Zhao Yue, 1997’de
Türkiye’de Çin Lokantası açtı. Kısa sürede dolandırıldı ve battı. Sokakta gofret satarken gazeteye haber oldu. Bir iş adamımız da Yue’ye sahip çıktı. 2002’de
ülkesine
dönerken aklında tek soru vardı: Vefa borcumu nasıl öderim?
Bütün dünyanın yatırımlarını Çin’e yönlendirdiği bir dönemde
sürpriz bir gelişme yaşanıyor. 4 Çinli iş adamı, Türkiye’de 2
fabrika açma kararı aldı. Hatta, karar
uygulama aşamasına geçti. Geçen hafta
Kırıkkale’ye gelen Çinli iş adamları,
Vali Mustafa Bahrettin Demirer, Belediye Başkanı
Veli Korkmaz ve
Ticaret Odası Başkanı Cemalettin Akdoğan ile prensip anlaşması imzaladı. Peki, ‘Herkes gider
Mersin’e, o gider tersine’ dedirtecek bu gelişme nasıl yaşandı?..
Hikâye, Zhao Yue isimli bir başka iş adamının lise yıllarında başlayan
Osmanlı hayranlığına dayanıyor. Yue, tarihe olan merakı sebebiyle
Osmanlı İmparatorluğu’yla ilgili kitaplar okur ve Türklerin kurduğu medeniyete hayran kalır. Bu hayranlığı, onun 1997’de Türkiye’ye gelerek iş hayatına atılmasıyla sonuçlanır. Bu noktadan itibaren hayatı
roman tadında geçer. Çünkü, büyük umutlarla geldiği Türkiye’de çok geçmeden dolandırılır. 1 milyon dolar maliyetle
Ankara’da açtığı Çin Lokantası batar. Beş parasız kalır. Çareyi, ‘düştüğü yerden kalkmak’ta, yani ticarette bulur yine. Ankara sokaklarında eşi ve
küçük kızıyla gofret satmaya başlar. Bu
aile dramı da
Zaman Gazetesi’ne haber olur. Gazetenin bir okuru ise onu evinde 1 yıl boyunca
misafir eder, her türlü ihtiyacını karşılar.
Yue, bu arada kendisini dolandıran 15 kişi ve kuruluş hakkında
dava açar. Karara bağlanan ilk iki davayı kazanır. Böylece Çin Devleti’nin ‘ülke parasını başka bir ülkede batırarak vatana
ihanet etmek’ suçlamasından ve yargılanmaktan kurtulur. Bunun üzerine ülkesine dönerek asıl mesleği olan avukatlığa başlar. İşlerini geliştirir ve 140 avukatı bünyesinde bulunduran bir şirketin sahibi olur.
Bu aşamadan sonra ibretlik bir hikâye daha başlar. Yue, Zaman okurunun yaptığı fedakârlığı unutamaz. Türkiye’de dolandırılmış olmasını bir kenara bırakır ve yapılan iyiliklere karşı
vefa borcunu ödemek için radikal kararlar alır. Yue, 4 Çinli iş adamı arkadaşını Türkiye’de yatırım yapmaya ikna etmiştir. Kendisi de Çin’de bir
Türk okulu açacak ve okul vakfının başına geçecektir. Bunları Türkiye’de kendisine sahip çıkan
işadamı Mehmet İpekçi’yle paylaşır. Ardından planlar yapılır. Planın Türkiye ayağının ilk adımı önceki hafta gerçekleşti. Yue ve 4 arkadaşı; Lıu Wenshui, Zhong Ming Zhu, Zhou Xiang Bo ve Lı Shun De, İpekçi'nin davetiyle Türkiye’ye geldi. Heyet, Kırıkkale Valisi Mustafa Bahrettin Demirer, Belediye Başkanı Veli Korkmaz, Ticaret ve
Sanayi Odası Başkanı Cemalettin Akdoğan’la çok önemli görüşmeler yaptı. 4 ayrı iş kolunda Çin Halk Cumhuriyeti’nde fabrikaları bulunan iş adamları, bilgisayar, otomobil parça dökümü, tasarruflu
lambalar ve güvenlik sistemleri cihazları konularında Kırıkkale’de yatırım yapmayı önerdi. Vali Demirer, teklifi memnuniyetle kabul etti. Çinli iş adamlarına sanayi bölgesinden bedava
arsa ve her türlü
destek sözü verdi. Yapılan protokoller çerçevesinde Kırıkkale’de biri tasarruflu lamba, diğeri de
elektronik malzemeler ve
dizüstü bilgisayar üretmek üzere iki fabrika kurulması konusunda anlaşmaya varıldı.
ANKARA SOKAKLARINDA GOFRET SATIYORDU
Kırıkkale’de yüzlerce kişilik istihdam sağlayacak bu projenin arkasındaki en önemli isim Zhao Yue. Biz onun, 6 yıl önce Ankara’da dolandırıldıktan sonra yaşadıklarına dönelim. Ankara sokaklarında, insanların meraklı bakışları arasında gofret satmaya başlamıştı. Eşi Chen Yue ile Türklere karşı sevgisinin göstergesi olarak Melek adını verdiği 2 yaşındaki kızını yanından ayırmıyordu. Kendisini dolandıranlar hakkında tam 15 dava açmıştı. “Davalarım bitsin, kendimi temize çıkarayım, burada 5 dakika bile durmam.” diyordu. Yue ve ailesinin durumu Zaman’da haber olunca, gazetenin okurları harekete geçti. Çok sayıda okur, Çinli aileye her türlü yardımda bulunmaya hazır olduklarını açıkladı. Mehmet İpekçi adlı iş adamı, aileyi Kırıkkale’deki boş evine yerleştirdi ve her türlü desteği sağladı.
Açtığı davalardan ilki
Ağustos 2002’de lehine sonuçlanınca Çin’e gitme şansını yakaladı Yue. Önce eşi Chen ve kızı Melek’i memlekete göndermeye niyetlendi. Ancak vizesi dolduğu için anne ve kız,
Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şubesi’nde 2 ay boyunca gözaltında kaldı. Chen, Türkiye’de yaşadığı sorunlar yüzünden bunalıma girdi,
psikolojik tedavi gördü. Çince bilmeyen küçük Melek, Çinli olduğunu bir türlü kabullenemedi. Zhao Yue, yaşadığı sorunları belirli oranda aşarak Çin’e döndü. Bu arada, Türkiye’de
Müslüman olmuştu ve yaşadığı sorunları anlatan ‘Bir Yabancı Gözüyle Türkiye’ adlı bir kitap yazmıştı. Çin’e gidince işleri kısa sürede toparladı. Avukatlık mesleğine geri döndü. Daha önce ortağı olduğu holdingden hissesini alarak büyük bir avukatlık şirketi kurdu. Eşi ise psikolojik sorunları atlattı ve önümüzdeki günlerde Çin’de yapılacak seçimler için
milletvekili adayı oldu.
İRTİBATI KOPARMADI, VEFASINI GÖSTERDİ
Çinli Zhao Yue, Türkiye'de kendisine sahip çıkan Mehmet İpekçi’yle irtibatı hiç koparmadı. Geçen yıl Mehmet İpekçi’yle beraber Kırıkkale Valisi Bahrettin Demirer ve vilayetin önde gelen isimlerini Çin’e davet ederek 15 gün boyunca ağırladı. Her fırsatta Türkiye’de yaşadığı sorunları unuttuğunu ve kendisine sahip çıkan insanlara karşı vefasını göstermek istediğini belirtti. Bu çerçevede dışarıda yatırım yapmayı düşünen işadamı arkadaşlarını Türkiye’ye gelmeye ikna etti. Geçen hafta arkadaşlarına
İstanbul, Ankara, Kırıkkale ve
Kayseri’yi gezdirdi. Kırıkkale’de fabrika kurmak için ilk adımları attırdı. Yue, Türkiye’ye olan vefasını, ancak bu şekilde gösterebileceğini düşünüyor. Türkiye’de acı
tatlı günler yaşadığını, kendisini dolandıranlara yönelik hukuk mücadelesinin sürdüğünü; ancak Türklere karşı hiçbir olumsuz düşüncesi olmadığını vurguluyor. “Bana bir yıl boyunca
bakan Mehmet İpekçi sigara içmiyordu. Ancak benim sigara paramı bile veriyordu.” diyen Yue, hayatının bundan sonraki bölümünü bir ‘Türk dostu’ olarak geçireceğini belirtiyor.
ÇİN'DE TÜRK OKULU AÇACAK
Kırıkkale’de Özel Kızılırmak
Lisesi’ni gezen Yue ve işadamı arkadaşları, Çin’de Türk okulu açmaya karar verdi. Dünyanın birçok ülkesinde bulunan Türk okullarının namını duyduğunu ve ülkesinde de böyle bir okul olmasından çok mutlu olacağını belirtiyor: “Türk işadamlarının Çin’de de okul yapmasını istiyorum. Bunun için başkanlığını üstleneceğim bir
vakıf kurabilirim.
Okulun açılması için her türlü desteği sağlayacağım, Çin devletinden her türlü izni de ben alacağım.”
AKSİYON