Raporda medyanın, toplumun azınlıklara yönelik davranışlarını yönlendirmedeki rolü üzerinde durularak özellikle son zamanlarda artan "
İslam düşmanlığı" konusunda çarpıcı tespitlere yer verildi.
Rapora göre 2009 yılında yazılı basında toplam 77 bin kez İslam veya
Müslüman kelimelerinin geçtiği haber yapılmış ve bu haberlerin yüzde 82'si olumsuz içeriğe sahipken sadece yüzde 18'lik bir kısmı tarafsız veya pozitif olarak konuyu ele almış.
IMDi Direktörü Osmund Kaldheim, amaçlarının medyayı yargılamak değil, sadece medyanın toplumu hangi yönde yönlendirdiğini ortaya koymak olduğunu kaydetti. Kaldheim, "
Medya Müslümanların entegrasyon için yaptıkları güzel çalışmaları görmek yerine hep
başörtüsü yasağı ve
İslamofobi üzerine haber yapmayı
tercih ediyor." ifadelerini kullandı.
Raporda
Norveç'teki Müslüman azınlığın iş hayatına
katılım oranının diğer
Avrupa ülkelerine kıyasla çok daha yüksek düzeyde olduğuna dikkat çekildi. Medyanın bu olumlu göstergeye rağmen problemli konulara odaklanmayı tercih ettiği belirtildi. Medyadaki göçmen ve entegrasyon haberlerinin yüzde 71 gibi büyük çoğunluğunun "problemli ve olumsuz" konulardan oluştuğu belirtilirken, bunların yüzde 18'nin "çözüme yönelik olumlu" haberlerden ve yüzde 11'inin ise "tarafsız" olduğu kaydedildi.
MÜSLÜMANLARA YÖNELİK KÖTÜ BİR İMAJ OLUŞTURULMAK İSTENİYOR
Medyadaki entegrasyon ve göçmen konusunda yapılan eleştirilerde hep İslam ve Müslümanların nazara verildiğine dikkat çekilen raporda, bu konuda yazılan köşe yazıları veya makalelerin üçte birinde de yine İslam dininin tartışıldığı belirtiliyor. "Gizli İslamlaşma", "radikal İslam" gibi terimlerin medyada çokça kullanılması ve başörtüsü yasağının sıkça
tartışma konusu yapılmasıyla Müslümanlara yönelik kötü bir
imaj oluşturulmaya çalışıldığı ifade ediliyor.
IMDi raporuna göre, ülkedeki en büyük göçmen grubun Polonyalılar olmasına rağmen göçmen denince akla ilk olarak Müslümanlar geliyor ve bütün olumsuzluklar direkt Müslümanlara
fatura ediliyor. Norveç'te
kariyer sahibi Müslümanlara göre, bu durum gazetecilerin
yabancı düşmanlığından değil, Müslümanları yeterince tanımamalarından yani bilgi eksikliğinden kaynaklanıyor."
Raporun sonuç bölümünde ise gerek Norveç medyasına gerekse ülkedeki Müslüman azınlığa bazı öneriler yer alıyor. Medyaya, Müslümanlara yönelik daha yapıcı eleştirileri tercih etmesi öneriliyor. Ayrıca, belirli kişi veya grupların radikal söylemlerinin tüm Müslümanlara mal edilmemesi ve İslam'ın bu kişilerin söylemleri üzerinden tanımlanmaması gerektiğine vurgu yapılıyor. Öte yandan Müslümanların da özeleştiri yaparak kendilerini gözden geçirmeleri ve tahriklere kapılmamaları
tavsiye ediliyor.
(CİHAN)