Oysa 12
Mart döneminin ünlü
sorgulama merkezi Ziverbey'de yaşananlarla
Ergenekon soruşturmasında yaşananların ilişkilendirilmesi taban tabana zıt. Ergenekon tutuklularının
avukatları bile müvekkillerinin en iyi şekilde muamele gördüğünü söylerken
Hürriyet Gazetesi’nin olayı çarpıtmaya çalışması büyük tepki çekiyor.
Taraf Gazetesi yazarı Alper Görmüş ve
Sabah Gazetesi yazarı
Nazlı Ilıcak 12 Mart döneminin ünlü sorgulama merkezi Ziverbey Köşkü'nde yaşanan
gözaltı ve işkenceleri böyle anlatıyor.
İşte o Ziverbey Köşkü, Ergenekon Soruşturması kapsamında bazı isimlerin gözaltına alınmasıyla birlikte bilinçli olarak tekrar gündeme getirildi.
Hürriyet Gazetesi akıl almaz şekilde iki olay arasında bağlantı kurdu ve Ergenekon’un 4 günlük gözaltı süresince
kanun dışı uygulamalar yapıldığını iddia ederek "Ziverbey Gibi"
manşet attı.
Oysa Alper Görmüş'ün de ifade ettiği gibi iki olay arasında benzerlik kurmak imkansız. Ne ilginçtir ki konuyla ilgili rahatsızlığı olan sadece Hürriyet Gazetesi. Ne tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılanlar ne de zanlıların avukatları gözaltında kötü muameleye tabi tutulduklarına dair hiç bir şikayette bulunmuyor.
Hatta pek çok zanlı ve avukat gördükleri iyi muameleyi kameralar karşısında işte böyle anlattı.
Gazeteci Nazlı Ilıcak, Hürriyet gazetesinin, "Ziverbey Gibi" manşetiyle soruşturmanın gayrimeşru olduğu şeklinde bir
imaj oluşturma çabası içine girdiğini belirtiyor.
Alper Görmüş; Hürriyet'in 12 Mart askeri müdahalesinin ürünü olan Ziverbey Köşkü ile hukuk çerçevesinde işleyen Ergenekon Soruşturması'nı kıyaslamasını ve iki olayı eş değer görerek "Ziverbey Gibi" manşeti atmasını "gazetecilik" olarak tanımlamanın mümkün olmadığını ifade ediyor.
Dönemi bilen herkes Ergenekon'un Ziverbey sorgulamalarında yaşananlar ilişkilendirilmesini maksatlı buluyor ve tepki gösteriyor.