Haberal'ın
ritim bozukluğu ilaçla
tedavi ediliyor,
taburcu olabilir
Haberal'ın
tahliyesiyle ilgili
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin 9 hâkimi tazminata mahkum etmesinin yankıları sürüyor. Yargıtay'ın '
yaşam hakkının tehlikeye düşürüldüğü' gerekçesini 2009 tarihli iki
belge çürütüyor. İlk
raporda Haberal'ın kendini hayatî riskten kurtaracak tedaviyi imzasıyla kabul etmediği, ikinci raporda ise tedavinin 'ayakta' devam edebileceği açıkça görülüyor.
Ergenekon tutuklusu
Mehmet Haberal'ı tahliye etmedikleri gerekçesiyle 9 hâkimi tazminata mahkûm eden Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin gerekçesinde yer alan, 'yaşam hakkının tehlikeye düşürüldüğü' iddiasının geçersizliği, 2009 yılında yayımlanan iki belgeyle daha ortaya çıktı.
Haberal'ın avukatlarının ilgili daireye yaptığı başvuruda, 'müvekkillerinin bir yılı aşkın süredir tutuklu bulunduğunu, hayati risk taşıdığını' ifade etmesine rağmen, Haberal'ın, kendini iddia edilen bu durumdan kurtaracak 'elektrofizyoloji' çalışmasını kabul etmediği belgelere yansıdı.
Haberal, 18
Ağustos 2009 tarihli ve altında imzası bulunan yazıyla kesin tedavi olacak yöntemi kabul etmiyor. Bir diğer belge ise 28
Eylül 2009'da yayımlanan ve altında
İstanbul Üniversitesi
Kardiyoloji Enstitüsü'nden Doç. Dr. Cengizhan Türkoğlu'nun imzasının bulunduğu rapor oldu. Dördü
profesör 5 kişilik
ekip tarafından hazırlanan ve bir yıl işleme alınmayan 16
Ekim 2009'daki taburcu raporundan 18 gün önce yayımlanan belgede "Hastanın ekokardiyografisinde EF (Ejeksiyon Fraksiyonu) normal sınırlarda tespit edilmiştir." denildi.
Buna göre Haberal'ın kalbin her kasılmada ne kadar kan alıp pompaladığı ölçülerek, normal değerlerde çıktığı belirtildi. Raporda Haberal'ın
kalp ritim bozukluğunun ciddi seviyede olmadığı ve ilaçla tedaviye olumlu
cevap verdiği vurgulanıyor. Aynı raporda, "Tüm bu bulgular göz önüne alındığında hastanın tedavisinin ayakta devam etmesinde herhangi bir sakınca olmadığı değerlendirilmesi yapılmıştır." ifadesi yer aldı.
Sürekli
kalp ritim bozukluğu olduğu için hastanede tutulduğu söylenen Mehmet Haberal'ın kesin tedavi olan elektrofizyoloji geçtiğimiz yıl istendi. Fakat Haberal tedaviyi kabul etmedi: Bundan dolayı "Bu incelemenin gerekliliği ve yapılmamasının getirebileceği hayati riskler ve işlemin yapılmasının riskleri bana detaylı olarak anlatılmıştır. İşlemin yapılmamasının getireceği her türlü sorumluluğu üstlenerek elektrofizyolojik inceleme yapılmasını kabul etmediğimi beyan ederim." ifadelerinin yer aldığı belgeyi imzaladı. Aynı yazıda Haberal'a işlemin oluşturacağı komplikasyonlar da anlatıldı. Fakat, "Bu komplikasyonlar çok enderdir ve çoğu herhangi bir hasara sebep olmadan tedavi edilirler." ifadesi kullanıldı. Fakat buna rağmen sonuç alınamadı.
'AYAKTA TEDAVİSİNE SAKINCA YOK'
Mehmet Haberal'ın genel durumunu değerlendiren Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Cengizhan Türkoğlu'nun altında imzası bulunan 28 Eylül 2009'daki raporda Haberal'ın ilk kez taburcu olması isteniyor. Raporda Haberal'ın kalbin her kasılmada pompaladığı kanın normal olduğu ortaya çıktı. Raporda Haberal'ın kalp ritim bozukluğunun bulunduğunu fakat bunun çok ciddi bir seviyede olmadığı da ifade edildi. Tedavisine ilaçla devam edilmesinin olumlu sonuç verdiği ve tedavinin etkin olduğu vurgulandı. Bu değerlendirme sonucunda ise şu ifadelere yer verildi: "Tüm bu bulgular göz önüne alındığında hastanın tedavisinin ayakta devam etmesinde herhangi bir sakınca olmadığı değerlendirilmesi yapılmıştır." Rapor daha sonra İÜ Kardiyoloji Enstitüsü Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanlığı'na gönderildi.