Hürriyet yazarı Mehmet Y.Yılmaz,"Benim oyum ile dağdaki çobanın oyu neden bir olsun" diyerek tepkilere neden olan Aysun Kayacı'yı savunmak için iki gündür yazıyor.Ancak Yılmaz,bugün büyük bir hataya
imza attı.
Önce Mehmet Y.Yılmaz'ın yazısı...
Dedeleri işe hiç karıştırmayalım
AYSUN Kayacı'nın televizyon programında, "Benim oyum ile dağdaki çobanın oyu neden bir olsun" itirazını dile getirmesi, dün de işaret ettiğim gibi bizim ülkemiz için eğlenceli bir
tartışma konusu yarattı.
Dünkü gazetelerde AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet
Fırat'ın, Kayacı'ya "edepsiz" dediği haberi vardı.
Fırat, bu topraklarda çok tutulan hamasi bir nutuk da atıyor: "Bizim dedelerimizin şehit olmasıyla, vatan için canlarını vermesiyle bu topraklar üzerinde yaşama imkánına kavuştun!"
Tabii Fırat Bey'in, Aysun Hanım'ın dedesinin
Kurtuluş Savaşı sırasında ne yaptığını bilebilmesine olanak yok. Yan gelip yattı mı, yoksa elde
silah vatan savunmasına katıldı mı? Eğer düzenli ordunun içinde yer almadıysa bunu tespit edebilmek olanaksız.
Bildiğimiz bir şey var ama:
İngiliz kışkırtmasıyla 1925'te
Cumhuriyet'e karşı bir İslamcı-Kürtçü ayaklanması başlatan Şeyh Said, Fırat Bey'in dedesi oluyor.
Yani "dedelerimiz" meselesini kaşımak, Fırat Bey açısından pek hoş olmayabilir.
Öte yandan bu "benim oyum, kimin oyuna eşittir" sorusu da Fırat Bey için can sıkıcı olabilir.
Kendisi
Adana milletvekili ve geçen seçimde o bölgede 916 bin 591 geçerli oy vardı. Adana�da bir milletvekili seçmek için 65 bin 470 oy gerekiyordu.
Fırat Bey, İzmir'de milletvekili seçilebilmek için 86 bin 996 oya ihtiyaç duyacaktı.
İstanbul�dan girseydi 82 bin oy alması gerekiyordu.
Elbette Şırnak'tan da seçime girip 41 bin 74 oy ile seçilebilirdi. Ben Ağrı'yı önerirdim kendisine, orada 32 bin 734 oy, bir milletvekili seçti. Yani Türk
demokrasisinde durum biraz karışık!
"Bir oy" her yerde "bir oy" etmeyebiliyor.
Ve küçücük bir kızcağıza bu kadar saldırmak, sadece onun mankenlik geçmişinden ve güzelliğinden dem vurarak "aptal sarışın" muamelesi yapmak, o kadar da doğru bir şey değil. Herkesin söz söyleme ve düşündüğünü açıklama hakkı yok mu?
Bize garip de gelse bir fikrini açıkladı diye bir insana "edepsiz" demek, demokrasi fikrinin neresine sığıyor?
Mehmet Y.Yılmaz ,Aysun Kayacı'nın sözlerinden dolayı eleştiriler yönelten
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı
Dengir Mir Mehmet Fırat için kaleme aldığı bu yazıyı Fırat'ın dedesinin Şeyh Sait olduğu üzerine kurmuştu.Yılmaz yazısının bir bölümünde,"Bildiğimiz bir şey var ama: İngiliz kışkırtmasıyla 1925�te Cumhuriyet�e karşı bir İslamcı-Kürtçü ayaklanması başlatan Şeyh Said, Fırat Bey�in dedesi oluyor." dedi.
Ancak Yılmaz'ın "bilmediği birşey" vardı: O da Dengir Mir Mehmet Fırat'ın Şeyh Sait'in torunu olmadığı,bu ifade nedeniyle mahkemeye başvurup tazminat kazandığıydı.
Ankara 5.
Asliye Hukuk Mahkemesi,Dengir Mir Mehmet Fırat'ın başvurusu üzerine "Şeyh Sait'in torunu" ifadesini "
hakaret" sayarak
Güneş Gazetesi'ni tazminata mahkum etmişti.
Bir başka
dava nedeniyle de Dengir Mir Mehmet Fırat, "soyağacı" çıkartarak Şeyh Sait'in torunu olmadığını ispatlamıştı.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat hakkında "Şeyh Sait'in torunu" ifadesini kullanarak kendisinin 1925�te Cumhuriyet�e karşı bir İslamcı-Kürtçü ayaklanması başlatan bir kişinin torunu olduğunu belirten Mehmet Y.Yılmaz'ın bu yazısını yargıya taşırsa
sürpriz olmaz.
Medyaradar