Mutlu, Başbuğ'un kitabına kopyala-yapıştır işi dedi.
Aman
Org. İlker Başbuğ bu yazıyı okumasın.
Vatan Yazarı
Mustafa Mutlu bugünkü yazısını
İlker Başbuğ'un yeni kitabına ayırmış. Kitabı ve yazarını yerden yere vuran Mutlu'ya göre 232 sayfalık kitapta yüzde yüz yazara ait olan bölüm sadece 30 sayfa.
Başbuğ'un kitabını "ütüsüz
üniforma"ya benzeten Mutlu'ya göre kitap kopyala-yapıştır tadında ve kitabın tek özgün yeri ise kapağı.
İşte Mustafa Mutlu'nun İlker Başbuğ'un kitabıyla ilgili çarpıcı değerlendirmesi...
Önceki
Genelkurmay Başkanı
Orgeneral İlker Başbuğ, kuşkusuz Türk Silahlı Kuvvetleri'nin tarihinde farklı izler bırakan komutanların başında geliyor... Emekli olduktan sonra kitap yazmasını yerinde bir karar olarak görüyorum. Ama bu kararı kitabın önsözünde belirttiği gibi,
terörle mücadele konusunda uzmanlaşan ABD'li asker arkadaşı Orgeneral James N. Mattis'in zorlamasıyla değil de kendi iradesiyle almasını beklerdim...
Zaten o “zorlama” kitabın tümünde kendisini belli ediyor.
Kitap, yazarın özgün görüşlerinden değil de; özellikle üç ayrı eserden fazlasıyla abartarak yaptığı alıntılardan oluşuyor...
Örnek vermek gerekirse “
PKK Terör Örgütü'nün Kuruluşu” başlıklı beş sayfalık bölümün tamamı Aliza Marcus isimli yazarın “Blood and Belief” adlı eserinden alınmış...
“Osmanlılar'da Etnisite” bölümü ise Metin Heper'in “Devlet ve
Kürtler” kitabının kısa bir özeti sanki...
Kitabın bütününe damgasını vuran eser ise Audrey Cronin'in “How Terrorism Ends” isimli eseri...
232 sayfalık kitabın, yüzde 100'ü yazara ait olan tek bölümü ise 30 sayfalık “Sonuç” bölümü... Burada da yazar, yıllarca terörizmle mücadele etmiş bir komutanın deneyimlerini aktarmaktansa, “Sınırda oluşturulan ve PKK'nın rahatça dolaşmasına neden olan tampon
bölge yok edilmedikçe,
terörle mücadele edilemez” gibi şablonlara sığınmayı
tercih etmiş...
Yazar, alıntı yapmadığı bölümlerde hata sayılabilecek çok ciddi bir eksikliğe de
imza atmış:
2003 yılındaki
terörist saldırılardan söz ederken Şişli'deki sinagog ve Levent'teki
HSBC Bankası'na yönelik saldırıyı yazmış ama aynı günlerde Galatasaray'daki
İngiltere Başkonsolosluğu'na yapılan saldırıyı es geçmiş...
Genel olarak değerlendirmek gerekirse; bu kitap, Sayın Başbuğ'un
Genelkurmay Başkanlığı döneminde sık sık verdiği konferansların toplamının bir özeti havasında...
Alıntıların hacmindeki abartma sonucu, “kopyala-yapıştır” havası kitaba o kadar
egemen olmuş ki; neredeyse yazım ve noktalama kurallarına uyum bile, bu alıntılarla doğru orantılı olarak gerçekleşmiş... Yani, kitabın ilk sayfalarındaki noktalama işaretleri tam bir felaket... Çünkü belli ki alıntı yapılan kaynaklarda bolca yanlış bulunuyor... Bu sorun daha sonra düzeliyor; çünkü yapılan alıntılar
temiz!
Kitabın en çarpıcı yanı, bana göre kapağı... Tasarımcı Murat Özgül (tanımıyorum) çok sade ama etkili bir çalışmaya imza atmış... Tetiği çekeni vuran bir
Kalaşnikof...
Ne yalan söyleyeyim bu kitap bir okur olarak beni tatmin etmedi... Eski bir
Genelkurmay Başkanı'nın, üstelik “şehitlerimizin hatırasına” ithaf ettiği bir eserin her şeyden önce “özgün” sonra da “bir üniforma gibi ütülü” olmasını isterdim...
Ama bu kitap hem özgün değil, hem de yazım, noktalama ve içerik hatalarıyla deyim yerindeyse ütüsüz bir üniforma gibi