Diyarbakır'da 8
Ekim 2008 tarihinde Ali
Gaffar Okkan Polis Meslek Yüksekokulu'na ait
servis aracına uzun namlulu silahlarla taranması sonucu 4'ü polis, 1'i teknisyen yardımcısı 5 kişinin ölmesi, 25'nin de yaralanmasına neden oldukları gerekçesiyle yargılanan 13 kişi hakkında açılan
davanın duruşmasına Diyarbakır 5. Ağır
Ceza Mahkemesi'nde devam edildi.
Duruşmada
tutuklu sanıklar Neytullah
Bayram, Murat Yıldeniz, Halis Yıldeniz,
Ramazan Benice, Ali Nergiz hazır bulunurken, başka bir suçtan dolayı Diyarbakır 4.
Ağır Ceza Mahkemesi'nde tutuklu olarak yargılanan Orhan Figan'ın dava
dosyasının mevcut dosya ile birleştirilmesinin kabulünün ardından Figan'da duruşmadaki yerini aldı. Müdafii avukatların hazır bulunduğu duruşmada yazılı
savunmada bulunmak istediğini belirten Orhan Figan'ın söz konusu savunmasının içeriğinin ‘Örgüt
propagandası' olduğu gerekçesiyle
mahkeme başkanı salonu boşaltma kararı aldı.
FİGAN; “EYLEMİ GERÇEKLEŞTİRDİM”
Salon boşaltıldıktan sonra savunma yapan Figan, “
PKK'ya katılma sebebim yapılan
baskı, inkar ve
imha politikalarıdır. Benim neden bu sürece dâhil olduğum ve neden bir
takım faaliyetler içerisinde girdiğim ancak inkâr ve imha politikaları incelendiğinde görülecektir. Ben partimden geçici olarak ayrıldım. Bir HPG gerillası asla
esir düşmez. Düşmemelidir; son kurşunu ve bombasını kendine karsı kullanır. Diyarbakır ilinde meydana gelen olaya gelince: önderimiz Abdullah Öcalan'ın üzerindeki tecrit politikaları, hücre içerisinde hücre cezası verilmesi; HPG üzerindeki operasyonlar ve
Kürtler üzerindeki inkâr ve imha politikaları devam etmekte idi. Ben ve arkadaşlarım hem başkan Apo üzerindeki tecrit hem de Kürt halkının üzerindeki baskılar nedeniyle iki kişilik bir tim tarafından Diyarbakır ilinde bu
eylemi gerçekleştirdim”dedi.
“DAHA ÖNCE KEŞİF YAPMIŞTIK”
Eylem sonrası yakalandığında Mehmet Şah Yıldeniz ile birlikte olduğunu ifade eden Figan, eylem için ikisinin görevlendirildiğini söyleyerek “Daha doğrusu biz içerisinde bulunduğumuz grup ile birlikte bu eylem kararını operasyonlar için teskerenin geçme aşamasında olması nedeniyle yapma kararı aldık. Kırsal alandan birlikte
Silvan yoluna gelerek bir minibüse bindik. Kontrol noktasından üzerimizde bulunan ve başkaları adına düzenlenmiş kimlikler ile geçtik. Diyarbakır
Seyrantepe merkezine geldik. O esnada yanımızda silahlarımızda vardı. Kontrol noktalarında
arama olmadığından silahlarımız ile birlikte geçtik. Birlikte eylem noktasına gelerek doğrudan eylemi gerçekleştirdik. Olay yerinde Mehmet Şah Yıldeniz ile daha önce
keşif yapmıştık. Servis otobüsünün geçeceği saatin keşfini yaptığımızdan biliyorduk. Eylem yapacağımız noktalarda yerimizi aldık. Servis otobüsünün geçeceği anı bekledik ve eylemi gerçekleştirdik” dedi.
“EYLEMİ YENİDEN GERÇEKLEŞTİRME İMKANIM OLSA BİR DAHA YAPARIM”
Olayın ardından teçhizatlarını fırsat bulamadıkları için üzerlerinde taşıyamadıklarını, bu nedenle yolda bulunan bir römorkun içine bırakarak
Dicle ilçe minibüslerine binerek Silvan ilçesine yakın bir yerde indiğini ve Mehmet Şah Yildeniz ile birlikte kırsala doğru yürümeye başladıklarını ifade eden Figan, “Diyarbakır alanında çeşitli bölgelerde bulundum. Fakat başkaca her hangi bir eyleme karışmadım. Yapılan bir ihbar üzerine 18
Eylül 2010'da bir akrabamın evinde yakalandım. Eylemi Mehmet Şah İldeniz ile birlikte gerçekleştirdik. Bunun dışında kimseden
lojistik destek almadık. Eylemi, belirttiğimiz gibi imha ve inkâr politikaları, işkenceler ve başkanımız Abdullah Öcalan'ın üzerindeki tecrittir. Ben şuanda da bu eylemi yeniden gerçekleştirme imkânım olsa idi hiç tereddüt etmeden bu eylemi yine gerçekleştirirdim”
MAHKEME SALONUNDA SLOGAN ATTI
Figan son olarak savunmasının mahkeme tarafından “Övme” veya “Propaganda” olarak değerlendirmemesi gerektiğini belirtti. Kendisinin haberi olmadan avukatının pişmanlık yasasından faydalanması için talepte bulunduğunu belirten Figan, “Bu benim haberimin dışında avukatımın talebi ise de ben bu maddenin benim hakkımda kesinlikle uygulanmamasını istiyorum” dedi. Figan savunmasını bitirdikten sonra ‘Biji serok Apo, biji PKK, Biji HPG' şeklinde slogan attı.
SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU
Figan'ın savunmasının ardından müdafi avukatlar müvekkilleri ile ilgili iddialara ilişkin savunma yaptı. Verilen kısa aranın ardından mahkeme tutuklu tüm sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, Orhan Figan'ın savunması ile ilgili ‘Örgüt propagandası yapmak' suçundan
Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunmasına karar vererek duruşmayı 16
Şubat 2012 tarihine erteledi.
31 KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET İSTENİYOR
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, saldırıyı gerçekleştiren 3 sanık ile saldırı talimatını
örgütün dağ kadrosundan
teröristlere ulaştıran 2 sanık hakkında 31'er kez ağırlaştırılmış müebbet, çoğu saldırıyı gerçekleştiren
terör örgütü üyesi ‘Reber' kod adlı Mehmet Şah Yıldeniz'in yakınları olan 8 sanık hakkında ise 10'ar yıl
hapis cezası isteniyor.
Saldırıyı planlayan ve terör örgütünün dağ kadrosunda bulunan ‘
Ziya' kod adlı Engin
Çatak, ‘Soro' kod adlı
Salih Kaplan, ‘Rızgar' kod adlı Mehmet
Söğüt ve saldırıyı gerçekleştirdiği belirtilen ‘Reber' kod adlı Mehmet Şah Yıldeniz hakkında ise
yakalama kararı bulunuyor. Diyarbakır-Silvan karayolunda 8 Ekim 2008 günü polis servis otobüsüne düzenlenen saldırıda, 4'ü
polis memuru 5 kişi şehit olmuş, 25 kişi yaralanmıştı.