Son pişmanlık fayda etmez
Sonunda “Keşke yüzde 47 almasaydık” diyecek bir Ak Partili buldu
Hürriyet; buldu ve pişmanlığı
manşetine taşıdı. Manşet belirleme toplantısında masanın etrafında yer alanlar, karardan sonra, o işareti de yapıp “İşte biz adamı böyle pişman ettiririz!” diye nara da atmışlar mıdır acaba?
Manşetin sahibi, o birinci sayfayı çerçeveletsin de evinin konuk odasındaki
Safari kelleleri arasına assın. Aslanın altında
aslan,
leoparın altında leopar, bu manşetin altında da '
demokrasi' yazarsa kimse şaşırmamış olur. Ülkemizin en ünlü pop sosyologu ve mesleğimizin medar-ı iftiharı olduğu kadar cangılda demokrasiyi kalbinden vuracak kadar keskin bir nişancı o...
Bir partiliyi halkın yarısının oyunu aldıkları için pişmanlık duyar duruma getirmek kolay bir iş değil gerçekten. Bir de halkı Ak Parti'ye oy verdiği için pişmanlık duyar hale getirirlerse, belki o zaman, istedikleri sonuca ulaşabilirler. Son hamleyi yapmak için kenarda duranların beklentileri bu çünkü: Halkın iktidardaki partinin ardından çekilmesi... İşte o zaman
Doğan Grubu'nun tek sesli
koro halinde oluşturduğu '
kaos' ortamı, yerini sessizlik ve sükûnete terk eder, etraf süt
liman olur.
İlk önce hakkından gelmeleri gereken önemli bir engel var:
Sabah-atv grubu... Şimdi bütün füzelerini
rakip grubun üzerine yöneltmiş görünüyorlar. Şef, her zaman olduğu gibi,
amiral gemisinin kaptanı; koroistler de
ülkemizin bülbül sesli
yazıcıları... Herhalde haber toplantısı yanında 'yazı' toplantısı yapmaya da başlamışlardır; o gün kimin, rakip gruba hangi yönden saldıracağını belirlemek, böylece mükerrerliği önlemek, ancak özel bir toplantıyla becerilebilir.
Hem kendi gemisindeki uyumu sağladığı, hem de
Milliyet ve
Vatan gibi filikaları da göz ucuyla yönlendirdiği için, bu büyük becerisinden dolayı, kaptanı canı gönülden
tebrik ediyorum...
Rakip grubun
satış işlemini tamamlaması '
sürpriz' miydi Doğan Grubu için?. TMSF'nin açtığı ihalede atv-Sabah grubunu satın alan Ahmet Çalık'ın parayı denkleştiremeyeceğini
hesap ediyorlardı anlaşılan. Doğan
Medya Grubu'ndan bazılarının, etrafa, “Bulamamışlar, değil mi?” diye sordukları benim kulağıma da geliyordu.
“Bu kadar nasıl emin olabilirler?” sorusunu yönelttiğim
finans dünyasından bir dostum, “Yakın takibe alarak” dedi bana. Ahmet Çalık'ın
kredi için kapısını çalabileceği bütün
yerli ve
yabancı bankalara haber mi saldılar yani? Eh, bunu da yaptılar ve kapıları sıkı sıkıya kapalı tutmayı becerdilerse, Doğan Grubu'nun bunu sağlayan mensuplarına kırk bir kere “Bravo” vallahi!
Ahmet Çalık kredi alabilir biri mi? Finansçı dostum, “Hangi kapıyı çalsa alır” dedi bana. Dışarıda da içeride de kredi alabilirliği hayli yüksek biri biliniyor çünkü. Daha geçen hafta Arnavutluk'taki cep telefonu şebekesi yatırımı için 100 milyon dolarlık bir krediyi Avrupalı bankalardan temin ettiğini gazetelerde okudum.
Enerji alanında dünyanın öndegelen gruplarından birine sahip, ayrıca devreye sokacağı petrol rafinerisi daha şu aşamada bir milyar dolar ediyor.
Hürriyet ve yakınında tuttuğu filikalarında yazıcı olarak çalışan arkadaşlar birdenbire yabancı
sermaye karşıtı oluverdiler. Meğer atv-Sabah için yanına Katarlı bir ortak almış Ahmet Çalık; gazetenin başına
Arapça 'El' takısı getirerek 'Arap' sermayesini hatırlatıyorlar. Her medya grubunu yabancı ortakları açısından iyelik takısıyla belirleyecek olsaydık, sözgelimi Vatan gazetesinin önüne 'Der' mi, yoksa 'Die' mi koymak gerekirdi acaba? 'Der Vatan' mı, yoksa 'Die Vatan' mı?
Almanca grameri açısından hangisi doğru olur acaba?
Hata yapmamak için bunu Almancayı iyi bilen bir dostuma sormam gerekiyor...
Doğan Grubu'nun haber kanalı 'CNN-Türk' adını taşıyor; aslında bir Türk-
Amerikan ortaklığı bu... Hemen bütün medya şirketlerinde bir biçimde Alman sermayesi var Doğan Grubu'nun...
Hükümet RTÜK Yasası'nı yabancı sermaye payını artıracak biçimde değiştirsin diye alesta beklediği de biliniyor grubun;
yasa değişir değişmez medya grubundaki Alman ortak hisseleri de büyüyecek elbette.
Eğer yasa yabancı payı artırılacak biçimde değiştirilirse, yasanın o maddesine, yabancı paya sahip medya organlarının isimleri önüne, hangi ülke daha fazla para vermişse onu çağrıştıracak bir ön-ek getirilmesi şartı konursa iyi olur. Hürriyet, Milliyet, Posta gibi gazetelerin,
Kanal-D ve
Star gibi kanalların isimleri yabancı ön-eklerle kulağa daha hoş gelebilir.
Vahit
Erdem yüzde 47 oy aldıklarından pişmanlık duymuş; ama bir de yüzde 30'lar civarında kalsalardı, yüzde 47'ye bu muameleyi reva görenler, o durumda başlarına neler getirirdi, bunu hiç düşündü mü?
Düşünse iyi olur.
YENİ ŞAFAK