Yöneltilen suçlama çok gizli MİT belgesini sızdırmak. Oluşum içinde yer aldığı öne sürülen subay ve askeri öğrenciler de sorgulanıyor Fikri takip namusumuzdur. 18 Temmuz’da Hava Kuvvetleri bünyesinde bazı muvazzaf subayların ve Hava Harp Okulu öğrencilerinin askeri savcılık tarafından soruşturulacağını yazmıştık. İfadeler alınmaya devam ediyor. Öğreniyoruz ki, soruşturma kapsamında bizzat Hava Kuvvetleri Askeri Savcılığı’nın talebi ve askeri hâkimin kararıyla bir muvazzaf subay tutuklandı. Tutuklanan muvazzaf, Hava Kuvvetleri’nde kurmay-pilot rütbesinde. Kendisine isnat edilen suç: Devlete ait gizlilik dereceli bilgileri ele geçirmek, bulundurmak ve sızdırmak. Söz konusu belge, Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından çok gizli ve kontrollü ibaresiyle bizzat elden Genelkurmay Başkanlığı’na iletilen ve Hava Kuvvetleri’ndeki illegal bir yapılanmayı gösteren belge. Muvazzaf subayın bu belgeyi nasıl ele geçirdiği ve ne amaçla elinde bulundurduğu soruşturuluyor. Belge, Ergenekon soruşturmaları sırasında İşçi Partisi’ne yapılan bir baskında da ele geçirilmişti. Bu soruşturmanın, Ergenekon Davası’yla bağlantısı da bu noktada gündeme geliyor. Savcılık, belgenin sızdırılmasıyla Ergenekon arasında bir bağlantı olup olmadığı konusunu da soruşturma kapsamında değerlendiriyor. İşte tutuklanan subay, bu belgeyi bilgisayarında bulunduran ve soruşturmaya konu olan birinci derecedeki kişi. Zekeriya Öz’den belgeleri almaya ekip gitti 18 Temmuz’daki haberimizde ve sonraki günlerde devam eden yayınlarımızda, Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz ile Hava Kuvvetleri Askeri Savcılığı arasında görüşmeler yapıldığını aktarmıştık. Sonraki günlerde de Hava Kuvvetleri’ndeki soruşturmanın savcısı Ahmet Zeki Üçok ile Zekeriya Öz arasında telefon görüşmeleri yapıldı. Öz ile Üçok bir araya gelme kararı almışlar ve randevu saatini bile saptamışlardı. Ancak olayın AKŞAM’da yayımlanmasından sonra bu görüşme gerçekleşmedi. Onun yerine telefon trafiği sürdürüldü. Ergenekon’la nasıl bir bağlantı? Hava Kuvvetleri Askeri Savcılığı’ndan, aralarında aynı birimde görev yapan yazı işleri görevlisi sivillerin de bulunduğu bir ekip, Zekeriya Öz’e gönderildi. Öz, Ergenekon kapsamındaki bilgi ve belgelerin muvazzaflarla ilgili bölümlerini, bu ekip aracılığıyla Ahmet Zeki Üçok’a iletti. İki savcılık arasında işbirliği sağlandı, Öz 2500 sayfalık iddianamesine muvazzaflarla ilgili bir belge koymadı, onları askeri savcılığın yürüttüğü soruşturma için ayırdı. Askeri savcılık bu belgeleri inceliyor. Şimdi akıllara şu soru geliyor? Haberimizin çıktığı ilk gün de aynı soru gündemdeydi: Hava Kuvvetleri’ndeki soruşturmayla Ergenekon arasında nasıl bir bağlantı var? Bir soru daha ilave edebiliriz? Yapılan muvazzaf tutuklaması Ergenekon’la mı ilgili? Şu anda tutuklanan muvazzaf subayın bilgisayarında ve sonra Ergenekon soruşturması kapsamında İşçi Partisi’ndeki aramalarda ele geçirilen belge, Hava Kuvvetleri’nde illegal bir yapılanma olduğu iddiasını taşıyor. Belgeyi Genelkurmay’a gönderen MİT. Aynı belge MİT tarafından Başbakan Erdoğan’a da iletilmiş. Bu belgenin içinde 6’sı Kurmay Albay olmak üzere Harp Okulu öğrencilerinin de isimleri var. Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndaki soruşturma bizzat Hava Kuvvetleri Komutanı Aydoğan Babaoğlu’nun talimatıyla ve “Hv. K.K.’lığı ile ilgili evrakın dışarı çıkarılması olayı” tanımlamasıyla açıldı. Bizim duyurduğumuz olay buydu. Askeri savcılık gayet doğal bir zorunluluk gereği o belgenin içinde yer alan muvazzafların incelenmesini-araştırılmasını da kapsama aldı. Yani belge gerçek olduğuna göre, bu nasıl sızdı, içeriğindeki bilgiler ne derece doğru ve bunların Ergenekon’la bir bağlantısı var mı? Şu anda konu henüz soruşturma aşamasında olduğu için bunun dışında bir yorumda bulunmak doğru olmaz. Ancak, bugün ortaya çıkardığımız haber, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kamuoyunda çok tartışılan iddiaları ve kendisiyle ilgili en küçük olayları bile büyük bir ciddiyetle ele aldığını ve yanlış yapan olursa hiçbir şekilde onların cezasız kalmayacağı sonucunu bize gösteriyor. İSMAİL KÜÇÜKKAYA - AKŞAM