İsrail'den Erdoğan'a büyük saygısızlık!

Erdoğan bugün İsrail'e sert bir dille seslendi. Yapılanları bir insanlık ayıbı olarak değerlendirerek kendine yapılan çirkin hareketi anlattı.

İsrail'den Erdoğan'a büyük saygısızlık!

''Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak, Ramallah sınır kapısında arabasının içinde yarım saat bekletilmiş bir başbakan'' olarak konuştuğunu belirten Erdoğan, İsrail'e sert çıktı. Meseleye sadece insani hassasiyetle bakan bir çok kesimin haklı bir tepki gösterdiğini, bu çerçevede Türkiye'nin birçok ilinde yapılan gösterilerin, mitinglerin toplumun duyarlılığını ortaya koyduğunu anlatan Erdoğan, bu duyarlılığı kimsenin gözardı edemeyeceğini vurguladı. ''Nasıl tepki gösterilmesin ki? Filistin meselesi kanayan bir yara olarak gündemimizde ön sıralardaki yerini koruyor'' diyen Erdoğan, iki yıldan beri Gazze'nin abluka altında tutulduğunu, giriş ve çıkışların engellendiğini, ekmek, gıda, giyecek ve ilaç sevkıyatına izin verilmediği, ''Gazze halkının tam iki yıldan beri dünyanın en büyük açık hava hapishanesinde adeta bir toplama kampında kendi kaderlerine terk edildiğini'' söyledi. Bölgeyi gören, ''Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak, Ramallah sınır kapısında arabasının içinde yarım saat bekletilmiş bir başbakan'' olarak konuştuğunu belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bunu yapan kim? İsrail... Şimdi bu İsrail hala kalkıp diplomasiden bahsediyor, hala demokrasiden bahsediyor. Ne demokrasisi? Dostluk vesaire bütün bunlara rağmen açık konuşuyorum, bizler 'İsrail-Suriye arasında bir endirekt acaba bir arabuluculuk yapılabilir mi?' diye talepler geldiğinde buna olumlu baktık. Ama Pazartesi günü, bütçe görüşmelerinin olduğu haftanın pazartesi günü (22 Aralık), biz burada Olmert'i kabul ettik. Biliyorsunuz bazı yayın organları, siyasiler bunu da konuştular. Güya, gelmişler bizden izin almışlar, görüşmüşler, ondan sonra da gidip Cumartesi günü (27 Aralık) harekatı yapmışlar. Bizimle; İsrail-Suriye ilişkilerinin beşinci raundunu görüşmeye geldiler ve biz bu beşinci raundu görüştük. Kendileri ve Suriye ile o akşam, bir mutabakat metni üzerinde sürekli bir telefon diplomasisiyle ne yapılabilir, bunu görüştük. Yaklaşık 6 saat hem burayla (İsrail), hem de Sayın Beşşar Esad ve Dışişleri bakanları ile arkadaşlarımız görüşmeler yapıyordu. Olay geldi geldi, bir-iki kelimede takıldı. Dedik ki 'hafta sonuna kadar bu çalışmaları devam ettirin, burada da bir mutabakat sağlayıp, neticeye varalım.' Tabi biz, İsrail Başbakanı'nın cuma günü için bize dönüşünü beklerken, maalesef biz Cumartesi günü bütçe müzakerelerindeyken saat 11.30'da İsrail uçaklarının ne yazık ki Gazze'yi bombaladığını duyduk. Bunu da Türkiye'ye bir saygısızlık olarak da görüyoruz. Tüm bu olumsuzluklara ilave olarak hala kalkıp da duygusallık olarak bu süreci değerlendirme gayreti içine giriyorlar. 550 insanını öldürülmesi, 2 binin üzerinde insanın şu anda yaralı olarak, gerek Gazze ve gerek Gazze dışında tedavi ediliyor olmaları, bunların içinde daha ne kadarı ölecek onu bilmiyoruz. Hiçbir gerekçe, böyle bir vahşeti insanlık vicdanında meşrulaştırma yolu olabilir mi? Pazar yerlerine, ambulanslara, hastanelere, okullara, camilere, masum sivillerin yaşadığı evlere fırlatılan bombaların bir izahı var mı? Olabilir mi? Suyu, elektriği, ekmeği, ilacı esirgenen insanların üzerlerine ölüm yağdırarak neyi çözebilirsiniz?''
<< Önceki Haber İsrail'den Erdoğan'a büyük saygısızlık! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER