Gece gündüz, kar kış demeden kesintisiz olarak görüntü ve bilgi aktarımı sağlıyorlar..
"İLK ALINANLARIN HEPSİ DÜŞTÜ"
Sınır güvenliğini korumak için
insansız hava araçlarının kabiliyeti tartışılmaz üstünlükler taşıyor... İşte bu yüzden, gelişmiş bütün ülkeler ondan istifade ediyor. Peki
Türkiye bu teknolojinin neresinde? İddiaya göre, ilk insansız hava araçlarını, 1996'da aldık. Sayısı 6'ydı. Ve hepsi de
kaza kırıma uğradı. Hatta kimilerinin yerinin bile tesbit edilemediği öne sürülüyor.
"BİRİ DÜŞTÜ DİĞERİ KULLANILAMIYOR"
3 yıl sonra, yani 1999'da, ikinci grup insansız
hava aracı alındı. İddiaya göre, iki araçtan biri, uçuştan sonra indirilemediği için düştü. Diğeri de arızalı olduğu için kullanılamıyor. Ve yıl 2007...
"SÖZLEŞMEYE AYKIRI KABUL EDİLDİ"
Kara Kuvvetleri'ne 2007'de, 3 taktik, İHA alındı. Bir tane de kiralandı. Ancak, sözleşmeye aykırı olarak kabul edildikleri için, bu 4 araca yalnızca, İsrailli operatörler kalkış ve iniş yaptırıbiliyor. Kullanılmalarının üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen, İsrailli operatörlerden bugüne kadar yeterli eğitim alınmadığı için, sadece onlar varken uçurulabildikleri öne sürülüyor. Üstelik,
kiralık olanın, üç aylık bedeli, 3 buçuk milyon dolar... Ancak iddiaya göre, dahası var.
Bu araçlar, koordinatları tam olarak veremediği öne sürülüyor. Hatta, çok gürültülü uçtuğu için fark edildikleri iddia ediliyor. Büyük paralar ödeyerek aldığımız bu insansız hava araçlarının
teknik olarak zayıf başka yönlerinin de olduğu ileri sürülüyor.
Kara Kuvvetleri bünyesine alınan taktik İHA'lara,
anlaşma gereği otomatik iniş-kalkış sistemi kurulması gerekiyor. Ancak, gereği yapılmadığı ve satın alınan operatörlere mecbur kalındığı iddia ediliyor...
Bir yanda arka arkaya gelen şehit haberleri diğer yanda da, kayıpları önelmede çok etkili olduğu ifade edilen insansız hava araçlarından tam istifade edilemediği iddiası... Kamuoyu şimdi bu iddiaları konuşuyor...