Akla zarar bir rapor
Amerika'da
İsrail yanlısı
Washington Institute For Near East Policy (WINEP) ilginç bir rapora
imza attı.
2004-2006 arasında İsrail Milli
Güvenlik Kurulu Başkanı olarak görev yapan Emekli Or
general Giora Eiland,
Gazze saldırısı öncesi
Eylül 2008'de raporu kaleme almış.
"İki Devletli Çözümü Yeniden Düşünmek" başlıklı çalışma, Warren Christopher, Lawrence S. Eagleburger, Alexander Haig, Edward Luttwak, Richard Perle, George P. Shultz ve James Woolsey gibi ABD yönetiminde etkin görevler almış isimlere sunuluyor.
WINEP her 10 yılda bir ABD
yönetici elitlerine, İsrail'in asgari güvenlik ihtiyaçlarını anlatmak için "strateji raporu" yayınlıyor.
İlki 1989'da "İntifada'ya karşı izlenecek politikaları" belirlemek, ikincisi de 1999'da "
Oslo görüşmeleri öncesi, nihai statü tartışmalarına ışık tutmak" için yazılmış.
İlk iki raporu ünlü gazeteci Zeev Schiff kaleme almış. Şimdi hayatta değil.
Bu sebeple görev,
emekli general Eiland'da verilmiş.
Eiland, iki devletli bir barış
anlaşması için, adeta "suyu yokuş yukarı akıtmaya" çalışmış.
İşte o şok çözümler:
- Batı Şeria'daki 270 bin yerleşimci nedeniyle, İsrail'in 1967 sınırlarına dönmesi mümkün değil. İsrail, Batı Şeria'nın en az yüzde 13 daha fazla toprağına sahip olmalı.
(İlginç bir not: Yerleşimcilerin 160 bini Oslo Barış Süreci 1993'te başladıktan sonra yerleştirildi.)
- Buna karşılık
Mısır, kendine ait
topraklardan Gazze'ye 600 kilometrekare toprak vermeli. Bu da Batı Şeria'daki yüzde 13'e tekabül eder. Böylece, Gazze'de uluslararası bir
liman da inşa edilebilecek bir alan oluşur.
-
Ürdün, Batı Şeria'nın yaklaşık yüzde 5'i kadar toprağı
Filistinliler'e verir. Böylece, Ürdün'deki
mülteciler buraya yerleştirilir.
- Ürdün'e de Suudi
Arabistan topraklarından bir parça
transfer edilebilir.
- Mısır'a, İsrail'in Necef Çölü'nden bir miktar toprak anlaşma kapsamında verilir. Mısır ile Ürdün arasında İsrail'in Akabe şehri altından bir koridor açılması sağlanır. Mısır'dan
Suudi Arabistan'a kadar
tren, kara yolu ve
boru hatları inşa edebilir. Mısır'a, Sina'da konulan asker bulundurma kısıtlamaları da kaldırılır.
Böylece, İsrail topraklarını yüzde 13 artırmış olacak.
Arap ülkeleri toprak vermek suretiyle İsrail-Filistin sorununun çözümüne katkı yapmış olacak.
Filistin devleti, 1967 sınırlarından yüzde 5 daha büyük alanda ve Akdeniz'de limanı ile birlikte kurulma imkanına kavuşacak.
İsrail, bu arada 4 milyon mültecinin geri dönmesinden ve onlara tazminat ödenmesinden de kurtulacak.
Ancak Körfez'den Kızıldeniz'e
ulaşım ve boru hatları için yol açılmış olacak.
General Eiland'ın raporu, barıştan başka her şeyi öneriyor, aslında.
Sorunu İsrail'den çıkarıp, bütün Arap ülkelerine
ihraç ediyor.
Dedik ya, "akla zarar"...
Üzülerek (!) söyleyeyim,
Türkiye'nin adı geçmiyor bu raporda...
Ancak, sonuç kısmında iki tarafın da rıza göstermesi şartına bağlı BM Barış Gücü'nün sınırlarda konuşlanması gerektiği ifade ediliyor.
Golan'da BM Gücü'nün karşılıklı rıza nedeniyle başarılı olduğu, Lübnan'da ise tek taraflı rıza nedeniyle başarısız olduğuna dikkat çekiliyor.
Sanırım, hem HAMAS'ın hem de İsrail'in güvenini kazanmayı başaran Türkiye, bu rol için uygun
aday olabilir.
Eiland, sıra dışı çalışmasında Türkiye'ye de, İsrail'in güvenliğini sağlayarak "barışa katkı yapma" görevi verebilir.
Lütfederlerse, neden olmasın!!!
Erhan BAŞYURT - Bugün