Arınç,
Sudan'ın Başkenti Hartum'da kaldığı
Hilton Otelinde, sabah kahvaltısında Sudanlı gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Sudan'da yaptığı temasları hakkında bilgi veren Arınç, ziyaretinin çok başarılı geçtiğini söyledi.
''
Türkiye'nin
AB üyeliği konusundaki'' bir soru üzerine Arınç, Türkiye'nin 2005 yılı
Ekim ayında müzakerelere başladığını, bu müzakerelerin başarıyla devam ettiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
''Zaman zaman Türkiye'ye zorluklar çıkartılıyor, Türkiye'yi üzen bazı davranışlara giriyorlar. Bu engellemelerin bir kısmı iç politik nedenlerle, bir kısmı ise muhteliftir. Bunların içerisinde Türk halkının
Müslüman kimliği, sebeplerden biridir. Tüm AB içinde nüfusun neredeyse tamamı Müslüman olan sadece Türkiye var. Türkiye'nin
ekonomik durumu ve
genç nüfusu da ayrı bir sebeptir.
Bu ve buna benzer nedenlerle Türkiye'nin üyeliğine muhalefet edenler bulunuyor. Türkiye, tüm bunlara rağmen üyelik noktasında sağlam ve kararlı adımlarla yürümektedir. Türkiye her merhalede kendi imkanlarını, avantajlarını ve haklı olduğu konuları gündeme getirmektedir. Hedefine ulaşmak için ısrarla kararlılığını sürdürmektedir.''
-KIBRIS-
''
Kıbrıs'la ilgili AB'ye daha fazla fedakarlık yapılıp yapılmayacağına'' ilişkin bir soru üzerine de Arınç, AB üyeliğinde ortak kriterler ne gerektiriyorsa, Türkiye'nin, üzerine düşeni yapacağını söyledi.
Kıbrıs'ın AB kriterleri içinde bulunmadığını dile getiren Arınç, ''Kıbrıs ayrı bir siyasi sorundur. Kıbrıs konusunu zaman zaman önümüze getirenler,
Güney Kıbrıs Rum Kesiminin AB'ye alınmış olmasından sonra, bunu Türkiye'nin önüne engel olarak koyuyorlar. Türkiye bunu kabul etmemektedir'' diye konuştu.
Arınç, Kıbrıs'ın, AB'nin değil BM'nin bir sorunu olduğunu, sorunun çözümü konusunda BM gözetimindeki çalışmaların bundan sonra da süreceğini ifade ederek, ''Kıbrıs'ta kalıcı, adil bir çözüme ulaşılması konusunda Türkiye gayretlidir. Türkiye'nin AB için verilecek ekstra bir tavizi söz konusu değildir'' diye konuştu.
Türkiye'nin bu konuda AB'den eşit, objektif ve adil bir davranış beklediğini vurgulayan Arınç, Türkiye'nin kendisine ayrımcılık yapılmasını kabul etmeyeceğini bildirdi.
''
Irak ve Irak'ın kuzeyinde yaşanan olaylarla'' ilgili olarak da Arınç, Türkiye'nin, bu ülkede yaşanan olayları çok yakından takip ettiğini vurguladı.
ABD'nin yapacağı
operasyon öncesinden bugüne kadar Türkiye'nin Irak'la ilgili söylediği her şeyin bugün tahakkuk ettiğini belirten Arınç, Türkiye'nin Irak'la ilgili planlarının ne kadar doğru ve gerçekçi olduğunun görüldüğünü söyledi.
Arınç, Türkiye'nin Irakla ilgili politikasında 3 temel dinamik bulunduğunu, bunların ''
toprak bütünlüğünün muhafaza edilmesi, tüm etnik ve dinsel farklılıkların demokratik
yönetimde eşit olarak temsil edilmesi ve Irak'ın
doğal kaynaklarının Irak halkına ait olduğunun bilinmesi'' olduğunu söyledi.
-''TÜRKİYE, IRAK KONUSUNDA DİKKATLİ''-
Bu üç konunun birlikte düşünülmesi durumunda
bölgeye barış geleceğini, aksi takdirde çatışmalar olacağını ifade eden Arınç, şunları kaydetti:
''Maalesef ABD 4 yıldan bu yana Irak'ta hatalarına devam etmektedir. Irak, bugün tam bir
cehenneme dönmüştür.
TBMM ve Türk Hükümeti, Irak ile ilişkileri her gün takip etmektedir. Bunun için yarın TBMM'de
iktidar ve muhalefetin birlikte verdiği önergeyle genel görüşme toplantısı yapılacaktır. 23 Ocak Salı günü ise Irak'la ilgili kapalı oturumda bütün gelişmeler daha yakın takip edilmiş, konuşulmuş olacaktır. Bu da Meclisin ve Hükümetin, bu konunun üzerinde ne kadar dikkatli durduğunu göstermektedir.''
''Irak'ta
Kürtlerin gücü artıyor, bunun bölge için olumsuz bir etkisi olabilir mi'' sorusu üzerine de Arınç, ''
Kuzey Irak'ta yaşayan Kürtlerin, ABD ile
işbirliği yaptıkları için bugün daha önemli bir konuma geldiğini'' söyledi.
Türkiye'nin bu gelişmeye iki açıdan baktığını anlatan Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Irak'ın birliğinin ve bütünlüğünün parçalanıp parçalanmaması veya korunması açısından... Irak'ın yeni bölünmelere, yeni çatışmalara yol açmaması için etnik unsurlar arasında ayrımcılık yapılmamalıdır. Bu, toprak, coğrafya ve yönetim bütünlüğünün sağlanması açısından önemlidir.
Türkiye, kendi güvenliği açısından bu konu üzerinde duruyor. Kuzey Irak'ta faaliyet gösteren bir
takım ayrımcılık unsurlarının Türkiye'ye yönelik
eylem yapması, bizi her zaman rahatsız etmiştir. Bu bölgede yaşayan Kürtler,
Saddam zamanında büyük bir zulme uğradılar. Bu zulümden Türkiye'ye sığınarak kendilerini kurtardılar. Ancak hem Irak'ın bütünlüğüne yönelik hem de Türkiye'ye yönelik
terör unsurlarının barınmaması gerekmektedir.''
TBMM Başkanı Arınç, daha sonra Sudan
Dışişleri Bakanı Lam Akol Ajawin ile
Enerji ve
Madencilik Bakanı Awad
Ahmed Al-Jaz'ı ayrı ayrı kabul etti.
Basına kapalı gerçekleşen görüşmeler, yarımşar saat sürdü.