O dönemde asker
maaşları ile ilgili yazılar kaleme aldığı için
Çevik Bir'den tehdit aldığını anlatan
Mehmet Altan, "İnanılmaz tehdit telefonları aldım. Yazılarım 3 gün kesildi." dedi.
Nazlı Ilıcak ise mağduriyetlerin halen devam ettiğini belirterek, "
İmam hatiplerin
katsayı düzenlemesini
Danıştay durdurabiliyor.
Başörtüsü sorunu çözülmedi." diye konuştu.
Fatih Ali Emiri
Kültür Merkezi'nde düzenlenen, "28
Şubat ve Demokratik Süreç" konulu panele
Burhan Kuzu, Nazlı Ilıcak ve Mehmet Altan katıldı.
Burhan Kuzu, konuşmasının büyük bölümünde anayasa değişikliği ve son günlerde yaşanan operasyonlar üzerinde durdu.
Anayasa değişikliğinin
küçük paketler halinde
Meclis'e gelebileceğini ima eden Kuzu, "
Siyasi parti kapatma konusu olabilir.
Hakimler Kurulu'nda olan son olaylar. 'Hakimler Kurulu'nu, hükümet kendi diktası altına almış' ifadeleri kullanıyorlar.
Adalet Bakanı zaman zaman kurula bile giremiyor. Müsteşarın bazen girdiğini görüyoruz. 5
yargıç her zaman aynı oyu kullanıyor. Bunun geniş tabanlı olması gerekiyor. Maksat orayı kast sistemine dönüştürmemek. Öte yandan
Anayasa Mahkemesi'nin yapısı çok sıkıntılı. Dünyanın hangi ülkesine giderseniz gidin. Anayasa Mahkemesi varsa, bunun yarısını meclis seçiyor." ifadelerini kullandı.
Yargıtay'ın son yaşanan krizle ilgili tarafsız davranmadığına atıfta bulunan Kuzu, "Bir taraftan Erzurum'da, Erzincan'da olaylar yaşanıyor.
Yargıtay açıklama yapıyor. Hakimler Kurulu'na ziyarete gidiyorlar tek tek. Sonra ortaya çıkacak bu
dava, bunların önüne geliyor. Peki nasıl bakacaklar bu davaya? Biz demeyecek miyiz? 'Bu hakim bu davada çok net tavır koyduğu halde, tarafsız kalacak' Yargı
bildiri üzerine bildiri yayınlıyor. Yargıya kimse müdahale etmesin. Yargıyı korumak istiyoruz." şeklinde konuştu.
ILICAK: 'SON GÜNLERDE YAŞANANLAR 28 ŞUBAT'IN RÖVANŞI DEĞİL'
Nazlı Ilıcak ise son günlerde yaşanan operasyonların 28 Şubat'ın rövanşı olarak değerlendirilmemesi gerektiğini söyledi. Ilıcak, "Dün ezilenlerden bir bölümü
iktidar oldu; ama onlar silahsız kuvvetlerin eşliğinde çeşitli uydurma ve mizansenlere dayalı olarak kişileri
taciz etmiyorlar. Bugün ortaya çıkan,
Balyoz,
Kafes gibi
eylem planı çok sayıda binlerce sayfa
belge ve bunların da
savcılık üzerine gidiyor. Sanal ortamda belge üretilmiyor. Bütün bu iddiaların gerçeklik payı çok fazla. Buna göre savcılık davalar açılıyor." diye konuştu.
28 Şubat'ın sona erdiğini söyleyenlere de katılmadığını ifade eden Ilıcak, "28 Şubat sona erdi deniyor; ama başörtülülerin mağduriyeti sona ermedi. İmam hatipler ile ilgili bir kat sayı düzenlemesi yapıldığında, bunu hemen Danıştay durdurabilir. Dolayısıyla o zaman temelleri atılan haksızlıklar bugün bütün çabalara rağmen giderilemedi." biçiminde konuştu.
ALTAN: '28 ŞUBAT DÖNEMİNDE ASKER MAAŞLARI İLE İLGİLİ YAZI YAZDIĞIM İÇİN TEHDİT ALDIM'
28 Şubat mağduru
gazetecilerden Mehmet Altan ise o dönemde yaşadığı bir olayı şöyle özetledi: "28 Şubat'ta şimdi ortalarda olmayan; ama hepimizi tehdit eden, yazıları bir şekilde askıya aldıran gazete yönetimlerine musallat olan generalleri anımsıyorum. Bunlardan bir tanesi Çevik Bir'di. O zaman o baskıları birincil müdahillerinin o olduğunu zaten biliyordum. Fiilen benimle nasıl uğraştığını daha sonra Hasan Cemal'in kitabında gördüm. O dönem ilkokulların 8 yıla çıkarılması kavgası vardı. Bu aslında bir egemenlik kavgasıydı. O sabah kamuda yapılan zamlar ile ilgili maaş bordroları sitesi gördüm. Yeni askerliğe başlayan
kariyer sahibi kişi ile, 30 yıllık öğretmenin aldığı para arasında öğretmen aleyhine bir fark var. Ben dedim ki, bu imam hatip kavgası değilse, bu maaşları da ayarlamak lazım. Ondan sonra yıldırımlar yağdırdılar. O zamanlar Genelkurmay'ın Genel Sekreteri inanılmaz telefonlarla tehditler etti. Gazete yöneticilerinin de ödleri patladı. 3 gün yazılar kesildi."
Panel sonrası konuşmacılara plaket verildi.
(CİHAN)