İlhan Selçuk'un derin çelişkileri

Ben de bir ucundan tartışmaya dahil olmak istiyorum da, neresinden tutacağım konunun?

İlhan Selçuk'un derin çelişkileri

İlhan abi bize emperyalizmi öğret... Şöyle yapalım: İlhan abi iyi mi? Bir süre önce, ağır bir rahatsızlık geçirdiği, zorunlu uzun bir dinlenmeye çekildiği ve dolayısıyla yazılarından ayrı kaldığı yahut kalacağı söyleniyordu. İlhan abi iyiyse (ki, inşaallah iyidir), neden bu ‘iyiliğe’ ilişkin bir emare göremiyoruz? Daha da önemli soru şu: İlhan abi, yazılarını kendisi mi yazıyor? Birbirini nakzeden sorularla böylece tartışma alanına dahil olmuş olduk. Birbirini nakzeder görünse de, soruları önemli kılan, bence, değerli İlhan abinin yazdıkları. Bir ‘soğuk savaş mamulü’ olarak İlhan abi, çünkü, son derece ilginç yazılar yazıyor. Bir de esprili ki, sormayın... Mesela Başbakan’dan söz ederden ‘RTE’ diyor ve biz burada kasıklarımızı tuta tuta gülüyoruz. Cumhurbaşkanı adayı Gül’ün ismini de, akrostiş yeteneğini konuşturarak ABDullah Gül şeklinde yazıyor ve bizden bu ince (!) göndermeli korkunç mizaha şapka çıkarmamızı bekliyor. Ben şapka çıkarıyorum şahsen. Çünkü ABDullah Gül yazıldığında, anlıyorum ki, İlhan abi Gül’e ‘Amerikancı’ demek istiyor. Zekice doğrusu... Peki, bu yazıların ilginçliği nereden geliyor? Şuradan: Bir soğuk savaş mamulü olarak İlhan abi, bugüne kadar bize ‘aydınlanma’ konusunda anlattı. Kavrayışımızı zenginleştirmek için de, ‘buharlının icadı’ndan başlayarak, kısa bir insanlık ve uygarlık tarihi sundu. Şunu demek istedi: Buharlının icadı olmasaydı, insanlık tekamül etmeyecekti. İnsanlığı adım adım ‘buharlı’ya götüren ise ‘Rönesans reformları’dır. Böylece ‘aydınlanma süreci’ başlamış, insanlık gelişmiş, çağdaş uygarlık doğmuştur. Sonra İlhan abi bize ‘emperyalizmi’ öğretti. Rönesans reformlarıyla start alan uygarlık serüvenimizin önündeki en büyük engelin, söylemesi ayıptır, ‘kapitalist üretim ilişkileri’ ve ‘emperyalizm’ olduğunu yazıp durdu. Emperyalizmi de, bugün, Amerika Birleşik Devletleri temsil ediyordu. Diyeceksiniz ki, İlhan abi gençlik yıllarında emperyalizmle özdeşleştirdiği ülkeye gitmiş, gezip görmüş, dönüşünde bir de ‘Güzel Amerikalı’ diye bir kitap yazmıştı; aradan 30-40 yıl geçti, biz bu kitabın yeni basımını neden göremiyoruz? Bilmiyorum. Bu konuda Taha Kıvanç’ın ve Tamer Korkmaz’ın yazdıklarına başvurulabilir. Ben çok daha ilginç olabilecek bir sorunun peşindeyim: Bizi ABD emperyalizmi konusunda aydınlatan ve Cumhurbaşkanı adayının ismini zekice bir tahrifatla ABDullah Gül’e dönüştüren İlhan abi, niçin Türkiye’deki (kendi tabiriyle) ‘İslamlaşma’ya karşı George W. Bush’tan yardım istiyor? Yoksa, Cemal Madanoğlu için söylenenler doğru mu? Biliyorsunuz, Madanoğlu’nu 9 Mart’a kışkırtan şahsın, Amerika’nın adamı olduğu iddia edilmişti. Bu adam, 40’lı yıllarda da bir görünüp kaybolmuştu. MAH’ta çalıştığı söyleniyordu ama, başka derin ilişkileri vardı. İsmini çıkaramadım. Hatırlarsam yazarım. AHMET KEKEÇ - STAR
<< Önceki Haber İlhan Selçuk'un derin çelişkileri Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER