Merkez valisi olarak görev yapmış bir kişi, ''29 Ocak 1982 tarihinde
Bakanlar Kurulu Kararı ile resen
emekliye sevk edilmesine ilişkin işlemin iptali ve yeniden merkez valisi olarak atandığı tarihe kadar emekli statüsünde geçirdiği 8 yıl 3 ay 22 günlük sürenin fiili
hizmetine eklenerek emeklilik yönünden değerlendirilmesi ve emekli
maaşı ile merkez valisi maaşı arasındaki maaş ve özlük hakları farkının bugünkü değeri üzerinden ödenmesi istemiyle'' idareye başvurmuştu.
Başvurunun reddedilmesi üzerine bu kişi, ret işleminin iptali istemiyle
Danıştayda
dava açmış ve
Emekli Sandığı Kanununda değişiklik öngören hükmün iptali için de Danıştayın, Ana
yasa Mahkemesine başvuruda bulunmasını talep etmişti.
Davaya
bakan Danıştay 11. Dairesi,
Anayasa'ya aykırılık iddiasını ''ciddi'' bularak, 12
Eylül 1980'den sonra kamu kurum ve kuruluşlarından resen emekliliğe olanak tanıyan Emekli Sandığı Kanunu'nda değişiklik öngören hükmünün iptali istemiyle oybirliğiyle
Anayasa Mahkemesine başvurma kararı almıştı.
Daire başvurusunda, ''
Kamu yararı ve hizmet gerekleri bakımından herhangi bir haklı nedene dayanmaksızın ilgilileri resen emekliye sevk etme konusunda
yetki veren ve davacının da resen emekliye sevk edilmesine dayanak oluşturan, 2559 sayılı 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu'nun 13. Maddesi ile 15. Maddesinin (h) Fıkrasının Değiştirilmesine ve 39. Maddesine (i) Fıkrası ve Bu Kanuna Geçici ve Ek Geçici Maddeler Eklenmesine Dair Kanunun 4. Maddesi ile 5434 sayılı Kanuna Eklenen Ek Geçici 16. Maddenin Anayasa'nın 2, 7, 12, 13, 49. ve 128 maddelerine aykırı olduğu anlaşılmaktadır'' değerlendirmesinde bulunmuştu.
Danıştay 11. Dairesi'nin başvurusunu esastan görüşen Anayasa Mahkemesi,
itiraz konusu kuralı, Anayasa'nın 2, 7 ve 128. maddelerine aykırı bularak oybirliğiyle iptal etmişti.
Yüksek Mahkeme'nin
iptal kararının gerekçesi Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı.
Gerekçeli kararda, 5434 sayılı Yasa'nın ek geçici 15. maddesinde, 20 fiili hizmet yılını veya 55 yaş ve 10 fiili hizmet yılını dolduran iştirakçilerden, 31
Aralık 1981 tarihine kadar emekliliklerini isteyen ve bu madde hükümlerine göre emekli edilmeleri kurumlarınca kabul edilenlere aylık bağlanması ve emekli ikramiyelerinin yüzde 25 fazlası ile ödenmesinin öngörüldüğü anımsatıldı. Kararda, aynı yasanın ek geçici 16. maddesinde ise ek geçici 15. maddesinde yazılı durumda bulunan iştirakçilerden 31 Aralık 1981 tarihine kadar emekliliklerini istememiş olanların, 1 Ocak 1982 ile 31 Ocak 1982 tarihleri arasında atanmalarının Bakanlar Kurulu Kararı ile yapılmış olanların atanmalarındaki usule göre diğerlerinin ise müşterek kararla resen emekliye sevkedilebilmelerinin, emekli aylığı bağlanmakla beraber emekli ikramiyelerinin de yüzde 15 fazlasıyla ödenmesi hükmünün yer aldığı kaydedildi.
Yüksek Mahkeme'nin kararında, Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti ilkesine göre
düzenlemelerin açık, öngörülebilir ve sınırlarının belirli olması, keyfiliğe neden olabilecek uygulamalara yol açmaması gerektiğine işaret edilerek, ''Resen emekliye sevk edilecek kişilerin belirlenmesinde yetkiyi tamamen idareye bırakan kuralın hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığı açıktır. Ayrıca, yasa ile esasları belirlenmeden, çerçevesi çizilmeden idareye yetki verilmesi yasa ile düzenleme anlamına da gelmez'' denildi.