Dünkü manşeti ile 3. iddianameye
örgüt yöneticisi olarak giren Mehmet Haberal'ı temize çıkarmaya çalışan
gazete bugünkü manşeti ile ise verdiği ifadelerle
Danıştay Davası ile
Ergenekon Davası'nın birleştirilemesine sebep olan Osman
Yıldırım'ı deliye çıkarma operasyonu yaptı. Peki Özkök yönetimindeki
Hürriyet iki gündür bu operasyonel haberleri neden manşetten verme gereği duydu? Özkök ve ekibinin panikleten sebep ne?
Aktifhaber'den M. Ertuğrul Yücel o sebebi yazdı;
Hürriyet Gazetesi bugün, gizli
tanık Osman Yıldırım'a ait bir sağlık
raporu yayınladı. Rapor
A haberleri'>GATA kaynaklı olduğu için Hürriyet'e de KIŞLA POSTA SERVİSİ yoluyla verildiği açık.
Ancak Hürriyet hem yeni bir GATAKULLİ'yi deşifre etti hem de son dönemde sürdürdüğü “dolaylı Ergenekon desteği” politikasını devam ettirdi.
Önceki gün, Mehmet Haberal'ın PH olduğu açık hamlesini, sürmanşetine çeken Hürriyet, dolaylı olarak Anti-Ergenekon kamuoyu oluşturma tavrını sürdürdü.
Gazete bugün de Danıştay Davası'nın
kilit isimlerinden Osman Yıldırım'ı sürmanşetine çekti. Derin yapılanmaların kullanacakları isimlere önceden “deli” raporuna yakın raporlar aldırdığı bir yöntem olarak bilinmesine ve sayısız örneği bulunmasına rağmen Hürriyet Yazı İşleri haberi sürmanşete çekti.
Üstelik Osman Yıldırım'a konan “antisosyal” teşhisinin hukuki olarak bir sonucu da yok. Hürriyet sürmanşete taşıdığı haberiyle ilgili teorisini
hukukçulara doğrulatamadığı için, bir de önalma yapmış.
Sür
manşetlerine taşıdıkları haber sonrası “antisosyal kişilerin tanık olmasında sakınca yok” diye diğer gazetelerin Hürriyet'e çakacağını hesaplayan
Ertuğrul Özkök, “ama bakın biz de bunu yazdık” demek için Hukukçu Prof.
Ersan Şen'den görüş almış.
Ersan Şen doğal olarak “antisosyal olması Osman Yıldırım'ın tanık olmasında herhangi bir sorun yaratmaz” görüşünü bildirmiş. Ama Hürriyet, Osman Yıldırım hakkında “deli” imajı oturtmak için sürmanşetini ve 18. sayfasının neredeyse tamamını ayırırken, Ersan Şen'in bu görüşünü sayfanın altında kibrit kutusu kadar kullandı.
Alparslan
Arslan'ın izinden, cinayetin adresi çok kısa sürede bulununca Özkök hemen viraj aldı ve sessizliğe gömüldü. Sonrası doğal olarak Deniz Baykal'a kaldı. Dava, alel acele kapatılsa da mızrak çuvala sığmadı.
Geldiğimiz süreçte “EKİP” kendi oyunuyla alta düştü ve Danıştay Saldırısı, Ergenekon Sanıkları'nın kabusu oldu. Davaların birleştirilmesinden duyulan öfkeyle karışık panik,
Veli Küçük ve Doğu Perinçek'in ilk gün
Alparslan Arslan'a bakışlarından okunuyordu. Arslan yakalanarak değil bir çuval, bir
depo inciri berbat etti çünkü.
Şimdi, Osman Yıldırım'a “deli” damgası vurularak, zararın bir yerinden dönülmeye çalışılıyor. Osman Yıldırım, deli desinler diye başına huni geçirip eline def alsa, hatta Alparslan Arslan gibi sınır tanımayıp koğuşunun orta yerine büyük tuvaletini yapsa bile bu işten geri dönüş yok. Çünkü “DELİLLERİ DELİRTEMEZSİNİZ” O baskını EKİBİN yaptırdığı 50 türlü delille ispatlanabilecek kolaylıkta.
Aydın Doğan, Ergenekon'dan uzak durmaya çalışsa, bu işte objektif olunmasını istese de Ertuğrul Özkök'ün kanında var. YOL ARKADAŞLARI'nı korumak durumunda. Yolun sonunda ERTUĞRUL ÖZKÖK'ÜN 11 EYLÜLÜ'nün olduğunun farkında.