İspanyol yetkililerin bu hatayı Türk uzmanların üzerine atmak istediği ortaya çıktı...
26
Mayıs 2003’te
Afganistan’daki 4 aylık görevden dönen 62 İspanyol askeri ve 12 mürettebatı taşıyan
uçak Trabzon’da düştü.
Adli Tıp uzmanlarının
gönüllü üye olduğu Toplu Ölüm Olaylarında
Kimliklendirme Ekibi (DVI),
kazanın ardından hemen olay yerine ulaştı. Ekibin başında
Adli Tıp Kurumu Başkanı Keramettin Kurt vardı. Kurt, kazanın ardından İspanyol yetkililerden aldıkları ahlaksız
teklifi ilk kez VATAN’a anlattı:
’32 kimliği tespit ettik’
“Biz olay yerinde hızlı ve doğru bir çalışma yaptık. 36 saatte cesetlerin yarısını kimliklendirdik. Çok kötü durumda olan, parçalanmış ve yanmış cesetlerden de örnekler aldık. İspanyol yetkililere kimlikleri belirlemek için ailelerle DNA karşılaştırması yapmamız gerektiğini söyledik. Ancak ’Biz bunları
İspanya’da yaparız, vaktimiz yok’ dediler. Biz de bu 30 cesedin DNA karşılaştırmasının yapılması gerektiğini kayıtlara geçip imzalattık.”
’Cesetlere sıradan isim yazmışlar’
“İspanya
Hava Kuvvetleri’nden gelen
generaller eşliğinde götürülen cesetleri, uçakta giderken sıradan isimlendirip ailelere teslim etmişler. Bir süre sonra ölen askerlerden birinin kardeşi mezarı açtırıp
DNA testi yaptırınca cesetlerin karıştığı ortaya çıktı. Skandal büyüdü ve aileler sorumlular hakkında tazminat
davası açmaya başladı.”
’Kabul etsek biz rezil olurduk’
“İspanya’nın bu gelişmelerle çalkalandığı günlerde, İspanya Savunma Bakan Yardımcısı başkanlığında bir
heyet İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’na geldi. Heyet, ’Ne olur cesetlerin buradan yanlışlıkla gönderildiğini söyleyin. Siz bir şey kaybetmezsiniz’ diye bir teklifte bulundu. Ben de Trabzon’da cenazeleri teslim ederken imzalanan belgeleri gösterip, ’Bu ciddi bir iştir. Biz görevimizi hatasız yerine getirdik. Böyle bir yanlışlığı üstlenmemiz mümkün değil’ diye
cevap verdim. Eğer biz bu olayda hata yapsaydık, uluslararası platformda çok zor duruma düşerdik. ’Türkler’in deneyimi,
teknik donanımı yok, bu işi beceremedi’ diyeceklerdi ve bütün tazminat davaları bize karşı açılacaktı.”
‘Diğer cesetleri de biz tespit ettik’
“Kimlik tespitinin yapılacağı belirtilen aileler bu kez İspanya makamlarının belgelerini kabul etmedi, ’Biz Türk Adli Tıbbı’na güveniyoruz, tetkiklerimizi orada yaptıracağız’ dedi. Biz sakladığımız numunelerle ailelerin DNA karşılaştırmasını yaptık ve tüm cesetlerin kimliklerini belirledik.”
İspanyol aileler ziyarete geldi
“Kurbanların ailelerini temsilen ülkemize gelen 8 kişi, geçen hafta bizi ziyaret etti. Çabalarımızdan dolayı bizi tekrar görmek için gelmişler. Çok duygusal anlar yaşandı. Bir plaketle, ölen askerlerin albümünü verdiler ve
ekip olarak hepimizi İspanya’ya davet ettiler. Biz de davetlerini kabul ettik.”
Skandal, 3 generalin kellesini aldı
Kaza kurbanlarının cesetlerinin karışması İspanya ordusunun en büyük skandallarından birini tetikledi. Karışıklık ortaya çıkınca aileler ayağa kalkarak devlete dava açtı.
Savunma Bakanı Federico Trillo, o sırada görevde olan üç generali koltuğundan uzaklaştırdı.
Genelkurmay Başkanı Antonio Moreno Barbera, Hava Kuvvetleri Komutanı General Eduardo Gallarza ve
Kara Kuvvetleri Komutanı General Luis Alejandre görevlerinden alınarak yerlerine yeni isimler
tayin edildi. Ailelerin açtığı dava ise geçen kasımda tamamlandı. Yargıç cenazelerin karıştırılmasında
ihmal olduğunu, ancak bunun suç sayılamayacağını söyleyerek ailelerin tazminat talebini reddetti.
‘Üzerimizde kan lekesi ve et parçalarıyla uyuduk’
Kazanın ardından hemen ekibiyle buluşup Trabzon’a uçtuğunu söyleyen Biyoloji İhtisas Dairesi Başkanı Ömer Müslümanoğlu’nun anlattıkları ise, ekibin ne kadar zor şartlar altında çalıştığına sadece
küçük bir örnek: “Trabzon’da 1.5 gün hiç uyumadan çalıştık. Üzerimizde kan lekesi ve et parçaları vardı. Çalışmalarımız sona erince üniversite
kampüsünde dinlenmeye gittik. O gece de kampüs tarihinde ilk defa sular kesilmiş, mecburen o halimizle yatıp uyuduk.”
VATAN