İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (İHH) Başkanı Fehmi Bülent Yıldırım, Genç Öncüler Dergisi'ne verdiği mülakatta AKP'nin Mısır ve Suriye politikalarında yaptığı hataları anlattı. Kısa süre önce yapılan röportajda Suriye'de iç savaş istemediklerini belirten Yıldırım, 200 bin kişinin hayatını kaybettiği ülkede, hükümet ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın aksine barış için Esed rejimiyle diyaloğun kesilmemesi gerektiğini ifade etti.

Yıldırım'ın sözleri Türkiye'nin dış politikasını tekrar tartışmaya açtı. Yıldırım, eleştirilerini “Türkiye Suriye ile diplomatik ilişkileri kesmemeliydi ne olursa olsun. Altmış kere değil yüz kere de gitmiş olsa bin kere de gitmiş olsa Suriye'den de buraya insanlar gelmiş olsa da Türkiye devlet olarak Suriye ile ilişkilerini devam ettirmeliydi. Alttan STK'larda halkın taleplerinin yerine getirilmesi için çalışmalar yapmalıydı.” sözleriyle dile getirdi.

İHH Başkanı, Mısır'da askeri müdahaleyle karşılaşan İhvan Hareketi ve ülkenin devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin seçimlere girmekle hata ettiğini belirtti. Mursi'nin seçimlere girmesi için AKP'nin ısrar ettiğini kaydeden Yıldırım, “Mısır'da İhvan seçimlere girmek istemiyordu. Türkiye'nin zoruyla seçimlere girdi.  Aslında seçimlere girmeme kararıyla haklıydı çünkü bütün yükü omuzlarına almış olacaktı.” dedi. Yıldırım’ın MaviMarmara davasıyla ilgili de eleştirileri var. lTürkiye'nin Filistin'e ve Mavi Marmara'ya haksızlık yaptığını söyleyen Yıldırım, AKP tarafından Mavi Marmara gemisine yönelik gerçekleşen İsrail saldırısının ardından söylenenlere rağmen bugün İsrail'le ticaretin rekora koştuğunu öne sürdü.

Bülent Yıldırım'ın sözlerinin son derece önemli ve anlamlı olduğunu belirten Ortadoğu uzmanı Zaman Gazetesi yazarı Ali Bulaç, şu değerlendirmeyi yaptı: "İHH ve Bülent bey hükümeti destekleyen bir kuruluş. Sadece teorik olarak değil, Suriye ve Mısır'da da bölgede çalışıyorlar, yardım yapıyorlar. Dolayısıyla orada yaşanan tecrübeleri var. Bu açıdan baktığınızda bana son derece anlamlı geldi. Umuyorum hükümet bundan doğru bir sonuç çıkartırda, politikasını değiştirir. Bu politikanın sonu olmadığı apaçık ortaya çıktı. 200 bine yakın ölü var. 7 milyondan fazla insan ülkesini terk etti. Fuhuş, organ mafyasının eline düştüler. Suriye yok oldu. İsrail'e karşı en önemli direnç noktası kırıldı."

Türkiye'nin Mısır'da Müslüman Kardeşler'e yaptığı yönlendirmelerin teşkilatı felakete götürdüğünü vurgulayan Bulaç, Müslüman Kardeşlere yapılanların diğer İslam Ülkelerindeki partileri de tedirgin ettiğini kaydetti. Mısır'da Müslüman kardeşler hiç bir zaman şiddete bulaşmadığının altını çizen Bulaç, "Kim bulaşmak istediyse hemen içlerinden attılar. Maalesef demokratik yollarla kazandıkları seçimi darbeyle ellerinden kaybettiler. Bunda da Türkiye'nin Mısır'da takip ettiği politikanın etkisi var. Müslüman Kardeşler Tahrir'den sonra bir dönem bekleyip daha sonra seçimlere katılmak istiyorlardı. Ama Türkiye'nin yönlendirmesiyle seçime girmelerini tavsiye etti. Bunu Bülent Yıldırım'da söylüyor zaten konuşmasında. Mısır'da açıkça askerlerin darbe yapacakları belli olmasına rağmen burada da Türkiye Müslüman Kardeşleri yanlış yönlendirdi. Yapılan bu darbe sadece Mısır'daki İhvan'ı değil, diğer sivil İhvan hareketlerini de etkiliyor. Onları adeta kanun dışı bir örgüt durumuna sokuyor." ifadelerini kullanıyor.

Türkiye'nin dünyada giderek yalnızlaştığını belirten Ali Bulaç Türkiye'nin durumunu şu şekilde özetliyor: " Şuanda Türkiye'nin dış politikası tam bir iflas noktasına gelmiş bulunuyor. Başarısızlık zirvesi olarak nitelendirilebilir. Ortadoğu'da hiç bir İslam ülkesiyle ilişkilerimiz iyi değil. Bizimle beraber hareket ediyor görünen Katar bile Türkiye'den ayrıldı. Şuanda Mısırla ve Körfez ülkeleriyle ortak hareket etmeye başladı. Ticaretimiz büyük oranda kesildi. Sadece İsrail üzerinden bazı körfez ülkelerine mal gönderebiliyoruz. Bu da hayli maliyeti arttırıyor. AB ile ilişkilerimiz donma noktasına geldi. "