Kendilerine hem solcu hem de
Alevi diyenlerin çatışmacı bir mantık taşıdığına dikkat çeken Çamuroğlu, "Marksizm sol materyalist
sistem kurmuş. Burada metafiziğe yer yok.
Alevilik ise baştan aşağı metafiziktir." diyor.
Aksiyon Dergisi'nden
Muhsin Öztürk'e konuşan Çamuroğlu, çoğunluğu
Alman vatandaşı Alevi kökenli bir kesimin 11 Eylül'den sonra
İslamiyet'e vurmanın kolay olduğu bir zamanda 'biz İslam dışıyız' lafına sığındığını belirtti. Bu kesimin Türklere uygulanan türlü asimilasyon politikalarına ses çıkarmadığını vurgulayan Çamuroğlu, "
Almanya'nın resmi ideolojisi olunca sorun çıkarmazlar. Alman ulusunu kan esasına göre tanımlayan anayasa maddesini eleştirdiklerini hiç duymadık.
Türkiye'de olsa
kıyamet kopardı." ifadesini kullandı.
Haftalık haber dergisi Aksiyon, yine gündeme ilişkin dosyalarla okuyucularının karşısına çıktı. Kapak dosyasında Alevilik-İslam ilişkisini irdeleyen Aksiyon, yazar
Reha Çamuroğlu'nu konuk etti. Türkiye'deki Alevi-
Sünni oranına nazaran Almanya'da yaşayan Alevi oranının daha yüksek olup burada bir Alevi diasporası oluşturulduğunu ifade eden Çamuroğlu,
cemevi açarak tabanını genişletmeye çalıştığını anlattığı yeni bir proje olan "İslam dışı Alevilik" için ilginç açıklamalarda bulundu. Çamuroğlu, "Aleviliğe karşı bir kısım Aleviler
cinayet işliyor. Bu cinayetten kimlerin faydalanacağına bakarsak faili de bulabiliriz. Almanya'daki Türk nüfusu içinde Alevi oranı, Türkiye'dekinden daha yüksektir. Aleviliğin İslam dışılığı meselesi Almanya'nın kendi iç problemini çözmekte yardımcı bir olaydır. Onlar kibarca 'Türklerin entegrasyonu' diyorlar. Dolayısıyla Almanya'da kendi
Müslümanlıklarını reddeden önemli miktarda Türk bulduğunda Almanya tabii ki sevinecektir. İkincisi Türkiye'nin en büyük
ekonomik partneri Almanya'dır. Türkiye'nin AB sürecinde Almanya her zaman Türkiye üzerinde etkili olmak ister. Böyle bir
gönüllü partner ilişkisi Türkiye'yi her zaman etkilemek hususunda faydalı bir enstrümandır. Dolayısıyla Almanya bu işle bir taşla iki kuş vurmuştur." diye konuştu.
Reha Çamuroğlu, Aleviliğin tasavvuftan başka bir şey olmadığını söyledi. Çamuroğlu, "Aleviliğin teolojisini öze indirgeyerek anlattığınız şey tasavvuftan başka bir şey değildir. Tasavvufun farklı yorumlarından biridir." dedi.
'İslam dışı Alevilik' projesini hayata geçirmek isteyenlerin yıllarca Almanya'da cemevi kurmadığını belirten Çamuroğlu, ancak bunların son yıllarda cemevi açmaya başladığına dikkat çekti. Çamuroğlu, "Bu, üç ayağı olan bir proje: Alevilik İslam dışıdır, Aleviler azınlıktır ve Alevilik dedelerden kurtulmalıdır. Demek istiyorlar ki; Alevilik dinî özelliklerinden kurtulmalıdır. Asıl söylemek istedikleri ise şu: Alevilik etnik bir yapıdır." açıklamasında bulundu. Çamuroğlu, Marksizm'le hesaplaşmadan Alevi olunamayacağını anlattı. Çamuroğlu, Aleviliğin İslam dışı olduğunu söyleyenlerin sol görüşlü olduğunu aktararak, "Bu arkadaşların hepsi soldan gelir; fakat solla hesaplaşmalarını yapmadan Alevi olmuşlar. Şimdi Marksist sol, materyalist bir sistem kurmuş. Burada metafiziğe yer yok. Alevilik ise baştan aşağı metafiziktir. Siz, Marksizm'le hesaplaşmadan birdenbire 'Alevi'yim' diyemezsiniz." diye konuştu. Çamuroğlu'na göre İslam dışı Alevilik iddiası Aleviler arasında kendine yer edinemedi. Çamuroğlu, "İslam dışı olarak tanımlanması konusunda önlerine binlerce engel çıktı. Alevi halkının tepkisi çıktı. Fakat en önemlisi Hz. Ali'nin kendisi çıktı. Yani bu arkadaşların Müslüman olmadıklarını ispatlamaları için Hz. Ali'nin Müslüman olmadığını ispatlamaları gerekiyordu ki; bu herhalde zor bir işti. Bunun olmayacağını görünce Ali'siz Aleviliği
icat etmeye uğraştılar." dedi.
Oruç tutmasa, camiye gitmese bile oruçsuz ve ezansız bir
ülke istemediğini belirten Çamuroğlu, "Camiye gitmem; ama
ezan sesi olmayan bir dünya istemem. Ramazan'da oruç tutmam; ama Ramazan'sız bir Türkiye istemem." diye konuştu.