İşte o röportajın ilgili bölümü:
"IRAK GAZINDAKİ İRAN OYUNU
Bölgede İran ile ilgili gelişmeler nasıl değerlendirilmeli?
İran, Rusya’dan sonra dünyanın en büyük ikinci rezervlerine sahip ülke. Rusya’ya alternatif arayışları, Ruhani’nin seçilmesi, Batı’nın İran’a yönelik politikasını yeniden dizayn etmesine yol açtı. İran, enerji potansiyelini bir dış politika argümanı olarak kullanmaya başladı. Komşularına yönelik doğal gaz ihracatını artırmak amacıyla 15 boru hattı projesi geliştirdi.
Türkiye, Hindistan, Pakistan, Ermenistan, Umman, Kuveyt ve Birleşik Arap Emirlikleri ile boru hattı inşasıyla ilgili görüşmeler yaptılar. Türkiye ve Ermenistan'da hayata geçirilebildi.
Doğalgazını Avrupa'ya ulaştırma hevesi ve gayreti içinde. İran'ın gazını boru hatlarıyla Avrupa'ya ulaştırmasının üç yolu var. Bunlardan ilki, Esed’in desteklenme nedenlerinin başında geliyor, gazın Suriye’den Akdeniz’e ulaştırılması, ikincisi Ermenistan ve Gürcistan üzerinden, son ve en kolay yol ise Türkiye üzerinden geçirilecek bir boru hattı. İran sadece kendi enerji potansiyeli ile öne çıkmıyor, Orta Asya, Hazar Denizi Havzası ve Orta Doğu üçgeninin tam ortasında. Enerji kaynaklarının bulunduğu bölgeleri değil, bunların uluslararası pazarlara ulaşım yollarını da kontrol ediyor.
DAHA PAHALIYA SATTI
İran, kendi oyununu mu kuruyor?
Mesela, kendisinin ihtiyacı olmamasına rağmen Irak ile anlaşma yapıp, Irak gazını kâr ederek satmak için alıyor. Kürtler’le yapılan anlaşmadan dolayı biz alamadığımız için İran alıyor, üzerine kâr koyup bize satıyor, tıpkı Türkmenistan gazını ucuza alıp, daha pahalıya Türkiye’ye sattığı gibi.
Sonuç alıcı enerji politikalarını hayata geçiriyor. Türkiye’nin Irak’ta petrolden ziyade doğalgaz ihtiyacını karşılaması önemli. Çünkü Irak’ın doğalgaz ihracatı olmadı, İran üzerinden bu ihracatı yapması Türkiye’nin kaçıracağı büyük bir fırsat olur.
TÜRKİYE KOZUNU İYİ OYNAMALI
Doğu Akdeniz’deki enerji politikasıyla ilgili Türkiye ne yapıyor?
Bölgedeki devletler tek taraflı olarak ilanla veya anlaşmalarla Doğu Akdeniz’deki yetkilerini belirleme yoluna giderek rezervlerden yararanmaya çalışıyor. Doğu Akdeniz’de en uzun kıyıya sahip olan Türkiye ise etkili bir politika izlemektense tepkisel olmayı tercih etti. KKTC’nin de hak iddia ettiği parselde Güney Kıbrıs’ın Noble Enerji’ye arama ve işletme ruhsatı vermesi ve Noble Enerji'nin 2011'de sondaja başlanacağını açıklaması bölgede güvenlik krizinin patlak vermesine neden olmuştu. Ertelenen kriz yeniden patlak verecektir.
Türkiye Doğu Akdeniz’de fırsatı kaçırıyor mu?
Doğu Akde-niz’deki doğal gazın AB’ye taşınması için birden fazla seçenek söz konusu. Gazın sıvılaştırılarak taşınması, doğrudan boru hattı ile ulaştırılması veya doğal gazın elektrik enerjisine dönüştürülerek Avrupa pazarına taşınması gibi. Bunlar arasında en uygun ve maliyeti en düşük çözüm, gazın Türkiye üzerinden boru hattıyla taşınması ancak bu günlerde İsrail gazını Mısır üzerinden geçirmeyi planlıyor.
Yani Türkiye hâlâ denklemdeki yerini koruyor mu?
Avrupa’ya Akdeniz’den ulaştırılacak enerjinin güvenliği açısından Türkiye kilit noktada. Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon rezervlerinin Avrupa’ya ulaştırılmasında maliyet ve güvenlik açısından en tercih edilebilir seçenek olan Türkiye ile anlaşılması yakın dönemde gündeme gelebilir. Türkiye’nin Avrupa’nın enerji güvenliğine yapacağı katkının karşılığında Kıbrıs sorunun daha adil bir şekilde çözülmesi muhtemel, Türkiye elindeki stratejik bu kozu iyi oynamalı.
UKRAYNA KRİZİ DOĞALGAZ FATURASINA YANSIYABİLİR
Ukrayna’da yaşananlar, Türkiye’den çok Avrupa’da tartışılıyor.
Ukrayna, Polonya, Gürcistan hattı Rusya karşısında NATO için çok stratejik bir hat. Türkiye'nin bütün enerji politikalarını taşıma merkezi konumunun sağlayacağı avantajlar üzerine inşa etmemesi gerekiyor.
Türkiye’nin enerji koridoru olmasının kazancı, uzun vadede hattın geçtiği bölgelerdeki istikrara ve güven ortamına da bağlı. Ukrayna enerji krizinin, Türkiye’ye hem arz hem de fiyat olarak olumsuz yansıması kaçınılmaz. Batı Hattı’nda bir kargaşa halinde Türkiye'nin Batı Hattı'ndan gelecek olan gazı telafi edecek kısa vadeli alternatifi bulunmuyor.
Kriz kaynaklı doğal gaz fiyatlarındaki artış da Türkiye’nin enerji faturasına orta ve uzun vadede yansıyabilir."