yapmaya hakları var. Siz biraz fikir verseniz? (özlem Soylu)
Cevap: Sevgili özlem, senin hatırın için yaratıcı bir eylem önerisini Baro'nun kullanımına sunuyorum. Malum yarın Kurban
Bayramı. Laikliğin koruyucusu, bekçisi TSK devasa kurban kesme organizasyonu yapıyor.
Allah muhafaza, Kurban'ın birinci ikinci günü bir düşman saldırısı olsa bizim askerler kasap bıçakları ve tuzlanmış derilerle kendilerini savunmak zorunda kalabilirler. Lafı uzatmayayım, istanbul Barosu bu bayram Taksim
Atatürk Anıtı önünde kurban kessin. Geçenlerde Atatürk büstünü devirerek tüm hemcinslerini utandıran Gülsüm inek'i
tekbir seslerine 10. yıl marşlarının karıştığı bir törensellik içinde anıtın önüne yatırsınlar.
Baro Başkanı Muammer Aydın bıçağı besmeleyle çeksin. Baro bu sayede zedelenen imajını toparlayabilir.
İlk Taş Anıtı
Soru: Sevgili Sivilay Abla, Acaba 9 Eylül'de
Yunanlılar değil de yanlışlıkla izmirliler denize dökülseydi, yine izmir öfkeli laiklerin merkezi olur muydu?
Yunanlılar denize dökülemeseydi ve izmir
Yunanistan'a geçseydi bu bizim için mi, Yunanistan için mi daha hayırlı olurdu? Acaba 9 Eylül'ü bizim mi izmir'in kurtuluşu olarak kutlamamız normal yoksa Yunanlıların izmir ve izmirlilerden kurtuluş günü olarak kutlaması mı? (Çelik Demircan)
Cevap: Sevgili Çelik, tarihsel olaylar üzerinde ne kadar spekülasyon yapılsa boş. Saydığın tüm seçeneklerin avantajları da dezavantajları da olabilir. Tabii izmir Yunanistan'a geçseydi Canan
Arıtman kesin Yunan Parlamentosu'na izmir vekili olarak girer, "
Karamanlisin anneannesi
Ermeni" pardon "Karaman
Türkü" derdi. Türk Parlamentosu'nun gördüğü en ırkçı bakanlardan Vecdi
Gönül "mübadele olmasaydı Yunanistan ulus-devlet olamazdı" diyebilirdi ama işi buradaki kadar kolay olmazdı. Mübadelede
Atina civarına yerleştirilen
Türkiye Rumları çektikleri sıkıntının acısını ondan çıkarırlardı.
Canan Arıtman ve Vecdi Gönül'ün Yunanlılarda kalması çifte
kazanç gibi gözükse de Sezen Aksu'nun şarkılarını Yunanca yazacak olması terazinin aleyhimize dönmesine neden olurdu.
Peki, ne oldu da en Batılı il izmir Kürtlere recm cezası uygulayan tikicanların diyarı haline geldi. Buna psikoloji biliminde
Liverpool sendromu diyoruz. Liverpool ingiltere'nin
liman şehriydi. Çok zengindi. Gel zaman git zaman ingiltere'nin Adanası, Denizlisi, Gaziantepi, Bursası, Konyası, Kayserisi Liverpoolu geçti. Liverpool fena halde asabi insanların kenti haline geldi. Dünyanın başının belası en fanatik
futbol taraftarlarının Liverpoollular olması da tesadüf değildi.
İzmir'in stres atabileceği bir futbol takımı bile yok.
Cumhuriyet mitingleri de bir yere kadar. Neyse dua edelim de ilk
Kurşun Hasan Tahsin anıtının yanına ilk Taş Tikican anıtı dikmesinler.
Dünyanın en büyük adalet sarayı bizde, oleyy!
Soru: Sevgili Sivilay Abla, istanbul Kartal'da dünyanın en büyük adalet sarayı inşa edildiğini yazan dev bir
tabela var. Bu bir milletin övüneceği bir şey midir? (Halime Bulut)
Cevap: Sevgili Halime, adaletsizlik ne kadar büyükse, bunu örtmek için o kadar büyük adalet sarayı inşa etmeniz gerekir. Adaletsizliğe çare olsun diye inşa edilseydi, binayı görmemişin adalet sarayı olmuş gibi dikmek değil, ağaçların arasına saklayarak zemine yayarak yapmak lazımdı. Dünyanın en büyük yolsuzlukla mücadele kurumu bizde ya da dünyanın en büyük cinsel tacize uğramış çocuk rehabilitasyon merkezi bizde demek ne kadar övünç nedeni olabilir ise en büyük adalet sarayı ile övünmek de o kadar yerindedir, övünürüz ağlanacak halimize.
Sevilay Abla
Dr. Sivilay Genç
Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon
Ana
Bilim Dalı Başkanı,
Ruh ve Sivil Hastalıkları Mütehassısı