1980 ihtilalinde idamla yargılanan ve 11 yıl cezaevinde kalan
ülkücü camianın önde gelen isimlerinden ve eski Balık
esir Ülkü Ocakları Başkanı
Ahmet Ulu da (52)
deklarasyona
imza atanlar arasında.
Deklarasylon metnini
Facebook isimli paylaşım sitesinde de imzaya açan Ahmet Ulu, ülkücü kesimden ciddi
destek aldıklarını söyledi.
Balıkesir'de 12
Eylül döneminde idamla yargılanan ve cezaevinde yatan Yusuf
Akgül, Ömer Sağdıç, Mehmet Tıkız, Şerafettin Çelik, Osman Yılmazcan ve Sadık Kısır, şimdiye kadar deklarasyona imza atan isimler. "Deklarasyonu yayınlamamızın amacı, yapıcı olan anayasa değişikliğinin bugüne kadar savunduğumuz fikirlere uygun olmasıdır." diyen Ahmet Ulu,
12 Eylül ihtilalinde
mağdur olan insanların içinde yer aldıklarını belirterek, ülkücü camianın da değişikliğe mutlaka onay vermesi gerektiğini söyledi.
Yeni anayasa paketinde binlerce insanı mağdur eden geçici 15. maddenin ortadan kaldırılacağını belirten Ulu, "12 Eylül zihniyetinin yargılanması için düzenlemeyi kayıtsız şartsız destekliyoruz. Mağdurlara iade-i itibarlarının verilmesi için bu değişkliğe '
evet' diyoruz. Kendimizi sorumlu olarak görüyoruz. Bunun için böyle bir deklarasyon yayınladık. Bütün arkadaşlarımız bunun arkasında dik durdular. Yakın geçmişte 367'yi başımıza saran
Anayasa Mahkemesi'nin kararlarını halkımız biliyor. Yapılan bu değişiklikle 367 gibi garabetler ortadan kalkacak. Geçici 15. maddenin ortadan kaldırılarak bir daha ihtilal yapmaya teşebbüs edecek insanların geçici madelerle kendilerini korur hale gelmesini önleyeceğini düşünüyoruz. Bu nedenle bu deklarasyonun amacına ulaşmasını
ümit ediyoruz." dedi.
'YENİ ANAYASAYI DEVRİM GİBİ GÖRÜYORUZ'
Anayasa değişikliğinin,
Meclis'ten 367'yi bularak referanduma gerek kalmadan geçmesini bekledikleri temennisinde bulunan Ulu, Meclis'in milletin vicdanına tercüman olarak tarih yazacağını ifade etti.
Halkın iradesinin ortaya koyularak,
sivil bir anayasa yapılması gerektiğini anlatan Ahmet Ulu, "Biz, bunu devrim olarak görüyoruz. Bu Meclis, tarihe, sivil anayasa yapan Meclis olarak geçecektir. İnşallah 23. dönem Meclisimiz bunu gerçekleştirecektir.
Deklarasyonu internet üzerinden yayınladıktan sonra arkadaşlarımız bize büyük destek verdi. Bazı çekinceleri olmasına rağmen parti taassubuna takılanlar oldu. Bu maddelerin tamamının Meclis'ten geçmesinde hepimiz hemfikiriz. Çünkü, 12 Eylül'ün mağdurlarıyız. Haksız yere işkencelerden geçtik. Bazı arkadaşlarımız suçsuz yere darağaçlarına gittiler. Sadece ülkücü hareket olarak görmüyorum. O dönemde sağcısı solcusu herkes mağdur oldu." diye konuştu.
Mevcut anayasanın değiştirilerek, 12 Eylül ihtilalcilerinden hukuk önünde
hesap sorulmasını istediklerini vurgulayan Ulu, ihtilalin üzerinden 30 sene geçmesine rağmen o günleri unutmadıklarını kaydetti. 12 Eylül gününün kendilerinde çok önemli hatıraları olduğunu anlatan Ulu, takvimlerdeki 12 rakamının bile kalmasını istediklerini söyledi. O dönemden kalma içkence izlerini hala taşıdığının altını çizen Ulu, şöyle devam etti:
"Balıkesir'de 100'ün üzerinde ülkücü hareketin
genç insanı bu dönemde bertaraf edildi.
Milliyetçi Hareket Partisi'nin hayır kampanyasının içinde yeralarak
CHP, İP ve diğer bölücü guruplarla aynı safta bulunmasını anlamakta güçlük çekiyoruz. Geçmişteki mücadelenin hatırı için hiç olmazsa ülkücü hareketin içinde yer almış, kendisine ülkücü diyen insanların bu oylamayla evet demesini bekliyoruz."
ÜLKÜCÜ CAMİANIN YAYINLADIĞI DEKLARASYON METNİ
"Demokratik bir
ülkenin, bir
darbe anayasası ile yönetilmesi utanç verici bir durumdur. Mevcut anayasa, kaynağını milletten almadığı çin toplumsal ihtiyaçlara da
cevap veremez durumdadır. Anayasalar milli mütabakat metinleridir. Toplumun mutabık kaldığı metinler yerine, darbelerin dayattığı metinlerle ülke yönetmek, devletle milleti birbirine yabancılaştırır. Son dönemde yasama, yürütme ve yargı organları arasında krize dönen gerilimlerin arkasında darbe düzenine göre tanzim edilmiş 1982 anayasası vardır.
Türkiye bir yol ayrımındadır. Ya darbeleri ilelebet tarihe gömecek ya da darbelerle yaşamaya, öz vatanında esir muamelesi görmeye devam edecektir. Darbelerle hesaplaşmanın yolu, darbecileri
sanık sandalyesine çıkarmaktır. Bu bakımdan biz, 12 Eylül uygulamalarının mağduru Türk milliyetçileri olarak anayasanın geçici 15. maddesinin kaldırılması ile ilgili düzenlemeyi ve anayasa taslağında hedeflenen geğişiklikleri destekliyoruz. 12 Eylül mahkemelerinin verdiği kararların tüm sonuçlarıyla yok sayılmasını temenni ediyoruz.
Anayasa taslağını destekliyoruz, çünkü bizi tek parti devletinde gerçek bir demokrasiye götürecek yolun bu tür düzenlemelerden geçtiğine inanıyoruz. Bu tavrımız darbesiz, kavgasız bir Türkiye'den yana olmaktır. Bu tavrımız, milli iradeden, milletin sözünün bütün sözlerin üstünde tutulduğu bir Türkiye'den yana olmaktır. Bu tavrımız, inançlarına ipotek konulan mazlum bir milletin hukukundan yana olmaktır. Bu tavrımız, insan merkezli bir anayasadan, milletin hadimi bir devletten yana olmaktır. Bu düşüncelerle biz, 12 Eylül cuntasının mağduru ülkücüler ve Türk milliyetçileri olarak mevcut anayasa taslağına destek verdiğimizi, bu deklarasyona amza atarak bütün Türkiye'ye ilan ediyoruz." (CİHAN)