Eşi, üç çocuğunu alıp "Seninle uğraşamam" deyip kayıplara karıştı. İsmail Usta, yalnız başına sokaklara düştü.
Karanlık, tehlikeli ve pis
İstanbul sokaklarına... Bir gün esnaf sahip çıktı ona. Bir
hayırsever de Darülaceze’ye yatırdı. Kronik şizofren,
hipertansiyon,
kalp yetmezliği,
gastrit, diyabet ve kolestrol teşhisi konulan İsmail Usta, Darülaceze’nin atölyesinde çalışmaya başlayarak en iyi kaynağını "hayat"a yaptı.
Kastamonu’da 1954 yılında doğan İsmail Saygın, ailesiyle birlikte 6 yaşındayken İstanbul’a gelip Gültepe’ye yerleşti. Babası kahvehane işleten İsmail Saygın, öğretmeniyle
kavga edince üçüncü sınıftayken okulu bıraktı. Bir kaynakçının yanında çırak olarak iş hayatına atılan İsmail Saygın, 22 yaşındayken de evlendi. 1980’de Türkan, 1982’de
Rabia ve 1984 yılında da Emine adını verdiği kızları dünyaya geldi.
KABUSUN BAŞLANGICI
Mutlu bir hayat süren İsmail Saygın’ın hayatı 1986 yılında 32 yaşındayken
şeker hastalığı yüzünden Numune Hastanesi’nde iki bacağının kesilmesiyle kábusa dönüştü. Şimdi adını bile anmak istemediği eşi, "Bu halinle seninle uğraşamam" diyerek kızlarıyla birlikte İsmail Saygın’ı terk etti.
SOKAKTA YAPAYALNIZ
Bacaklarıyla birlikte tüm geçmişini kaybeden Saygın, hiç kimsesi olmadığı için sokaklarda kaldı.
Hayata küsen İsmail Saygın’a Harem Otogarı esnafı sahip çıktı.
Esnafın üst baş alıp karnını doyurduğu İsmail Saygın’ı, hayırsever bir kişi
yardım edip Darülaceze’ye yerleştirdi.
Yapılan sağlık taraması sonucu Saygın’da kronik şizofren, hipertansiyon, kronik
kalp yetmezliği, gastrit, diyabet ve kolestrol hastalıkları tespit edildi. Bir süre solunum cihazına bağlanan İsmail Saygın’a ilaç tedavisi de uygulandı. İyileşen "Kaynakçı İsmail" Darülaceze’deki zihinsel özürlülerin kaldığı Dolunay Sitesi’ne yerleştirildi.
HAYATA BAĞLANMAK
Darülaceze yöneticileri, tedavisi tamamlandığı halde çevresindekilerle hiç
iletişim kurmayan İsmail Saygın’ı hayata bağlamak için yeni yöntemler uyguladılar. İlk olarak tekerlekli sandalyeli fiziksel engellilerin kaldığı
Umut Sitesi’ne yerleştirildi. Ardından da her gün 2 saat mesleği olan kaynakçılığı yapabileceği atölyeye götürüldü. Kaynak yaparken çok mutlu olduğu gözlenen İsmil Saygın’a her gün 2 saat için 3 YTL ödendi. İsmail Saygın, ilk başta günde iki saat gittiği kaynak atölyesine günde 6 saat gitmeye başladı. Yıllarca hayata küsen İsmail Saygın artık etrafındaki diğer sakinlerle sohbet edip kahkahalar atıyor. Hayata küsenlere de, "Yeter ki isteyin, hayata bağlanmak için bir bahane bulunur" diyor.
HÜRRİYET