İlker Paşa'ya açık mektup
Sayın Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ,
Ergenekon soruşturması süresince hukukun üstünlüğüne göstermiş olduğunuz saygıyı birçok defa bu köşede dile getirdim.
Hukukun dışına taşan
uygulamalara koruma refleksi göstermemenizi ve soruşturmayı önleme gayreti içerisine girmemenizi takdir ettim.
Bu demokratik tavrınızı selefleriniz
Orgeneral Hilmi Özkök ve
Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile başlayan demokratik yaklaşımın devamı olarak niteledim.
Yaşar Paşa,
Şemdinli Soruşturması sanıkları için
"Tanırım, iyi çocuklar" diyerek ne kadar büyük hata ettiyse,
Ergenekon soruşturmasının önünü açarak aydınlık bir
Türkiye için o kadar doğru bir adım attı.
Hilmi Paşa, ilk defa bir
Kuvvet Komutanı'nın yolsuzluk iddiaları nedeniyle yargılanmasına izin vererek aynı şekilde,
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin halkın nazarındaki saygınlığını ve itibarını yüceltti.
Sizin döneminizde, Ergenekon soruşturması kapsamında
muvazzaf ya da
emekli asker sanıkların
gözaltı ve tutuklamalarında sergilenen yaklaşım,
Kopenhag Siyasi Kriterleri kapsamında
ulaşılması hedeflenen asker-sivil ilişkileri ve hukuka saygı adına umut verici olmuştur.
Bu tavrınız, seleflerinizden
Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı'nın,
Tuğgeneral Veli Küçük'ün
Susurluk Komisyonu'nda ifade vermesine izin vermeyerek düştüğü hatadan sizi ayrıştırmıştır.
Şüphe yok ki, laik demokrasimiz, hukukun üstünlüğü ilkesi ile güçlü olacaktır.
Güçlü Türkiye'nin vazgeçilmez kurumu
Türk Silahlı Kuvvetleri de aynı şekilde hukukun üstünlüğüne gösterdiği saygı ile halkın gönlündeki müstesna yerini pekiştirecektir.
Sayın Başbuğ,
Ne var ki son günlerde art arda yaşanan bazı
"skandallar" sizin kâmil tavrınız hakkında şüphelere neden olmaktadır.
Aynı şekilde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kamuoyundaki itibarını zedelemekte ve saygınlığına gölge düşürmektedir.
Tutuklu Ergenekon sanığı 3 emekli generalin
Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde generaller katında görmeye devam ettikleri ileri sürülen
tedavi eleştirilere sebep olmaktadır.
Birincisi,
GATA askeri
tutuklu sanıkların sağlık sorunlarının ortaya çıkması halinde sevk edilmeleri gereken sağlık zinciri içerisinde yer almamaktadır. O halde bu insanların GATA'ya geliş ve kabul edilme nedeni nedir?
İkincisi, GATA'da halihazırda yatmakta bulunan emekli
Orgeneral Şener Eruygur ve emekli Orgeneral Hurşit Tolon kendileri veya yakınları tarafından sarf edilen ve internet sitelerine düşen ifadelere göre sağlık durumları tamamen yerindedir.
Üçüncüsü, yine
"generaller" katında yatmakta olan tutuklu
Ergenekon sanığı Tuğgeneral Levent Ersöz'ün GATA'ya sevk ediliş şekli ve
"nekrotizan faziit" isimli bakteri kapması ile ilgili yoğun endişeler söz konusudur. Nitekim, tahliyesi talebine verilen ret cevabında bu kaygılar dile getirilmiş ve tam teşekküllü sivil bir hastaneden alınacak raporun geçerlilik arz edeceği kaydedilmiştir.
Sayın Başbuğ,
Bütün bu olumsuz gelişmeler maalesef TSK ile birlikte onun saygın bir parçası olan GATA'nın da itibar kaybına neden olmaktadır.
Görevli doktorlar yaşadıkları
baskıdan kurtulmanın yolu olarak, kış ortasında izin almayı
tercih etmekteler.
Yine
"yardım ve yataklık" yaptıkları kovuşturmasına uğrama endişesi onlarda mesleki hataya dönüşebilecek bir baskı unsuru olarak öne çıkmaktadır.
Bütün bunları daha da vahim kılan, bazı doktorların Ergenekon sanıklarına yardım ve yataklık yaptıkları için ifade vermeye çağrılacakları ve araya giren
"çok üst düzey" bazı kişilerin girişimleri ile askıya alındığı gibi söylentilerin ayyuka çıkmasıdır.
GATA'ya zarar veren bir diğer uygulama da emekli
Tuğgeneral Levent Ersöz'ün
enfeksiyon raporunun teyidi amacıyla
iki sivil akademisyene ihtiyaç duyulmasıdır.
Oysa GATA,
"nekrotizan faziit" de dahil enfeksiyon hastalıklar konusunda uzman doktorlara sahiptir. Hatta üç hafta kadar önce GATA'da bu hastalığın da konu edildiği enfeksiyon hastalıkları üzerine bir konferans düzenlenmiştir.
Sayın Başbuğ,
Tahmin edeceğiniz gibi, söz konusu uygulamalar konusunda
Genelkurmay Başkanı olmanız nedeniyle kamuoyu şahsınızı sorumlu görmektedir.
Hukukun üstünlüğüne olan saygınız ve demokratik tavrınız konusunda GATA yaklaşımınız giderek bir samimiyet testi haline gelmektedir.
Kamuoyunun şahsınıza olan güveninin zedelenmesi halinde hiç şüphe yoktur ki bu Türk Silahlı Kuvvetleri'ne olan güveni de zedeleyecek ve itibar kaybına neden olacaktır.
Son olarak, yakın zamana kadar devlet başkanlarının bile tedavi için tercih ettikleri GATA, Ergenekon sanıklarının tedavileriyle ilgili söylentiler nedeniyle oluşmaya başlayan bu kötü şöhreti hak etmemektedir.
Sayın Başbuğ,
Güçlü ve geleceği aydın bir Türkiye için gereğini yapacağınıza olan inancım tamdır.
Saygılarımla...
ERHAN BAŞYURT - BUGÜN