İstanbul Teknik
Üniversitesi'nin (İTÜ) düzenlediği '
Bilim ve Etik' panelinde konuşan gazeteci-yazar
Murat Bardakçı, intihal yapan yazar ve akademisyenlerin 'Ben devrimciyim, Atatürkçüyüm.Yobazların önünü kesmeye çalışıyorum' yalanına sarıldıklarını söyledi.
Bardakçı, bu tür 'hırsızlıkları' ortaya çıkardığı için kendisinin 'Atatürkçülüğe, laikliğe ve devrimlere set çekmekle' suçlandığını anlattı.
İTÜ
Elektrik Elektronik Fakültesi'nde gerçekleştirilen 'Bilim ve Etik' panelinde, akademik yolsuzluklar, akademide teknolojinin kötüye kullanımı ve
bilişim suçları ile ilgili sunumlar yapıldı.
Akademisyenler ve araştırmacılar, üniversitelerde intihal olaylarının yoğun bir şekilde devam ettiğini örneklerle ortaya koydu. İntihal konusunda çok sayıda yazı kaleme alan gazeteci-yazar Murat Bardakçı, üniversite yönetimlerinin bu suçu işleyen akademisyenleri koruduğunu öne sürdü. Bardakçı, intihal yapan kişilerin kendilerini
savunma yöntemlerini şöyle anlattı: "Bir intihal olayını yazdığımızda ilk olarak bir
telefon gelir, 'Çok haklısınız ama ben dipnot yazmıştım, giderken yolda düşmüş' derler. 60-70 sayfayı makaslamıştır. Bu kadar sayfaya dipnot konulmayacağının, bunun bir alıntı olamayacağının bilincinde ya değildir ya da sahtekârlık yapmaktadır. İkincisi mantıksız açıklamalardır. Yazının çıktığından haberdar olmadıklarını iddia ederler. Bir de intihali ortaya çıkaranı suçlarlar. Bu kişinin hırsız, intihalci, makasçı olduğu ile ilgili yapılan yayının, Atatürkçülüğe, laikliğe ve devrimlere set çekmek için, o kişinin Atatürkçü mücadelesini önlemek için yapılmış bir mesele olduğudur. Yani hırsızlıkla Atatürkçülüğün ne alakası var bilmiyorum. 'Ben devrimciyim, yobazların önünü kesmeye çalışıyordum. Onun için bu yazıldı' denir. Ama '
iftira' diyemiyor."
Murat Bardakçı ayrıca, intihal konusunda 15 senedir çok sayıda yayın yaptığına; fakat hiçbir sonuç alamadığına dikkat çekti. "Rektörler, hırsızlara her zaman sahip çıktı." diyen Bardakçı, "Rektörler beni arayıp, 'ilgileniyoruz' dedi. Ama hiçbir şey çıkmadı. Hatta bazı olaylarda ben suçlu ilan edildim." şeklinde konuştu.
Hacettepe Üniversitesi'nden Prof. Dr. Nurettin Bilici ise bilim hırsızlığı yapan birçok akademisyenin görevine devam ettiğini, hatta üniversitede yükseldiğini belirtti. İntihallerin yeterince yargıya taşınmadığını vurgulayan Bilici, bazı akademisyenlerin üniversitede kolay yükselme arzusunda olduğunu, bunun için de yazması uzun sürecek makaleleri makasladığını ve
seri üretim yaptığını kaydetti. İntihal yapanları gündeme getirdiği için sekiz kez yargılandığını anlatan Dokuz
Eylül Üniversitesi'nden Prof. Dr. İzge
Ünal, YÖK ve Üniversitelerarası Kurul'un intihal yapanlara karşı daha etkili bir şekilde mücadele etmesi gerektiğini ifade etti.