Başbakan Erdoğan’ın, “neden yargılanmıyorlar” sorusu ile gündeme gelen, 28 Şubat darbesinin medya, iş dünyası ve bürokrasi ayağı ile ilgili önemli bilgi ve belgeler ortaya çıktı. Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın talimatı üzerine harekete geçen Mâli Suçları Araştırma Kurulu (MASAK), darbenin “finans ayağına” yönelik incelemesini tamamladı. Hakkında inceleme yapılan 100 kişiden 10’u medya yöneticisi. İnceleme kapsamında lojmandan, Boğaz manzarılı villaya, 5 bin liralık maaştan, 5 milyon liralık mevduata terfi eden kamu görevlileri olduğu tespit edildi. Tahkikatlar sonucunda 28 Şubat’ın bazı gazete yöneticilerine de yaradığı belirlenirken, sadece ünlü bir gazetecinin hesabında 6 milyon liranın üzerinde devlet iç borçlanma senedi olduğu saptandı.

28 Şubat’ın finans ayağı ile ilgili incelemenin ayrıntıları şöyle:

Taraf'ın haberine göre, Ankara Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili’nin talimatı üzerine, darbenin “sivil ayağını” araştırmak için, Emniyet Genel Müdürlüğü, MASAK ve BDDK uzmanlarından oluşan ekipler oluşturuldu. MASAK, darbenin sivil ayağının mali boyutunu inceledi. Bu kapsamda, darbeye destek veren askerlerin, bürokratların, iş adamlarının ve gazetecilerin hesapları, tapu kayıtları, maaş bildirimleri ve vergi beyanları karşılaştırıldı.

28 Şubat darbe destekcilerinin, gayrimenkul, devlet iç borçlanma senedi ve mevduatları tek tek çıkarıldı. Ve bu kişilerin, SSK’ya, Emekli Sandığı’na yapılan maaş bildirimleri ile mal varlıkları karşılaştırıldı. Yapılan çapraz kontrolde, maaş bildirimleri ile edinilen servet arasında büyük farklılıklar olduğu belirlendi. İş adamlarının da vergi beyanları ile servetleri karşılaştırıldı. Bunun sonucunda da büyük farklar ortaya çıktı.

28 Şubat’a destek veren “sivil kuvvetlerle” ilgili incelemede, darbe öncesi ve darbe sonrası hesaplar baz alındı. Bu kapsamda 1996- 2002 yılı arasındaki hesaplar ve servet artışları mercek altına alındı. Bazı hesaplarda sıkıntı çıktı. 10 yıllık zamanaşımı nedeniyle bazı hesaplara ilişkin kayıtların yok edildiği belirlendi. Ancak, başka kurumlardan alınan kayıtlarla eksiklikler kapatılmaya çalışıldı.

Darbenin sivil ayağına ilişkin yapılan inceleme çerçevesinde, yaklaşık 100 şüphelinin, mal varlıkları mercek altına alındı. Bu kişiler arasında, TSK mensuplarının yanısıra, iş adamları, bürokratlar, yargı mensupları ve gazeteciler de var. Finans ayağı çerçevesinde malvarlıkları incelenen kişilerin yaklaşık 10’unu ise medya yöneticilerinin oluşturduğu öğrenildi.

MASAK uzmanlarının koordinatörlüğünde yürütülen darbenin finans ayağına ilişkin hazırlanan raporlar henüz savcıya gönderilmedi. Ancak, sızan ilk bilgilere göre, 28 Şubat’ın sivil aktörlerinin mal varlıklarında, darbe sürecinde önemli artışlar oldu. Örneğin, darbe sürecinde yaptığı yayınlarla dikkat çeken ünlü bir gazetecinin hesabında, 5-10 milyon lira arasında devlet tahvili olduğu belirlendi. Yine aynı televizyoncunun, İstanbul’un değişik semtlerinde çok sayıda lüks konutu ve villasının da olduğu tespit edildi. İnceleme sırasında, milyon dolarlık hesabı bulunan gazeteciler de belirlendi. Ayrıca yine, darbe sürecinde etkin rol alan, bürokrat, yargı ve ordu mensuplarının da hesapları da incelendi. Bu incelemelerde de, darbe yıllarında mal varlıkları önemli ölçüde artan kamu görevlileri olduğu görüldü. Örneğin, Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinden yöneticilerinden birisinin mal varlığında önemli artışlar olduğu saptandı. O dönemde 5 bin lira maaş aldığı belirlenen kamu görevlisinin, 5 milyon liraya ulaşan mal varlığı olduğu saptandı.

28 Şubat darbesine destek veren ve ismi darbe ile birlikte anılan bürokrat, gazeteci, iş adamı ve paşaların tamamının mal varlıklarında “rutin” dışı artış olduğu belirlendi. Bu süreçte daha çok, gayrimenkul alımı gerçekleştiği belirlendi. Örneğin, darbe döneminde, Ankara’daki devlet lojmanlarında oturan bürokrat, TSK ve yargı mensubunun, bugün İstanbul’da boğaz manzaralı villa da veya lüks konutta oturduğu tespit edildi. Yine aynı kişilerin, büyük çoğunluğunun Ege kıyılarında değeri en az 1 milyon lira olan lüks yazlıkları bulunduğu belirlendi.

Refah-Yol Hükümeti’nin yıkılmasına neden olan, istifacı vekillerin de servetleri araştırıldı. Bu kişilerin mal varlıkların da önemli ölçüde artışlar olduğu belirlendi. O dönemde, DYP’den istifa ederek hükümetin yıkılmasına yol açan milletvekillerinin bir kısmına, çantalarla rüşvet teklif edildiği iddia edilmişti. Uzmanlar rüşvet iddialarının izini, istifacı vekillerin gelirleri ve mal varlıkları ile sürmeye çalıştı. Bu konuda da önemli ipuçlarının elde edildiği öğrenildi.

28 Şubat postmodern darbesine destek veren sivillerin mal varlıklarındaki artışların temelinde kara para olup olmadığı bilinmiyor. Uzmanlar, sadece servet ile gelir arasındaki ilişkinin kurulmaya çalışıldığını belirterek, servetlerdeki artışın kaynağını savcılığın yapacağı soruşturma sonucunda netleşeceğini bildirdiler. Raporlar, Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na gönderilecek. Savcılık da, raporlardaki bilgiler doğrultusunda, darbeye destek veren sivil aktörleri ifadeye çağıracak. Soruşturmanın sonucunda ise bu kişiler hakkında dava açılması da gündeme gelecek.

DARBENİN sivil ayağına yönelik yapılan incelemede, medyanın rolü de her yönüyle araştırıldı. Konuyla ilgili olarak, Meclis’in arşivinde, gazetelerin darbe dönemindeki manşetleri tek tek incelendi. Bu manşetler ordu mensuplarının açıklamaları ve talimatları ile karşılaştırıldı. Bu karşılaştırmayla “Genelkurmay ile medya yöneticileri” arasındaki trafiğin kodları çözülmeye çalışıldı.

28 Şubat'la ilgili mâli incelemeye, TSK mensuplarının yanısıra, darbenin sivil ayağı sayılan yargı mensupları, bürokratlar, medya, işadamları ve bazı STK’lar da dahil edildi. Darbeye giden yolda bu kesimlere Genelkurmay tarafından, REFAHYOL hükümetine karşı irtica brifingleri verilmiş, darbeciler siviller tarafından ayakta alkışlanmıştı.