Ekonomik boykotla başlayan
protestoların zamanla şiddet gösterilerine dönüşmesi endişeleri artırırken Batı’da geçtiğimiz yıllarda yaşanan olaylar Hıristiyanların da dinlerine
hakaret edilince galeyana gelerek şiddete başvurduğunu gösteriyor. Kutsallarına yapılan hakareti meşru yollarla engelleyemeyen Hıristiyan grupların protestoları da, zaman zaman kontrolden çıkıyor. 1988’de Hz. İsa’ya hakaret eden bir filmin gösterilmesini istemeyen Katolik gruplar,
Avrupa ve Amerika’da birçok sinemayı ateşe vermişti. Olaylar, can kaybı ve yaralanmalara da yol açmıştı. Katolik dünyası, Amerikalı yönetmen Martin Scorsese’in ‘The Last Temptation of Christ-Günaha Son Çağrı’ filminin önce çevrilmemesi, daha sonra da gösterime girmemesi için bütün imkanlarını seferber etti.
Filmdeki bazı sahneleri dinlerine ‘hakaret’ olarak gören Katolikler, filmin yapımcısı Universal şirketi ve sinemalar üzerinde büyük
baskı uyguladı. Martin Scorsese, Nikos Kazantzakis’nin 1954’te yayınlanan ve Papa 12. Pie tarafından protesto edilen kitabından uyarlayarak yazdığı senaryoyu baskılardan dolayı ABD’de hayata geçiremeyince, o dönem
yabancı filmlere
destek verilen
Fransa’ya geldi. Scorsese, Fransa Katoliklerinin, Cumhurbaşkanı François Mitterrand’a baskı yapmasıyla burada da destek bulamayıp geri döndü. Fakat, Amerikalı yönetmen sonunda filmi çevirmeyi başardı. Bu defa da filmin gösterilmemesi için harekete geçen Katolik
örgütleri kısmen başarılı olabildi. Amerika’nın çok sayıda eyaletinde filmin gösterimi yasaklandı. Avrupa ve Amerika’da geniş katılımlı protesto eylemleri düzenlendi. Filmin sert tartışmalara sebep olduğu Fransa’da kontrolden çıkan bazı Katolik gruplar filmin gösterildiği
Paris’teki Beaubourg, Gaumont Opéra ve St Michel sinemalarını ateşe verdi. Bazı sinema salonlarına gösterim esnasında
bomba atıldı. 23
Ekim 1988’de St Michel’de meydana gelen olayda 4’ü ağır 20 kişi yaralandı. Kalp krizi geçiren bir
seyirci öldü. Yakalanarak mahkemeye çıkarılan 5
Fransız, dinlerine hakaret edildiğini ve ‘bunu engellemek için bütün meşru yolları denediklerini, olmayınca da şiddete başvurduklarını’
itiraf etti. Katolik dünyasını ayağa kaldıran filmde,
şeytan, çarmıha gerilen Hz. İsa’ya yaklaşarak onu ‘normal’ bir hayatla kandırmaya çalışıyor. Hz. İsa, hayat kadını Mary Madeleine ile ‘normal’ bir hayat yaşarken gösteriliyor.
Hıristiyanlar ‘hakaret’ için örgütlendi
Avrupa’da son yıllarda medya ve sanat vasıtasıyla dinî değerlere hakaretin artması Hıristiyanları da harekete geçirdi. Özellikle dine hakaretin suç olarak görülmediği Fransa gibi ülkelerde kiliseler, kutsallarına hakaretle mücadele için örgütlenmeye başladı. Katolikler, 1997’de “
radyo-televizyon, basın, fotoğraf ve resim aracılığıyla dinî inançlarına yapılan saldırılarla mücadele için” Croyances et Liberté örgütünü kurdu. Bugün, aktif olarak bütün yayınları ve sanat eserlerini takip altına alan örgüt, çok sayıda film afişi, resim ve reklamı Hıristiyanlığa ‘hakaret’ gerekçesiyle mahkemeye taşıdı; birçoğunu yasaklattı. Paris Mahkemesi, derneğin başvurusu üzerine geçen yıl bir moda firmasının Leonardo da Vinci’nin, meşhur “Hz. İsa’nın son yemeği” tablosundan esinlenerek yaptırdığı reklam afişini ‘Hıristiyanları incitiyor’ diye yasaklamıştı.
ZAMAN