İnanılmaz gibi ama gerçek…
Bugün 18 Ocak
Cuma 2008. Yarın saat 15'te
İstanbul'da Agos Gazetesi'nin önünde, ölümünden tam bir yıl sonra, vurulduğu saate
Hrant Dink'i anacağız.
Dink
cinayeti bu
ülke için bir vicdan, bir ahlak meselesidir…
Değil mi ki bu cinayet, kamu alanında, kamu gözetiminde, katılımı geniş, suskun ve bilen gözlerin görüş alanında işlendi…
Dink davası da, bu nedenle ve tüm verileriyle,
Türkiye'de "gayri meşru"
politika ve yapıları kuşatan son büyük davadır.
Biliyoruz ki, bu cinayetin tam olarak aydınlatılmaması bu ülkede çetelerin ve çete katillerinin cirit atmaya devam etmesi demektir. Kanlı ellerin cüret açısından önünün açılması demektir…
Bir yıl aslında bu tür soru ve endişelerle geride kaldı.
Kanın kuruması, acının soğuması, zaman uykusu bu endişeleri ortadan kaldırmıyor.
Dün söyledik…
Adli takip ve
soruşturma safhasında ortaya çıkan kimi gerçekler, izlenen politika ve yol suç ve suçluyu ortaya çıkarmaktan çok, yeni suç alanları oluşturdu.
Bu durumda endişeler neden ve nasıl azalsın?
Bir yılın dolmasına ramak kala ortaya çıkan yeni bulgular, kimi gelişmeler inanılır gibi değil. Biliyoruz Pelitli, yani cinayetin planlandığı yer
jandarma bölgesi…
Pelitli dediğiniz yer
küçük bir
belde. Bir meydan, sağında meşhur
internet kafe, solunda jandarma…
Herkes birbirini tanıyor, bunun içindir ki, Pelitli'de hemen herkes
bakkal, manav
Yasin Hayal ve takımının Hrant Dink'i öldürmeyi planladığını biliyor.
Dosyaya bakacak olursanız, herkes cinayet ya da eylemi biliyordu, bir tek jandarma, jandarma istihbarat bilmiyordu…
Oysa Yasin Hayal'in eniştesi olan
Coşkun İğci adında bir kişi cinayetten sonra ortaya çıkıp jandarma muhbiri olduğunu, bu konuda jandarmaya bilgi verdiğini söylemişti.
Ama Jandarma bunun doğru olmadığını açıkladı o günlerde…
Dahası
Trabzon'da yapılan idari soruşturmada tüm ilgili askerler Coşkun İğci'nin polisin adamı olduğunu, sorumluluğun jandarmaya atılması için polis tarafından bu açıklamayı yapmaya itildiğini iddia ettiler.
Peki sonra?
Dün
Taraf Gazetesi bilgisini yazdı, Gazeteport belgesini yayınladı ve jandarmanın iddiası ve savunmasının tersine her şeyi önceden bildiği anlaşıldı.
Konuyla ilgili haberi birlikte okuyalım:
"O.S dışında cinayeti planlayanların kimler olduğu dahi bilinmezken ve henüz O.S yakalanmadan önce, jandarma tuttuğu Haber Kayıt ve Bildirim Formu'nda cinayetin nedenleri, Dink'in el yapımı bir silahla vurulduğu, organize edenin Yasin Hayal olduğu, dört kişinin İstanbul'a gittiği, hatta cinayetten önce Dink'in ev ve iş yeri arasındaki güzergâhın krokilerinin bile çizildiği bilgisine yer veriyor.
Haber Kayıt ve Bildirim Formu'nda 'Hrant Dink'in son dönemlerde Türkiye aleyhine yapmış olduğu konuşmalara tepki olarak Trabzon ili Pelitli ilçesinde ikamet eden (…) Yasin Hayal isimli şahsın organize ettiğini, şahısların dört kişi olduğunu (…) olayda kullanılan silahın temin edilmesi için Yasin Hayal'e 500 YTL para gönderildiği ve Ardeşen el yapımı silahı temin ettiği, televizyon kanallarında gazeteci Hrant Dink'i öldüren şahsın yayınlanmış olduğu görüntülerden Yasin Hayal'in arkadaşı O.S. olduğu' yönünde bilgilere yer verildi.
Cinayette kullanılan silahın el yapımı olduğu 22 Ocak 2007'de İstanbul Kriminal Polis Laboratuarı tarafından hazırlanan raporla ortaya çıkmışken jandarmanın cinayetten hemen sonra silahın el yapımı olduğu bilgisine nasıl ve kim tarafından ulaştığı merak konusu…"
Peki buna ne diyorsunuz?
İnanılmaz gibi ama gerçek…
ALİ BAYRAMOĞLU/YENİ ŞAFAK